Açıklama


Metinde geçen "Bu sünnetlere dişlerinizi batırıniz>, sözü oıan]ara bütün varlığınızla, olanca gücünüzle ciddi bir şekilde sarılınız" anlamında kullanılmıştır.
Bu hadis-i şerif, ümmet-i Muhammed'in mü'min ve müslüman olarak kalmalarının ancak sünnet çizgisinden ayrılmamaları ile mümkün olaca­ğını, Hz. Peygamber'in vefatından sonra (4596 numaralı hadis-i şerifte de ifade edildiği gibi) müslümanlar arasında pek çok dini ihtilaflar doğaca­ğını ve bu fitnelerden korunmanın ancak Hz. Peygamberin ve dört halife­nin sünnetine sarılmakla mümkün olacağını haber vermektedir. Sözü ge­çen hadis-i şerifin şerhinde de açıkladığımız gibi, bir kimsenin veya top­lumun sünnet üzerinde yürüdüğünü iddia edip kendisinin dışındaki kim­selerin sünnetin dışında olduklarını söylemesi Önemli değildir. Önemli olan, Allah'ın ve rasulünün bu hususta koymuş oldukları ölçülere uymak­tır, bu ölçüleri bir düstur olarak almak ve onları eksiksiz uygulamaktır.
"Çünkü sürinet-i seniyye gemilerde hatt-i hareketi gösteren kıble nümali bir pusula, hadsiz, zararlı, zulümatlı yollar içinde birer düğme hük­mündedir."[97] Hz. Peygamberin sünnetine sarılmanın nasıl olacağını yü­ce Allah şöyle açıklıyor:
"Hayır, rabbına andolsun ki aralarında çekiştikleri şeylerde seni hakem tayin edip sonra haklarında verdiğin hükümden dolayı içle­rinde bir sıkıntı duymadan, kendilerini tamamen teslim etmedikçe iman etmiş olmazlar."[98]
Bu âyet-i kerime'ye göre bir kimsenin mü'min sayılabilmesi için onun bütün ihtilaflarının çözümünde Hz. Peygamberi hakem tayin etmesi yani Hz. Peygamberin sağlığında ortaya çıkan tüm anlaşmazlıkların hall-ü fas­lında bizzat onun hakemliğine başvurması, vefatından sonra da bu ihtila­fın çözümünü onun sünnetinde ve dolayısıyla Allah'ın Kitabında araması ve Hz. Peygamberin verdiği hükümden ya da sünnetinin getirdiği çözüm şeklinden dolayı kalbinde en ufak bir sıkıntı veya bir itiraz hissinin doğ­maması şarttır.[99]
Cenab-ı vacibu'l-vücud hazretleri diğer bir ayet-i kerimesinde de şöy­le buyurmuştur. "Kim Allah'a ve Rasul(ün)e itaat ederse işte onlar Al­lah'ın kendilerine nimet bahşettiği peygamberlerle, siddıklarla, şe-hidlerle ve iyi kimselerle beraberdirler. Arkadaş olarak bunlar ne güzeldir!"[100]
Bu mevzuda şu iki ayet-i kerimeyi de hatırlamak gerekir: "Kim peygambere itaat ederse o, gerçekten Allah'a itaat etmiş olur..."[101]

"Rahmetim her şeyi kuşatmıştır. Onu (bilhassa) sakınanlara, zekât verenlere ve âyetlerimize inananlara yazacağım. Onlar öyle kimseler­dir ki, yanlarındaki Tevrat'ta ve İncil'de yazılı buldukları ümmi Ne­bi olan Peygambere uyarlar ki o Peygamber, onlara iyilikle emreder, onları kötülükten meneder, iyi ve temiz olan şeyleri helal, kötü ve za­rarlı şeyleri haram kılar, onların ağır yüklerini, sırtlarında olan zin­cirleri indirir.
İşte ona iman edenler, ona saygı gösterip onu İ'zaz edenler, ona yardım edenler ve onunla indirilen nura uyanlar yok mu, onlar felâ-ha kavuşanların ta kendileridir."[102]

Metinde geçen "Raşid halifeler" den maksad, Hz. Ebu Bekir Sıddık (r.a.) ile Hz. Ömer İbn Hattab, Hz. Osman ve Hz. Ali (r.anhüm) dür. Ha­dis-i şerifte bu raşid halifelerin yoluna uymak emredilmiştir. Çünkü bun­ların hepsi de Hz. Peygamberin yolundadırlar.
Fıkıh ve usul alimleri 4657 numaralı hadis-i şerif ve benzerlerine ba­karak Hz. Peygamberin sahabilerinin tümünün sünnetinin de raşid halife­lerin sünnetleri gibi bir delil olduğunu söylemişlerdir.[103]


Eser: Ebu Davud

  • Yeni Ekle
Yorumlar (0)

Ebu Davud

 

Son eklenen ruyalar

Sitemizde yer alan soruların cevapları özenle islami eserlerden seçilerek yazılmaktadır.
..