Rükû' :

Namazın farzlarından biri de, rükû'dur. Musallî başım eğerken, rü­ku' için tekbir alır. Çünkü Resûlüllah (S.A.V.), başını eğerken ve kal­dırırken tekbir ahrdı.

Namaz kılan kimse rükû'da, iki elleri ile iki dizleri üzerine daya­nıp parmaklarını açar. Parmaklarını açmak, ancak bu halde mendûb-dur.

Musallî, sırtını düz tutarak rükû' eder. Hattâ rükû'da sırtına su dökülse, su sırtında durmalıdır. Musallî başını yukarı kaldırmayarak
ve aşağı eğmeyerek rükû' eder. Rükû'da durur ve üç kere (Sübhâne Rabbiyel Azîm) (Pek büyük olan Rabbimi her türlü noksan­lardan tenzih ederim.) diyerek teşbih eder. Üç kere teşbih, en aşağı-sıdır. Çünkü Resûlüllah (S.A.V.) :" «Her kim rükûsunda üç kere : «Sübhâne Rabbiye'1-Azîm», derse, rükûsu tamam olmuştur. Bu onun en azıdır. Her kim de, sücûdunda üç kere : «Sübhâne Rabbiye'1-A'lâ», derse secdesi tamam olmuştur. Bu da onun en azıdır.» [63] buyurmuştur.

Musallî teşbihleri üçden eksik yapsa, mekruh olur. Eğer imâma uyan, teşbihi üç kere tamam etmeden imâm başını kaldırsa, bir riva­yette, muktedî üç tekbiri tamam eder. Sahîh olan kavle göre, muktedî imâma tâbi olur. Her ne kadar teşbih ziyâde de olsa, tek başına kılan için teşbihi tek olan sayıda bitirmek efdaldir. İmâm ise, cemaati usan­dıracak şekilde teşbihi arttırcnaz.

Sonra, namaz kılan kimse, başım rükûdan kaldırırken :
(Semiallâhu limen hamideh) (Allah kendisine hamdedenin ham-dini kabul buyurur.) der. İmâm olan bununla yetinir. [64] İmâma uyan İse, (Rabbena leke'1-hamd)  (Ey Rabbimiz hamd de sana mahsustur.) sözü ile iktifa eder. [65] Çünkü ResûlüHah (S.A.V.) :
«İmâm: «Semi Allâhu limen hamideh» dediği zaman, siz; «Rabbe-nâ leke'1-hamd» deyiniz.» buyurmuştur!

Bu hadîsi şerîü Buharı ve Müslim rivayet etmişlerdir. ResûlüHah (S.A.V.); bu sözü imâm ile muktedî arasında taksim etmiştir. Taksim ise ortaklığa aykırıdır.

Muhît'de denilmiştir ki: Senanın çok olması için, imâma uyanın,

(Allâhümme Rabbena ve leke'I-hamd)   (Ey Rabbimiz olan Allahu Azimüşşan, hamd sana mahsustur.) demesi efdaldir.

Denilmiştir ki: Tek başına namaz kılan kimse, imâma uyan gibidir.

Yâni (Rabbena leke'I hamd) ile yetinir. Zeylaî (Rh.A.); Ulemânın çoğu bunu kabul etmişlerdir, demiştir. Mebsût'da esah olan budur, denmiştir. Çünkü (tesmî') kendisi ile bera­ber olan kimseyi tahmîde teşvik etmektir. Tek başına kılanın ise, ken­dinden başkasını tahmîde yâni, (Rabbena leke'l hamd) demeye teşvik edecek kimse yoktur. .

Bir kavle göre; «Tek başına namaz kılan kimse tesmî' ve tahmîdin ikisini de Bir arada yapar» Bu, İmâm Hasan' (Rh.A.) m İmâm A'zam Ebû Hanîfe' (Rh.A.) den rivayetidir. Hidâye sahibi, esah kavi budur, demiştir.

Musallî, başım rükû'dan kaldırdıkdan sonra düz olarak ayakda du­rur. İtmi'nândan başkası sünnettir.'

İtminan : Mafsalları yerine oturuncaya kadar a'zanm sükûnet bul­masıdır. Bundan başka olan rükû tekbiri, parmakların açılması, teşbih, tahmîd, tesmî ve düz olarak ayakda durmak, Sünnetlerdir.

Ta'dîli erkândan olan rükûdaki durma «Itmi'nân» vâcîbdir. Çünkü,
o maksûd rüknün tamamlanması için meşru kılınmıştır. Rükûdan başı­nı kaldırdıkdan sonra olan doğrulma ve iki secde arasında olan doğrul­ma bunun aksinedir. Bunlarda olan durma «itmi'nân» Sünnettir. Çün­kü iki rek'atın arasım ayırmak için meşru olmuştur. Sözün kısası, farzı tamamlıyan Vâcibdir ve vacibi tamamlayan da Sünnettir. [66]


Eser: Dürer

  • Yeni Ekle
Yorumlar (0)

Dürer

 

Son eklenen ruyalar

Sitemizde yer alan soruların cevapları özenle islami eserlerden seçilerek yazılmaktadır.
..