(Karısına Yaklaşmamak Yemini)


İlâ lügat yönünden mutlak yemin anlamındadır. Şer'an; îlâ müd­detinde kadın ile cinsî münâsebette bulunmamaya yemindir. [9] Bu ilânın hükmü —eğer koca yeminini yerine getirirse— bir bâîn talâktır ve eğer yeminini bozarsa keffâret ve cezadır.                         

İlânın en az müddeti hür kadın için dört aydır. Câriye için iki ay­dır. En çok müddetinde sınır yoktur. Koca iki ay müddetin daha azma yemin etse, îlâ yoktur, yâni koca karısına «Vallahi ben bana iki ay veya üç ay yaklaşmam» demekle îlâ olmaz.

Kğer koca, «Vallahi ben sana yaklaşmam» veya «Ben sana dürt ay yaklaşmam» dese, birinci yemin sürekli ve ikinci muvakkat yâni sürek­sizdir. Veya koca «Eğer ben sana yakınlık edersem bana haccetmek borç olsun.» veya buna benzer bir şey söylese:. Meselâ: «Oruç tutmak veya sadaka vermek bana borç olsun.» veya «Eğer ben sana yaklaşır­sam sen boşsun»' veya «Eğer ben sana yakın olursam kölem hür olsunu dese, eğer îiâ müddetinde kadına yaklaşırsa, yâni kadınla cinsî münâ­sebette bulunuşa yeminini bozmuş olur. Şayet Allah' (C.C.) in adı ile yaptığı yeminde, yeminini bozarsa keffâret yâcib olur. Allah' (C.C.) dan başkasında yaptığı yeminde ceza vâcib olur ve îlâ da düşer. Eğer kadı­na yaklaşmazsa bir talâk ile bâîn olur. Ve muvakkat yemîn düşer. Çün­kü yemîn dört ay süreli olursa ve kadına da yaklaşmazsa bir talâk ile bâîn olur; yemîn de düşer. Hattâ koca onu nikâh eylese de bundan sonra dört ay yaklaşmasa kadın bâîn olmaz.

Müebbed olan yemîn düşmez. Musannif bunu açıklayıp; «Eğer ko­ca müebbed yeminde kadım ikinci ve üçüncü kez .nikâh etse ve müd­detleri de cünasız geçirse, son ikisi ile kadın bâîn olur.» demiştir. Yâni müebbed yemîn düşmez.        

Şayet koça kadım ikinci kez nikâh etse ve dört ay kadına yaklaş­masa (yâni cinsî münâsebette bulunmasa) kadın ikinci kez bâîn olur. Ondan sonra yine nikâh edip dört ay yaklaşmasa üçüncü kez bâîn olur.

Eğer koca o kadını diğer kocadan sonra _y ine nikâh etse, kadın boş olmaz. Çünkü ilâ kalmamıştır. Şayet koca o kadın ile cima etse, eğer yemîn kadının talâkından başka şey ile yapılmışsa, yemîn bakî olmakla keffârei verir. Eğer talâkı ile yapılmış ise yemîn bakî kalmaz. Nitekim bilirsin ki, üçün tencîzi ta'lîkı ibtâl eder.

Kocanın kadına «Vallahi, ben sana iki ay yaklaşmam ve bu iki ay­dan sonra iki a" daha yaklaşmam.» demesi ilâdır. Çünkü koca iki sözün arasını toplamayı bildiren harfle ceın' etmiştir ve sözünü çoğul lâfzı ile cem' etmiş gibi olmuştur, tmdi müddet gerçekleşmiştir.

Kocanın karısına bir gün sonra; «Vallahi, ben sana iki ay yaklaş­mam ve bu iki aydan sonra iki ay daha yaklaşmam.» demesi ile îlâ ol­maz. Çünkü koca ilk iki ay ile son iki ayın arasını böyle ayırınca ilâ müddeti tamâm olmuş olmaz. O da dört aydır. Keza kocanın karısına;

Vallahi ben sana bir yılda ancak bir gün yaklaşırım.» demesi ile Uâ olmaz. Çünkü müstesna belirsjz bir gündür. Yemîn eden kocanın han­gi gün dilerse o günü müstesna kılmak hakkı vardır. Kocanın yılın günlerinden geçen her günü müstesna kılmağa hakkı vardır. Keza; «Vallâh ben sana bu yılda yaklaşmam, ancak bir gün sana yaklaşırım.» demesi ile îlâ etmiş olmaz. Çünkü kadına yaklaşacağı günlerin hepsini istisna etmiştir. Binâenaleyh ilelebed kadının yasaklanmış olması ta­savvur edilmez. Eğer koca kadına bir gün yaklaştıkda yıldan dört ay veya daha fazla geri kalsa, istisna düşüp müddet bakî kaldığı için îîâ etmiş olur. Çünkü istisna edilen %gün geçince yemîn edene kadın ile cima etmek ancak keffâret ile mümkün oiur.

Keza, yemîn eden kimse Basra'da iken karısı Kûfe'de olduğu halde, .Vallahi ben Kûîe'ye girmem.» demesi îlâ olmaz. Çünkü, bir şey lâzım gelmeksizin kadını Kûfe'den çıkarıp cima etmesi mümkündür.

Kic'î talâk ile boşanmış olan kadın îlâ hakkında, ikisi arasında ka­rı - kocalık bulunduğu için zevce gibidir. Nitekim daha Önce geçti.

Bâîn talâk ile boşanmış olan kadın îlâ hakkında zevce gibi değil­dir. İlâdan sonra nikâh ettiği yabancı kadın da Uâ hakkında zevce gi­bi değildir. Çünkü îlâ bu ikisi hakkında tasavvur olunmaz. Zira ilânın mahalli nass-ı kerîm ile o kocanın kadınlarıdır. Mubâne veya yabancı olan kadın ise onlardan değildir. Binâenaleyh, talâk icâb eden îlâ mün'akid, olmaz. Hattâ koca ilâdan sonra mübâne veya yabancı ile ev-lense îlâ etmiş olmaz. Bunun tahkiki şudur: İlâ, talâk zamanın geç­mesine ta'lîk menzîlesindedir. Şu halde ancak mülkde veya mülke mu-zâf olarak sahîh olur. Nitekim daha önce geçmişti ki; «Eğer ben senin ife evlenirsem, vallahi sana yaklaşmam.» sözünde olduğu gibi. Halbuki mülk bulunmamıştır. Eğer yemîn eden kimse o kadın ile nikâhdan sonra cima etse, yemininden dolayı keffâret verir. Çünkü yemîn, onu bozdukda keffâretin vücûbu hakkında mün'akiddir.                       

îlâ yapan kimse kendisinin veya kadının hastalığından dolayı ve­ya kadının küçük, olmasından yâhûd fercinin bitişik olmasından veya ikisi arasında dört aylık mesafe olmasından dolayı cimâdan âciz olsa, kocanın ilâdan dönmesi, «Ben îlâdarl kadına döndüm» demesi ile olur. Koca âciz iken, eğer ilânın müddeti geçse, bu sözden sonra kadın bo­şanmış olmaz.

Eğer koca îlâ müddetinde cimâa kadir olursa onun ilâdan dönme­si cima etmektir. Çünkü dil ile ilâdan dönmek cima ile dönmenin hale­fidir. Şayet bedel ile amaç hâsıl olmazdan önce asi üzere kadir olsa, bedel bâtıl olur. Meselâ; teyemmümlü olan kimsenin suyu gördükde teyemmümü bâtıl olduğu gibi.

Kocanın karısına «Sen bana'haramsın» demesi, eğer tahrîmi niyet ederse veya bir şeye niyet etmezse ilâdır. Çünkü bu söz mücmel (kısa) dir. Mücmeli açıklamak mücmel söyleyene düşer. Eğer koca «Ben bu söz ile kadım haram kılmayı niyet ettim.» veya «Bunun ile ben bir şey murâd eylemedim.» derse, yemîn olur ve bu söz Üe îlâ etmiş olur. Çün­kü helâlin haranı kılınması yemindir. Eğer zıhâra niyet ederse zıhâr olur. Çünkü zıhârda hürmet vardır. Eğer zıhâra niyet etti ise zıhâr sahih olur. Çünkü kocanın sözü ona da muhtemeldir. İmâm Afuham-med' (Rh.A.) e göre, zıhârın rüknü bulunmadığı için zıhâr olmaz. O rükn helâl kılınmış olanı haram kılınmış olana benzetmektir. Eğer ya­lana yemîn etti ise geçersiz olur. Çünkü koca helâl kılınmış olanı ha­ram kılınan ile nitelemiştir. İmdi gerçekten yalan olur. Şayet koca ya­lana niyet etse, tasdik edilir. Koca talâka niyet etse, boşama bâîndir. Üç talâka niyet etti ise talâk üçtür. Bu mes'ele kinayeler konusunda geçmişti. Fetva; her ne kadar niyet etmedi ise de, talâk olmasıdır. O adam örf en niyet etmiş sayılır. Bundan dolayı bu söz ile, yâni, «Sen bana haramsın!» sözü İle ancak erkeklere yemîn ettirilir. Fukahâ bu­nun için demişlerdir ki; eğer talâkdan başkasına niyet etse kazaen tas-dîk edilmez. Şayet bir adamın dört karısı olsa, mesele yine bunun gibi olsa, dörtten her birinin üzerine bir bâîn talâk vâki<olur.

Bazıları demiştir ki: Dört kadından biri boşanmış olur. Kocanın, hangisini kasdettiğini açıklaması gerekir. Bu söz daha açık ve Fıkha daha lâyıktır. Bunu Zeylaî (Rh.A.) zikretmiştir.
Yine, bir kimsenin «Her helâl olan bana haramdır!» . veya «Sağ elimde her ne varsa bana haramdır!» demesi de böyledir. Yâni her ne kadar o kimse talâka niyet etmedi ise de, fetvaya göre bu talâktır. E-ğer, «Benim sol elimde her ne varsa!» dese, talâk vâki olmaz. Çünkü bu söz insanların âdeti değildir. Eğer «Her ne ki elimde tutarım, ha­ramdır!» dese, talâk olur. Nihâye'de böyle zikredilmiştir. [10]


Eser: Dürer

  • Yeni Ekle
Yorumlar (0)

Dürer

 

Son eklenen ruyalar

Sitemizde yer alan soruların cevapları özenle islami eserlerden seçilerek yazılmaktadır.
..