İlk Tekbir (Tahrîme) ;


Namazın bir takım farzları vardır. O farzlardan biri tahrîmedir. Tahrîm, bir şeyi muharrem yâni haram kılmaktır. Tahrîme lafzında olan   «he»   harfi isim oluşunu belirtmek içindir. [51]

Tahrîme ilk tekbîre tahsis edilmiştir. Çünkü ilk tekbîr, namaza başlamadan önce mubah olan şeyleri haram kılar. Diğer tekbirler böy­le değildir.

Tahrîme, tekbirdir. Yâni «AHâhu ekber» demekle Cenabı Kibriyâyı tavsif etmektir. Hazifle okunur. Hazf, Musallînin «Allah» lafzının «hem­zesinde» ve «ekber» lafzının «bâ» sında uzatma yapmamasıdir.

İki eller kaldırıldıktan sonra tekbir alınır. Esah olan budur. Çün­kü iki eli kaldırma işinde, Yücq Allah' (C.C.) dan başkasından kibriyâ­yı «büyüklüğü» uzaklaştırma (nefy) vardır. Şu halde, uzaklaştırma (nefy) önce yapılır.

Eller iki kulakların hizasına kaldırılır. Yâni baş parmaklar kulak­ların iki memeleriyle beraber oluncaya kadar iki eller kaldırılır. Hidâye'de böyle zikredilmiştir.

Kâdîhân (Rh.A.); «Musallî iki baş parmaklarının uçlarını, iki ku­laklarının memelerine dokundurur» demiştir.

Kadın iki ellerini iki omuzları hizasına kaldirdikdan sonra «AUahu ekber» der. Sahîh olan budur. Çünkü ellerini iki omuzları hizasına kal­dırmakta, onlar için azamî nispette örtünmek vardır. Kunüt'un, Bay­ramların ve Cenaze Namazının tekbirleri de açıklandığı gibidir.

Elin diğer parmakları normal hâli üzere kalır. Yâni açılmaz ve birbirine de yapıştırılmaz. Hattâ yayılmış olur.

Tahrîme, ta'zîmi gösteren söz ile caizdir. Misâli: «AUahu Eceli», ve­ya «Allahu A'zam» ya da «Er-Rahmânu Ekber», demek gibi.

Tesbîh ile de caizdir : «Sübhânallâh», demek gibi. Tehlîl ile de ca­izdir : «Lâ ilahe illallah» demek gibi.

Duaya delâlet eden söz ile caiz olmaz. Misâli: «Rabbiğfirlî» demek gibi. Sözün kısası : Tekbir yerine, sâdece ta'zîmi gösterip duâ ile karı­şık olmayan zikri söylemek caizdir.

İmâm, tekbîri açıkça söyler. İmâma uyan, imâm ile beraber tek­biri gizlice söyler. İmâm A'zam' (Rh.A.) a göre, efdal olan uyanın imâm ile beraber tekbiri söylemesidir. Çünkü uyan (yâni muktedî), namaz­da imâmın ortağıdır ve ortaklığın hakikati beraberliktedir. İmâmeyn'e göre, efdal olan, muktedînin imâmdan sonra tekbir almasıdır. Çünkü muktedî, imâma tâbidir. Teslim'de, İmâm A'zam' (Rh.A.) dan İki ri­vayet vardır. Kâfî'de böyle zikredilmiştir.

Eğer imâm, «Allahu Ekber» demezden önce, imâma uyan «AHâhu Ekber» dese, esah olan : Onlara göre, o kimse namaza başlamış olmaz. Fukahâ : İmâm, «Aliahu Ekber» sözünü bitirmeden önce, muktedî «Al-lâhu Ekber» sözünü bitirse, namaza başlamış olmayacağı hususunda birleşmişlerdir. Hânİye'de böyle zikredilmiştir.

Bize göre, tahrîme şarttır. Şafiî' (Rh.A.) ye göre, bir rükndür. Hi­lafın burada faydası, farzın tahrîmesi üzerine nafileyi bina etmenin ce­vazında görülür. Hattâ musallî Öğîe Namazını kilsa, yeniden tekbir al­madan nafileyi kılması sahih olur. Şâfîî' (Rh.A.) ye göre, yeniden tek­bir almadan sahîh olmaz.

Bina etmenin şekli şudur : Tahrîme şart olduğunda musallî nafi­leyi onunla edâ eder. O tahrîme ile farz edâ edilmiş olmak şartıyle bu caizdir. Nitekim, namaz kılacak olan kimsenin, farz için abdest alıp o abdesti ile nafileyi edâ etmesi caiz olduğu gibi. Şayet tahrîme bir rükn olsaydı, nafileyi, farzın rüknüyle edâ etmiş olurdu. Bundan dolayı caiz olmaz.
Yukarıda anlatılanlar yâni; Tahrîme için iki elleri kaldırmak, parmakları yaymak ve imâmın tekbiri açıkdan söylemesi, sünnettir. [52]


Eser: Dürer

  • Yeni Ekle
Yorumlar (0)

Dürer

 

Son eklenen ruyalar

Sitemizde yer alan soruların cevapları özenle islami eserlerden seçilerek yazılmaktadır.
..