22-23. Nâdir (Oğulların)In Haberi


3004... Peygamber (s.a)'in sahabilerinin birinden (rivayet olun­duğuna göre), Bedir savaşından önce ve Rasûlullah (s.a)'in Medine'­de bulunduğu bir günde, Kureyş kâfirleri (Medine'deki münafıkların reisi Abdullah) b. Übeyy (b. Selûl) ile beraberindeki Evs ve Hazrec'-den olan putperestlere "Şurası muhakkak ki: Siz bizim-bir vatandaşı­mıza kendinize sığınma hakkı tanıdınız. Allah'a yemin ediyoruz ki: Onu ya öldürürsünüz, ya da (memleketinizden) çıkarırsınız. Aksi tak­dirde hepimiz birden sizin üzerinize yürür, nihayet sizi ölüm yerleri­nizde öldürür kadınlarınızı (kendimize) helâl kılarız." mealinde bir mektup yazmışlardır.

Bu (mektup) Abdullah b. Übeyy ile yanındaki putperestlere ula­şınca Peygamber (s.a)'le savaşmak üzere bir araya geldiler. JCupeyş'in Abdullah'a mektup göndermesi haberi peygamber (s.a)'e erinince, (gi­dip) Abdullah ile onun etrafında bulunan putperestlerin yanına vardı ve:

"Kureyş'in tehdidi size son derece tesir etti. (Kureyş'in bu tehdidiyle) size yereceği zarar (sizin bizimle harbe kalkışmak suretiyle) ken­dinize vermek istediğiniz zarardan daha fazla değildir. (Çünkü siz kendi öz) oğullarınız ve kardeşlerinizle savaşmak istiyorsunuz." dedi. Pey­gamber (s.a)'den bunu duyunca, dağıldılar. Kendilerine bu haber ula­şan Kureyş kâfirleri Bedir savaşından sonra yahudilere, "siz silah ve kale sahibi (olan bir cemaatisiniz. (Binaenaleyh) siz ya bizim vatan­daşımız (olan Muhammed)le savaşırsınız ya da biz size şöyle şöyle ya­parız. Ve (o zaman) bizimle sizin kadınlarınızın halhalları arasına hiç­bir engel giremez." diye bir mektup yazdı. Kureyş kâfirlerinin (yahu­dilere bu ikinci) mektubunu (göndermeleri haberi) Peygamber (s.a)'e erişince, Nâdir oğullan (Hz. Peygambere) sû-i kast yapmaya karar ver­diler. Rasûlullah (s.a)'e "sahabilerinden otuz kişiyle birlikte (karşımıza) çık, bizden de otuz din adamı çıksın orta yerde karşılaşalım. (Sen ko­nuş alimlerimiz de) seni dinlesinler. Eğer seni tasdik edip inanacak olur­larsa, sana biz de inanacağız" diye bir haber gönderdiler. (Râvi ez-Zührî, Kureyza oğullarının Hz. Peygamber'le geçen bu) hadiselerini bütün ayrıntılarıyla) anlattı. (Hz. Peygamberin sahabisi sözlerine de­vamla şunîarı söyledi:) Ertesi gün sabahleyin Rasûlullah (s.a) (askeri) bir kuvvetle Nâdir oğullarının üzerine yürüdü ve onları kuşatıp
"Vallahi siz benimle bir antlaşma yapmadıkça ben size güvenenem!" dedi. Onlar da Hz. Peygamberle antlaşmaya yanaşmadılar. Bu­nun üzerine o gün onlarla savaşa başladı. Sonra ertesi gün sabahleyin Nâdir oğullarını (yerlerinde) bırakıp (askeri) bir kuvvetle Kureyza oğul­larının üzerine yürüdü ve onları sulha davet etti. Kureyza oğulları sulhu kabul edince onlar (la savaşmak)dan vazgeçti ve askeri bir kuvvetle (tekrar) Nâdir oğulları üzerine yürüdü. Nihayet onlar (kuşatmaya da­yanamayıp) vatanlarını terketmek şartıyla (kalelerinden) indiler. De­velerinin) taşıyabileceği mallarından ve evlerinin kapı ve tahtaların­dan (ne varsa hepsini) alarak vatanlarından çıkıp gittiler. (Bunun üze­rine) Nâdir oğullarının hurmalığı Rasûlullah (s.a)'in özel mülkü oldu. Allah bunu ona verdi. Bunu ona tahsis etti. (Kur'ân-ı Keriminde de şöyle) buyurdu: "Allah'ın onlardan peygamberine verdiği ganimetle­re gelince, siz (onu elde etmek için) onun üzerine ne at, ne de deve koşturdunuz..."[258] (yüce Allah bu sözüyle) harpsiz olarak (ele geçir­diniz) demek istiyor. Peygamber (s.a) ise (bu malı) muhacirlere verdi.
Onlara bölüştürüverdi. Birazını da ensardan ihtiyaç sahibi olan iki ki­şiye verdi. Bu ikisinden başka ensardan kimseye bir pay vermedi. Bun­lardan, Hz. Fatıma (r.a)'nın oğullarının elinde bulunan Rasûlullah'ın mallan ise baki kaldı.[259]


Eser: Ebu Davud

  • Yeni Ekle
Yorumlar (0)

Ebu Davud

 

Son eklenen ruyalar

Sitemizde yer alan soruların cevapları özenle islami eserlerden seçilerek yazılmaktadır.
..