Açıklama


Burada söz konusu edilen anlaşmadan maksat 2918 numaralı hadisin şerhinde ayrıntılı olarak açıkladığımız iki kişinin karşılıklı diyet ödeme, varis olma veya yardımlaşma mevzuunda anlaşmala­rından doğan ve Muvâlat akdi denilen hukukî münasebettir. Sözü geçen ha­disin şerhinde de açıkladığımız gibi aralarında böyle bir anlaşma bulunan kimselerden biri ölünce eğer yakını yoksa diğeri onun malına varis olabi­liyordu.

Bu hadis-i şerifin zahirinden anlaşıldığına göre bu uygulama Enfâl su­resinin yetmjşbeşinci âyetiyle yürürlükten kaldırılmıştır.                    

Cumhur ulema bu hadis-i şerifin zahirine sarılarak muvâlat akdinin yü­rürlükten kaldırıldığını ve hukukîliğini kaybettiğini söylemişlerdir.
Hanefilere göre muvalât akdi yapan mevlâ'l-muvalat dediğimiz kim­selere pay ayrıldığını ifade eden Nisa sûresinin 33. âyeti gereğince bu kimse­ler arasında cereyan eden miras hükümleri Enfâl sûresinin yetmişbeşinci âye­tiyle yürürlükten kaldırılmamıştır. Çünkü Rahim akrabalarının birbirine varis olması daha uygundur.[126] mealindeki âyet sözü geçen Nisa süresindeki âye­tin hükmünü neshetmez, ancak tefsir eder. Çünkü o âyet Rahim sahihleri­nin mirasta mevla'l muvalat'tan daha ileri olduğunu bildirir. Bu tıpkı oğul bulunduğu zaman mirası kardeşten daha ileri olması gibidir. Oğul kardeşi miras sahibi olmaktan, çıkarmaz. Ancak mirası kendisi alır. Ama oğul bu­lunmasa miras kardeşe düşer. Rahim sahihleri de bulunursa miras onlara dü­şer, ama rahim sahipleri bulunmadığı zaman mirası mevlâ'l-muvalat alır.

Mâlik, Sevrî, Evzâî ve Şafiî'ye göre asabe ve rahim sahihlerinden yakı­nı olmayanın mirası devlete aittir. Mevlâ'l muvalata düşmez. Malîkiler veŞafiîler Hanefilerin içtihadına karşı şöyle diyor:

Bu âyette anlatılanın (mevlâ' muvalatın) vâris olacağına dair bir delil yok­tur. Çünkü böyle bir delalet üç şeye bağlıdır:
1. "Yeminlerinizin bağladığı kimselere hisselerini verin"[127] cümlesiyle

mutlaka antlıların kasdedilmesi,
2. Bu cümlede geçen nasib kelimesiyle mirasın kastedilmiş olması,
3. Bu cümlenin muhkem olması[128]
2922... İbn Abbâs'dan "Yeminlerinizin bağladığı kimselere his­selerini veriniz"[129] âyeti hakkında (şöyle) dediği (rivayet olunmuştur):
"Muhacirler Medine'ye geldikleri zaman Rasûlûllah (s.a.)'ın ensarla muhacirler arasında kurmuş olduğu kardeşlikten dolayı (muha­cirler) ensara (bir ensarhmh) akrabasından önce (mirasçı kılınırlardı). (Bu âyet bu tatbikatla ilgiliydi. Bir süre sonra) "Ana babanın ve ak­rabanın bıraktıklarından her birine varisler kıldık...[130] (mealindeki âyet-i kerime) inince bu âyet öbür âyeti neshetti. Binaenaleyh) "ye­minlerinizin bağladığı kimselere hisselerinizi veriniz"[131] (âyet-i kerime­sinde yeminlerin bağladığı kimselere verilmesi emredilen hisseden maksat) yardım, nasihat ve onlara yapılacak vasiyettir. (îşte bu şekil­de muhacirlerin ensarın malı üzerindeki) miras (hakları) yürürlükten kalktı.[132]


Eser: Ebu Davud

  • Yeni Ekle
Yorumlar (0)

Ebu Davud

 

Son eklenen ruyalar

Sitemizde yer alan soruların cevapları özenle islami eserlerden seçilerek yazılmaktadır.
..