Devenin Nisabı :


Devenin nisabı beştir. Yirmibeşe kadar her beşde bîr buht'tur. Buht, «Buhtiyy» nin çoğuludur. O da Arabî ile Acemİ'den doğmuş olan iki hörgüçlü devedir. Buhtunasr'a [6] mensûbtur.

Veya ırâbdir. Irâb, (Arabi) nin çoğuludur. Veya yirmibeşe kadar her beş Arabî develerde zekât bir koyundur. Eserler bu­nun üzerinde birleşmiştir.Resûlüllah' (S.A.V.) in hükmü bunun üzeri­ne meşhur olmuştur. İki nisabın arasındaki afvedilmiştir. İleride gele­cek diğer nisâblarda da hüküm böyledir.

Yirmibeşde zekât, bîr «bint-i mahâd» dır. Bint-i Mahâd : İkinci yı­la girmiş olan dişi deve yavrusudur. Bu, anası '(mahâd» yâni çok kere bir diğerine hâmile olduğu için bu isimle adlandırılmıştır.

Deve otuzaltiya ulaşınca, zekâtı bir «bint-i lcbûn»dur. Bint-i le-bûn : (İki yaşını tamamlayıp) üçüncü yaşma basan dişi deve yavrusu­dur. Bu isimle adlandırılmasının sebebi; anasının bir diğerini doğurup çok kere memesinin sütlü olmasıdır.

Develer kırkaltıya varınca zekât bir hıkka'dır. Hikka : Dört yaşı­na girmiş olan dişi devedir. Hıkka denmesinin sebebi; yük götürmeye, binilmeye ve çiftleşmeye elverişli olmasıdır.

Develer altmışbir olunca, zekâtı bir cezaa'dır. Yâni beşinci yılma girmiş olan devedir. Deveciler onu dişlerinden tanıdıkları için cezaa demişlerdir.

Develer yetmişaltiya varınca zekâtı iki bint-i lebûndur. Develer doksanbir olduğunda, yüzyîrmiye kadar, zekâtı iki hıkkadır. Bundan sonra farizaya yeniden başlanır. '

Şayet develer yüzyirmi üzerine beş ziyâde olursa, her beşde iki hıkka ile bir koyundur. Develer yüzkırkbeş olunca, bir bint-i mahâd ve iki hıkka'dır. Develer yüzelli olunca, zekâtı üç hıkka'dır. Bundan sonra farizaya yeniden başlanır. Devpler beş fazla oldukça her beşde, bir ko­yun üç hıkkadır.

Yüzelliden sonra yirmibeşde (üç hıkka île) bir bint-i mahâd'dır. Yüzelİiden sonra otuzaltıda (üç hıkka ile) bir bint-i lebûn'dur. Yüzdok-sanaltı olduğunda, ikiyüze kadar, zekâtı dört hikkadır. Bundan sonra farizaya dâima yeniden başlanır ki, yüzelliden sonra olan ellide olduğu gibi, her ellide bir hıkka vâcib olur.
Musannifin bu kaydına sebeb; birinci isti'nâfdan [7], yâni yüz-yirmiden sonra olan isti'nâfdan ayirdetmek içindir. Çünkü onda bint-i lebûn vâcib olmaz. Yine bu ikisinin nisâbları olmadığı için dört hıkka-da vâcib olmaz. Çünkü o isti'nâfca : yüzyirminin üzerine yirmibeş ekle­nince, nisabın hepsi yüzkırkbeş olur. O da iki hıkka ile bir bint-i ma-hâd'm nisabıdır. Onun üzerine beş daha eklenip yüzelli olunca, üç hık­ka vâcib olur. [8]


Eser: Dürer

  • Yeni Ekle
Yorumlar (0)

Dürer

 

Son eklenen ruyalar

Sitemizde yer alan soruların cevapları özenle islami eserlerden seçilerek yazılmaktadır.
..