Açıklama
Âyet-i kerîmedeki "beyaz iplik ve siyah iplik"ten maksat; Hz. Peygamber (s.a.)'in de belirttiği gibi gecenin karanlığı ve gündüzün aydınlığıdır. Aydınlık ve karanlığın, beyaz ve siyah ipliğe benzetilmelerine sebep, sabaha doğru bunların ikisinin de iplik gibi uzamalarıdır.
Bu âyet-i kerîmenin nüzulüne sebep olan hadîse, 2314 numaralı hadîsin izahında belirtilmiştir.
Bu hadîsin zahirinden, Adiyy b. Hatîm'in, söz konusu âyet indiği zaman müslüman olduğu anlaşılmaktadır. Çünkü kendisi; ...âyeti inince" tabirini kullanmıştır. Bu âyet hicretin ilk yıllarında nazil olmuştur. Halbuki, meğâzi âlimlerinin büyük çoğunluğu Adiyy'in hicretin 9. veya 10. yılında müslüman olduğunu söylemektedirler.
Buna göre Adiyy'in "...âyeti inince" sözünün, te'vîl edilmesi gerekir. Nitekim âlimler, Adiyy'in bu sözünü birkaç şekilde te'vîl etmişlerdir. Bunlar içinde en çok beğenileni şudur:
Adiyy sanki şöyle demek istemiştir:
"Bu âyet indikten sonra ben Medîne'ye gelip, müslüman olunca ve şeriatın ahkâmını öğrenince ve bana bu âyet okununca..."
Ahmed b. Hanbel'in, Mücâhid vasıtasıyla, Adiyy'den yaptığı şu rivayet yukarıdaki te'vîli takviye etmektedir.
"Rasûlullah {s.a.) bana, namazı ve orucu öğretip; "şöyle namaz kıl, şöyle oruç tut. Güneş battığı zaman, beyaz iplik siyah iplikten ayrılıncaya kadar ye'* buyurdu. Ben de iki iplik aldım..."
Hadîsin metninden ve yukarıya aktarılan îzahlardan anlaşıldığı üzere; Adiyyb b. Hatim "Fecirden beyaz iplik siyah iplikten ayrılıncaya kadar yeyiniz, içiniz." mealindeki âyeti duyunca, bir siyah bir de beyaz ip alıp, yastığının altına koymuş ve yemeye içmeye son vermek için iplerin birbirinden ayrılabileceği vakti beklemiştir. Ancak, sabah yaklaştığı halde, ipleri ayırdedememiş ve durumu Hz. Peygamber'e arzetmiştir. Burada şöyle bir soru akla gelebilir: Âyette, hakîki manânın kastedümediğine delâlet eden açık bir karine var, o da ifâdenin sonundaki, "fecirden" kelimesidir. Bu karîne açıkça, beyaz iplik ve siyah iplikten maksadın gündüzün aydınlığı ile gecenin karanlığı olduğunu ortaya koyuyor. O halde, Adiyy b. Hatim niçin böyle bir hataya düşmüştür?
Bu soruya birkaç yönden cevâp verilebilir. Şöyle ki:
1. Adiyy b. Hatim âyeti kerimedeki "Fecirden" ifâdesini, sebep manâsına almış olabilir. Yâni, manayı; "fecir sebebiyle beyaz iplik siyah iplikten ayrılıncaya kadar..." diye anlamıştır.
2. Adiyy, bu işaret edilen bölümü unutmuştur.
Nitekim İbn Cerîr'in Adiyy'den rivayet ettiği şu haber buna delâlet etmektedir.
"Rasûlullah (s.a.)'e geldim. Bana İslâm'ı öğretti. Her namaz vakti içinde nasıl kılacağımı tarîf etti. Sonra da; "Ramazan geldiği zaman, fecirden beyaz iplik siyah iplikten ayırt edilinceye kadar ye-iç. Sonra geceye kadar orucu tamamla." buyurdu. Ben bunun ne olduğunu anlamadım. Siyahtan ve beyazdan iki iplik büktüm. Fecir vaktinde onlara baktım fakat ikisini de aynı gördüm. Bunun üzerine Rasûlullah (s.a.)'e gittim ve;
Yâ Rasûlallah, bana tavsiye ettiğin herşeyi yaptım. Ancak, siyah iplik beyaz iplik meselesini beceremedim, dedim.
"Buna sebep ne? Yâ ebâ Hatim?" buyurdu ve sanki yaptığımı anlamış gibi gülümsedi. Ben;
Beyaz ve siyah iplikten iki iplik büktüm ve geceden (itibaren) Onlara baktım. Ancak hep onları aynı buldum, dedim.
Bunu duyunca Rasûlullah (s.a.) azı dişleri görülünceye kadar güldü ve;
"Ben sana "fecirden" demedim mi? O ancak, gündüzün aydınlığı ve gecenin karanlığıdır, buyurdu."
İbn Cerîr'in rivayet ettiği bu hadîs, âyet-i kerîmedeki kelimelerinin de, geri kalanıyla birlikte indiğini gösterir. Halbuki Buhârî'-nin Sehl b. Sa'd'dan rivayet ettiği şu hadîs, kısmının sonradan indiğine işaret etmektedir:
Sehl şöyle demiştir:
Âyeti indi, kısmı inmedi. İnsanlar oruç tutmak istedikleri zaman birisi ayağına beyaz ve siyah iplik bağladı. Onları birbirinden ayırıncaya kadar yemeye devam ediyordu. Bunun üzerine Allahr bölümünü indirdi de, halk, bundan gecenin ve gündüzün kastedildiğini öğrendi.
Buna göre, Buhârî'deki Sehl hadîsi ile, lbn Cerîr'deki Adiyy hadîsi arasında bir tezat ortaya çıkmaktadır.
İbn Hacer el-Askalânî bu tezâtı şöyle ortadan kaldırıyor;
Adiyy b. Hâtim'in hadîsi, Sehl b. Sa'd'ın hadîsinden daha sonradır. Sanki, Adiyy'e Sehl hadîsinde bahsedilen şey ulaşmamıştır. Mücerred olarak âyeti işitmiş ve yukarıda geçtiği şekilde anlamıştır. Bunun üzerine, Rasûlullah (s.a.) âyetteki den muradın, karanlığı aydınlıktan ayırmak olduğunu beyân etmiştir.
Hadîs-i şerifin devamında, Adiyy b. Hatim Hz.Peygamber (s.a.)'eva-rıp da durumu arzedince, Rasûlullah (s.a.)'ın, gülerek "şüphesiz öyleyse yastığın geniş ve uzundur" buyurduğu görülmektedir. Rasûlullah'm bu sözden maksadını alimler farklı yorumlamışlardır.
Kurtûbî ve Kadı lyâz gibi büyük âlimler, Rasûlullah (s.a.)'m bu sözü, karşısındakinin gaflet ve hamakatine kinaye olarak söylemediği görüşünde iken; bâzı âlimler bu sözün, Adiyy'in gafletine işaret olarak söylendiği fikrindedirler. Bunlar, "senin yastığın geniş ve uzundur. sözünü, Arapça'da "kalın kafalı" manasına kullanılan ( uüı jhj- ) terkibine benzetmişlerdir. Ancak hadise Rasûlullah'ın bir sahâbiye hakaretâmiz ifâdeler kullanmasını gerektirecek derecede büyük değildir. O bakımdan, Kurtûbî ve Kadı Iyâz'ın anlayışları daha uygun görünmektedir. Hattâbî, her iki anlayışı da uygun görenlerdendir.
Hattâbî şöyle der:
"Şüphesiz öyleyse senin yastığın uzun ve geniştir," sözünde iki kavil vardır:
1. Rasûlullah burada "şüphesiz öyleyse senin uykun fazla imiş" demek istemiştir. Yastık sözü uykudan kinayedir. Çünkü uyuyan onun üzerine başını kor. Yahut da "öyleyse senin gecen uzunmuş" demeyi murâd etmiştir...
2. Rasûlullah yastık ile, başını ve boynunu koyduğu yeri kinaye etmiştir. Buna göre; yastık büyük olunca, kafa da büyük olur. Bu da gaflet ve gabâvetten kinayedir."
Kurtûbî, Efendimizin bu ifâdesinin Adiyy'i gaflete nisbet etmek anlamında olmadığını ifâde ile şöyle der:
"Allahü âlem, Rasûlullah. bununla; "eğer senin yastığın Allah'ın murâd ettiği iki ipliği kaplayabilmişse geniş ve uzun demektir. Bunun için, Rasûlullah hemen peşinden; "Bu ancak gecenin karanlığı ve gündüzün aydınlığıdır" buyurmuştur.
İbn Hıbbân bu Adiyy hadîsini; "Arapların lügatlarının birbirinden farklı olduğunun beyânı" başlığı altında vermiştir. Bu hareketiyle İbn Hıbbân, Adiyy b. Hâtim'in, siyah ve beyaz iplikle gecenin karanlığı ve gündüzün aydınlığının kastedildiğini bilmediğine işaret etmek istemiştir. Bu da, Kurtûbî'nin görüşüne kuvvet kazandırmaktadır.
Kadı Iyâz'ın bu konuda söyledikleri de şöyledir:
"Adiyy b. Hatim âyet-i kerîmeyi anlayış tarzından dolayı iki iplik alıp yastığının altına koymuştur. Aynı şekilde davranan başka sahâbîler de olmuştur." Daha sonra Kadı Iyâz bu cümleyi aynen Kurtûbî'nin anladığı biçimde izah eder:
"Hadîsin manâsı şudur: Eğer sen Allah'ın murâd ettiği iki ipliği (gece ile gündüzü) yastığının altına koyabildinse, senin yastığın çok uzun ve geniş demektir."
Ebû Avâne'nin, Mutarrıf tan yaptığı rivayette Hz. Peygamberin güldüğü ve "hayır ey koca kafalı" buyurduğu belirtilmektedir. Kadı Iyâz bu ifâdeyi de yukarıdaki mânâya hamletmiştir.
Bu bâbda geçen hadîsler ve bu hadîslerde işaret edilen âyet-i kerime[145], oruç tutulan günlerin gecelerinde, fecir doğuncaya kadar yeme içme, cinsî temas gibi oruca aykırı davranışların caiz olduğuna delildir. Ancak fecrin doğuşundan muradın ne olduğunda ihtilâf edilmiştir. İbn Rüşd'ün Bidâyetü'I-müctehîd ve nibâyetü'l-muktesid adındaki eserinde belirtildiğine göre; ulemânın cumhuru, fecir sözüyle kastedilenin, fecr-i sâdık olduğu görüşündedirler. Bu görüşe kaynak olacak hadîsler yukarıda geçmiştir.
Fecrin belirmesinden muradın, fecrin doğması mı yoksa, mükellef tarafından görülmesi mi olduğu da ihtilâfa konu olmuştur. Çünkü âyet-i kerîmedeki ifâdesi, her iki anlayışa da imkân vermektedir. Cumhurun görüşüne göre, fecrin belirmesinde mükellefin görüşü esâstır. Dolayısıyla bir kimse fecrin doğup doğmadığında şüphe ederse, kendisine yemek içmek helâl olur. Ancak, fecirden sonra, yediği kesinlikle belli olursa, o günü kaza etmesi gerekir.
Oruca başlama vaktinin fecrin doğuşu ile mi yoksa aydınlığın yayılışı ile mi olduğunda da farklı görüşler vardır. Ulemânın ekseriyetine göre, fecir yayılıncaya kadar yemek içmek caizdir. Dört mezhep imamının görüşü de bu merkezdedir. Îbnü'l-Münzîr'in bildiğine göre; Hz. Ömer, Hz. Ali ve İbn Abbas da bu fikirdedirler.
Reddü'l-muhtar'da, orucun başlama zamanının, fecrin ilk doğmaya başladığı an mı yoksa aydınlığın yayılması esnası mı olduğundaki ihtilâf, sabah namazının vaktindeki ihtilâfa benzetilerek; "fecrin ilk doğmaya başlaması zamanını kabul etmek daha ihtiyatlı, aydınlığın yayılmasını kabul etmekse, ruhsattır" denilmektedir.
Zayıf kabul edilen bir görüşe göre ise, oruca başlama vakti, fecr-i sâdıktan sonra görünen kızıllıktır. Buna kırmızı fecir denilir. Buna göre güneşin doğmasına yakın bir zamana kadar yemek içmek caizdir. Bu görüş, ashâb-ı kiramdan, Huzeyfe ve îbn Mesûd'dan da rivayet edilmiştir. Ayrıca Süleyman b. A'meş, el-Hakem b. Uteybe, Ebû Miclez, Ebû Bekir b. Ayyaş da bu görüştedirler.. Bunlar, bu konuda âyetteki, "fecir" kelimesini, kırmızı fecir olarak anlamışlardır. Ayrıca şu haberler de bu görüşün delilleri arasındadır:
Huzeyfe şöyle demiştir:
"Rasûlullah (s.a.)'le birlikte sahur yemeği yedim (yediğimiz zaman) sanki gündüzdü diyebilirim, ancak henüz güneş doğmamıştı."
Zer b. Hubeyş (r.a.) şöyle der:
"Sahur yemeğini yeyip mescide gittim. Giderken, Huzeyfe'nin evine uğrayıp yanına girdim. Bir deve sağmamı emretti, sağdım. Bir tencere emretti, sütü pişirdim, sonra; "ye" dedi. Ben oruç. tutmak istiyorum" dedim. "Ben de istiyorum." dedi. Yedik, içtik sonra mescide geldik, hemen namaza başlandı.
Huzeyfe "Rasûlullah bana böyle yaptı" veya "ben Rasûlullah'la böyle yaptım" dedi. "Sabahtan sonra mı?" dedim. "Evet, sabahtan sonra, ancak güneş doğmamıştı" dedi.[146]
Ebû Davud'un bir evvelki hadîsi de bu görüşün delilleri arasında sayılır.
İbnü'l-Münzîr'in rivayetine göre; Hz. Ali sabah namazını kılmış sonra; "Şu an beyaz ipliğin siyah iplikten ayrıldığı andır" demiştir.
Tahavî, Huzeyfe'nin rivayetinin bu konudaki âyetin[147] inmesinden önce olmasının muhtemel olduğunu söyler. Böyle olmasa bile, yeme içmenin ikinci fecrin doğması ile sona ereceğini belirten sahîh hadîsler o kadar çoktur ki, orucun başlama vaktinin güneşin doğumuna yakın bir zamana kadar uzayacağını bildiren haberler onlara muarız olamazlar." Zaten bu görüş çok zayıf görülmüş ve mezheb imamlarından hiçbirisi tarafından i'tibâr edilmemiştir. Sâdece bu birkaç haberi alıp, ikinci fecirle birlikte yemenin içmenin haram olduğunu belirten Kütüb-ü Sitte'deki sahîh hadîsleri hesaba katmamak uygun bir davranış değildir. Zihinleri karıştırmaktan başka bir işe yaramaz.[148]
Eser: Ebu Davud
Ebu Davud
- 14. ORUÇ BÖLÜMÜ
- Orucun Mâna Ve Tarifi
- Orucun Tarihçesi
- Orucun Gayesi
- Orucun Çeşitleri
- 1. Orucun Farz Oluşu
- Açıklama
- Bazı Hükümler
- Açıklama
- 2. "Oruca Dayanamayanlara Fidye Lâzımdır" Âyeti Kerimesinin Neshi
- Açıklama
- Bazı Hükümler
- Açıklama
- 3. Âyyetinin İhtiyar Ve Hamileler Hakkında Sabit Olduğu
- Açıklama
- Açıklama
- Bazı Hükümler
- 4. (Ramazan) Ayı 29 Gün Olur
- Açıklama
- Bazı Hükümler
- Açıklama
- Bazı Hükümler
- Açıklama
- Açıklama
- Bazı Hükümler
- Açıklama
- Bazı Hükümler
- 5. Hilali Gözetleyenler Tesbitte Hata Ederse (Ne Yapmalı)
- Açıklama
- Bazı Hükümler
- 6. Hava Kapalı Olur Da Hilal Görülmezse Ne Yapılır?
- Açıklama
- Bazı Hükümler
- Açıklama
- Bazı Hükümler
- 7. "Hava Kapalı Olduğu Zaman Otuz Gün Oruç Tutunuz" Diyenler[65]
- Açıklama
- Bazı Hükümler
- 8. (Şabanın Sonunda Oruç Tutmakla) Ramazan'ı Karşılama (Önüne Geçme)
- Açıklama
- Bazı Hükümler
- Açıklama
- Açıklama
- 9. Hilal Bir Memlekette Başka Ülkelerden Bir Gece Önce Görüldüğü Zaman (Ne Yapılır?)
- Açıklama
- Bazı Hükümler
- Açıklama
- 10. Şek Günü Oruç Tutmak Mekruhtur
- Açıklama
- Bazı Hükümler
- 11. Şabanı Ramazana Ulayan Kimse Hakkında Varid Olan Hadisler
- Açıklama
- Açıklama
- Bazı Hükümler
- 12. (Şabanı Ramazana Ulamanın) Mekruh Olduğu
- Açıklama
- 13. İki Kişinin Şevval Hilâlini Gördüklerine Dair Şahitlikleri
- Açıklama
- Bazı Hükümler
- Açıklama
- Bazı Hükümler
- 14. Bir Kişinin Ramazan Hilalini Gördüğüne Şahitlik Etmesi
- Açıklama
- Bazı Hükümler
- Açıklama
- Bazı Hükümler
- Açıklama
- Bazı Hükümler
- 15. Sahur Yemeğinin Önemi
- Açıklama
- Bazı Hükümler
- 16. Sahura Ğadâ (Kahvaltı) Diyenler
- Açıklama
- Bazı Hükmüler
- Açıklama
- 17. Sahurun Vakti
- Açıklama
- Bazı Hükümler
- Açıklama
- Bazı Hükümler
- Açıklama
- Bazı Hükümler
- Açıklama
- Bazı Hükümler
- 18. Kap Elinde Yiyip İçerken Ezanı Duyan Kimse Ne Yapmalıdır?
- Açıklama
- Bazı Hükümler
- 19. Oruçlunun İftar Vakti
- Açıklama
- Bazı Hükümler
- Açıklama
- Bazı Hükümler
- 20. İftarda Acele Etmek Müstehaptır
- Açıklama
- Bazı Hükümler
- Açıklama
- Bazı Hükümler
- 21. İftar Ne İle Açılmalıdır?
- Açıklama
- Bazı Hükümler
- Açıklama
- Açıklama
- 22. İftar Esnasında Söylenecek Şey
- Açıklama
- Açıklama
- Bazı Hükümler
- 23. Güneş Batmadan Önce Orucu Açmak
- Açıklama
- Bazı Hükümler
- 24. Visal Orucu
- Açıklama
- Açıklama
- Bazı Hükümler
- 25. Oruçlunun Gıybet Etmesi
- Açıklama
- Bazı Hükümler
- Açıklama
- Bazı Hükümler
- 26. Oruçlunun Dişlerini Misvaklaması
- Açıklama
- Bazı Hükümler
- 27. Oruçlu Hararetten Dolayı Vücuduna Su Dökebilir Ve İstinşakta Mübalağa Edebilir Mi?
- Açıklama
- Bazı Hükümler
- Açıklama
- Bazı Hükümler
- 28. Oruçlunun Kan Aldırması
- Açıklama
- Açıklama
- Açıklama
- Bazı Hükümler
- Açıklama
- Açıklama
- 29. Oruçlunun Kan Aldırması Konusunda Ruhsat
- Açıklama
- Bazı Hükümler
- Açıklama
- Bazı Hükümler
- Açıklama
- Açıklama
- Bazı Hükümler
- 30. Ramazanda Gündüz İhtilâm Olan Oruçlu
- Açıklama
- Bazı Hükümler
- 31. Oruçlunun Uykudan Önce Sürme Çekmesi
- Açıklama
- Açıklama
- Açıklama
- 32. Oruçlunun Kendi İsteği İle Kusması
- Açıklama
- Bazı Hükümler
- Açıklama
- 33. Oruçlunun (Hanımını) Öpmesi
- Açıklama
- Bazı Hükümler
- Açıklama
- Açıklama
- Bazı Hükümler
- 34. Oruçlunun Tükrüğünü Yutması
- Açıklama
- 35. Karısını Öpmenin Genç Oruçluya Mekruh Oluşu
- Açıklama
- Bazı Hükümler
- 36. Ramazanda Geceyi Cünûb Olarak Geçirmek
- Açıklama
- Bazı Hükümler
- Açıklama
- 37. Ramazanda (Gündüz Oruçlu İken) Karısıyla Cinsî Temasda Bulunanın Ödeyeceği Keffaret
- Açıklama
- Bazı Hükümler
- Açıklama
- Açıklama
- Bazı Hükümler
- Açıklama
- Bazı Hükümler
- Açıklama
- Bazı Hükümler
- Açıklama
- 38. Kasden Oruç Bozan Hakkındaki Ağır Tehdîd
- Açıklama
- Bazı Hükümler
- Açıklama
- 39. Unutarak Yiyen Oruçlunun Durumu
- Açıklama
- Bazı Hükümler
- 40. Ramazan Orucunun Kazasını Geciktirmek
- Açıklama
- Bazı Hükümler
- 41. Oruç Borcu Olduğu Halde Ölen Kimsenin Durumu
- Açıklama
- Bazı Hükümler
- Açıklama
- 42. Yolculukta Oruç
- Açıklama
- Bazı Hükümler
- Açıklama
- Açıklama
- Bazı Hükümler
- Açıklama
- Açıklama
- Bazı Hükümler
- 43-44. (Yolculukta) Oruç Tutmamayı Tercih Etmek[338]
- Açıklama
- Bazı Hükümler
- Açıklama
- Bazı Hükümler
- 45. Yolculukta Oruç Tutmayı Tercih Edenler[347]
- Açıklama
- Açıklama
- Açıklama
- 46. Yolcu Yola Çıktığında Orucunu Ne Zaman Açar?
- Açıklama
- Bazı Hükümler
- 47. Oruç Açmayı Mümkün Kılan Yolculuğun Mikdarı
- Açıklama
- Bazı Hükümler
- Açıklama
- 48. "Ramazanın Tamamını Tuttum" Diyen Kişinin Durumu
- Açıklama
- Bazı Hükümler
- 49. Ramazan Ve Kurban Bayramlarında Oruç Tutmak
- Açıklama
- Bazı Hükümler
- Açıklama
- Bazı Hükümler
- 50. Teşrik Günlerinin Orucu
- Açıklama
- Bazı Hükümler
- Açıklama
- Bazı Hükümler
- 51. Sadece Cuma Günü Oruç Tutmanın Yasak Oluşu
- Açıklama
- Bazı Hükümler
- 52. Sâdece Cumartesi Günleri Oruç Tutmanın Yasak Oluşu
- Açıklama
- Bazı Hükümler
- 53. Sadece Cuma Ve Cumartesi Günleri Oruç Tutmakta Ruhsat
- Açıklama
- Bazı Hükümler
- Açıklama
- Açıklama
- 54. Bütün Sene (Nafile) Oruç Tutmak
- Açıklama
- Bazı Hükümler
- Açıklama
- Açıklama
- Bazı Hükümler
- 55. Haram Aylarda Oruç
- Açıklama
- Bazı Hükümler
- 56. Muharrem Orucu
- Açıklama
- Bazı Hükümler
- Açıklama
- 57. Şaban Ayının Orucu
- Açıklama
- Bazı Hükümler
- Şevval Ayının Orucu[430]
- Açıklama
- Bazı Hükümler
- 58. Şevval Ayında Altı Gün Oruç Tutmak
- Açıklama
- 59. Peygamber (S.A.) Nasıl Oruç Tutardı?
- Açıklama
- Bazı Hükümler
- Açıklama
- 60. Pazartesi Ve Perşembe Günlerinde Oruç Tutmak
- Açıklama
- Bazı Hükümler
- 61. Aşr (Ongun) Orucu
- Açıklama
- Açıklama
- Bazı Hükümler
- 62. Zilhiccenin On Gününde Oruç Tutmamak
- Açıklama
- 63. Arafe Günü Arafatta Oruç Tutma
- Açıklama
- Bazı Hükümler
- Açıklama
- Bazı Hükümler
- 64. Aşurâ Günü Orucu[469]
- Açıklama
- Bazı Hükümler
- Açıklama
- Açıklama
- Bazı Hükümler
- 65. Aşûre'nin (Muharremin) Dokuzuncu Gün(ü) Olduğuna Dair Rivayetler
- Açıklama
- Bazı Hükümler
- Açıklama
- 66. Aşure Orucunun Fazileti
- Açıklama
- Bazı Hükümler
- 67. Bir Gün Oruç Tutup Bir Gün Tutmamak
- Açıklama
- 68. Her Ay Üç Gün Oruç Tutmak
- Açıklama
- Bazı Hükümler
- Açıklama
- Bazı Hükümler
- 69. (Her Ay Üç Gün Oruç Tutmanın) Pazartesi Ve Perşembe Günleri Olduğunu Söyleyenler
- Açıklama
- Açıklama
- Bazı Hükümler
- 70. Hz. Peygamber (S.A.)'In (Üç Günlük Oruç İçin) Ayın Herhangi Bir Bölümüne İtina Etmediğini Söyley
- Açıklama
- 71. Oruca Niyet
- Açıklama
- Bazı Hükümler
- 72. Geceleyin Niyeti Terk Konusunda Ruhsat
- Açıklama
- Bazı Hükümler
- Açıklama
- 73. Nafile Orucu Bozana Kaza İcabettiğini Söyleyenler
- Açıklama
- 74. Kadın Kocasının İzni Olmadan Oruç Tuta Bilir Mi?
- Açıklama
- Bazı Hükümler
- Açıklama
- Bazı Hükümler
- 75. Ziyafete Davet Edilen Oruçlu (Ne Yapmalıdır?)
- Açıklama
- Bazı Hükümler
- 76. Yemeğe Çağırıldığı Zaman Oruçlu Ne Demelidir?
- Açıklama
- Bazı Hükümler
- 77. İtikaf
- Açıklama
- Açıklama
- Açıklama
- Bazı Hükümler
- 78. İ'tikâf Nerede Olur?
- Açıklama
- Bazı Hükümler
- Açıklama
- 79. İ'tikâfta Olan Kişi Herhangi Bir İhtiyacı İçin Evine Gidebilir
- Açıklama
- Açıklama
- Açıklama
- Bazı Hükümler
- Açıklama
- Bazı Hükümler
- Açıklama
- 80. İ'tikâfta Olan Kimse Hasta Ziyaretinde Bulunabilir
- Açıklama
- Açıklama
- Bazı Hükümler
- Açıklama
- Bazı Hükümler
- 81. Mustehaza İ'tikâfta Kalabilir
- Açıklama
- Bazı Hükümler
Son eklenen ruyalar
- rüya tabiri
- Rüyada beyaz kıyafetli olarak hz. Ali'yi görmek
- Dağdan inerken kurbağadan korkup bağırdım
- Altın yüzük, kar, ölü hayvanlar ve bal ikram ettim
- Rüyamda bulaşık makinası almam ne demek
- devamlı dişlerim elime dökülüyor agrısız
- rüyam da başka kimse nı namaz kıldı nı gormek
- rüyada kar görmek
- rüyamda sigara paketini eşime verdim
- ruyamda sag elımın sarktıgını gordum