Cuma Namazının Sıhhatinin  Şartları :


1- Cuma Namazının -sıhhatinin şartı, şehirdir. Köyler (karyeler) de (Cum'a) caiz değildir. İmâm Şafiî (Rh.A.) ayn görüştedir.
Şehir (mısr); mescidlerinin en büyüğüne - mutlaka orada oturan­lar değil - üzerine Cuma vâcib olan [83] halkı sığmayan beldedir veya Müftüsü olan beldedir. Bunu Kâdîhân (Rh.A.) zikretmiştir.

Yine şehir; emîri, ve ahkâmı infaz edip cezaları uygulayan Ka­dısı olan beldedir. Bu iki ma'nâ, İmâm Ebû Yûsuf (Rh.A.) dan nakle (inmiştir. Birinci ma'nâ Kerhî' (Rh.A.) nin kabul ettiğidir. İkinci ma'-nâ, Selcî' (Rh.A.) nin kabul ettiğidir.
Veya Cuma Namazının sıhhatinin şartı, finây-ı mısr'dır. O finâ [84], şehrin işleri için hazırlanmış olmak bakımından şehre bitişik bir yerdir. Bu, at koşturmak, asker toplamak, ok atmaya çıkmak, ölüleri gömmek ve cenaze namazı kılmak ve bunlara benzer işler için hazırlanmış yer­dir.
2- Yine Cuma'mn sıhhatinin bir şartı da Sultân'dır. Veya Cuma Namazını kıldırmak için Sultân'ın emrettiği kimsedir.
Şehrin Valisi vefat etse, onlara ölünün halîfesi Cuma Namazı kıldı­rır. Veya «Sâhib-i Sarat» kıldırır. Sarat; alâmet mânâsındadır. Ona Şıh-ne [85] (yâni Emniyet Âmiri) denir. Sarat adı verilmesinin sebebi şudur: Zira, onlar kendilerine, bilinip tanınmaları için alâmet koyarlar.

Veya Cuma'yi Kadı kıldırır. Çünkü halkın işi onlara verilmiştir. Kâdihân  (Rh.A.) böyle zikretmiştir.

Cuma'mn kılınması için, halkın bir kimseyi nasb (tâyin) etmele­rine itibâr edilmez Ancak, eğer ölünün halîfesi, sahibi sarat ve kadî bulunmazsa, o zaman halkın bir kimseyi tâyinine itibâr edilir.
Cuma'yi Hac mevsiminde Mina'da ancak Halîfenin veya Mekke'de olan Hicaz Emîrinin [86] kıldırması caizdir. Yâni Hac mevsiminin dışın­da Arafat'ta ve Mina'da; mevsimde Mina'da, Mevsim Emîrinin - ki ona Hac Emîri denir - Cuma'yı kıldırması caiz değildir. Ancak Halîfenin ve Hicaz Sultanının kıldırması caizdir.
3- Yine, Cuma Namazının sıhhatinin şartı, Öğle Namazının vak­tidir. Öğle vaktinin çikmasıyle Cuma bâtıl olur. Bu durumda, Öğle Na­mazı kaza edilir, Cuma yerine geçmez.
4- Cuma Namazının sıhhatinin bîr şartı da,  tesbîha  (Cenâb-ı Hakk'kı teşbihler) miktarı hutbedir, tmâmeyn'e göre, hutbe denilebile­cek uzun bir zikr lâzımdır, İmâm Şafiî' (Rh.A.) ye göre, iki hutbe lâ­zımdır, ki iki hutbeden her biri tahmîd (hamd-ü sena) ve salevât (sa-lât-ü selâm) ve takva ile tavsiyeyi ihtiva etmelidir. Birinci hutbe kıraa­te dâir ve ikinci hutbe mü'minler için dua hakkındadır.

Hutbe, Cuma Namazından önce, Cuma'mn vaktinde okunur. Eğer Cuma'yı hutbesiz kılsalar veya hatib hutbeyi Cuma Namazından sonra okusa veya vaktinden önce okusa, Cuma bâtıl olur. Ve bu durumda, vaktinde iade edilir.         .                         ,
5- Cuma Namazının sıhhatinin bir şartı da cemâattir. Cemâatin en azı, imâmdan başka, erkeklerden üç kişidir. Eğer cemâat, imâm sec­de etmeden önce dağılmış olsalar, şartı mevcûd olmadığı için bâtıl olur, ve Öğle Namazım kılmaya başlamak gerekir. Eğer cemâat üç erkek kalırsa veya imâmın sücûdundan sonra ayrılırlarsa, Cuma Namazını tamâm ederler. Çünkü cemâat Cuma'mn kurulmasının (in'ikâdının) şartıdır. Cemâat ise kurulmuştur. Devamı şart değildir.
6- Cuma Namazının sıhhatinin bir şartı da izn-i âmmdır. Yâni Emîrin, insanlar içjn umûmî müsâde vermesidir. Hattâ emîr, köşkünün kapısını kapayıp maiyyetiyle Cuma Namazını kılsa, caiz olmaz. Çünkü Cuma Namazı, İslâm'ın şiarından ve Dînin husûsiyetlerindendir. Bu bakımdan, kılınması, duyurulmak* ve yayılmak yoluyla vâcibdir. Eğer Emîr köşkünün kapısını açıp maiyyetiyle birlikte Cuma'yı kılar ve in­sanların girmesine izin verirse Cuma caiz olur.   Fakat mekruh olur. Çünkü Emîr cemeden (toplayan) mescidin hakkını yerine getirmemiş­tir. [87]


Eser: Dürer

  • Yeni Ekle
Yorumlar (0)

Dürer

 

Son eklenen ruyalar

Sitemizde yer alan soruların cevapları özenle islami eserlerden seçilerek yazılmaktadır.
..