13. BOŞANMA BÖLÜMÜ


Bağı çözmek, serbest bırakmak manalarına gelen "talak" kelimesi, İslama mahsus bir kelime değildir. Bu kelime, tslâmiyyetten önce de arap-lar arasında bilinmekte ve kullanılmaktaydı. Fakat o zamanlar araplar ta­lak sayısını üçle kayıtlamazlardı. Ancak tslamiyyet geldikten sonra talak sayısı üçle sınırlandırılmıştır, imam Mâlik'in Urve'den naklettiği şu hadis-i şerif bu meseleyi çok açık bir şekilde dile getirmektedir. "İslâmdan önce bir adam karısını.boşayıp daha iddeti bitmeden ona dönmek istese, bin talakla dahi boşasa, karısına dönebilirdi. (O zaman) adamın biri (zulmet­mek kasdıyla) karısını boşadı, iddetinin bitmesi yaklaşınca ona döndü. Sonra tekrar boşadı. Sonra da; "Vallahi bana dönmene engel olacağım, (îddetinin bitmesi yaklaşınca sana dönüp tekrar boşamakla iddetin uzayıp gideceğinden) başka kocayla da evlenemiyeceksin" dedi. Bunun üzerine Yüce Allah "(Vukuundan sonra tekrar kan-koca hayatına dönülebilecek olan) talak ikidir. (Bu iki talaktan sonra koca karısına dönerek) ya iyilikle evliliği sürdürür, ya da istediği kişi ile evlenmesi için kadını serbest bıra­kır.”[1] âyet-i kerimesini indirdi. Bunun üzerine o günden itibaren karısını boşayan ve boşamayan herkes eski âdetlerini bırakarak, Allah'ın emri üze­rine hareket ettiler."[2]
Fıkhî bir terim olarak talak kelimesi "Belli sözlerle evlilik bağını çöz­mek ve kaldırmak" anlamında kullanılır. Belli sözlerin bir kısmı sarihtir.Talak (boş) kelimesinin sarih olduğunda ittifak, *Firak", ve "Seran" keli­melerinin sarihliliğinde ihtilaf vardır. Bu iki kelime Kur'ân-ı Kerimde ta­lak manasında kullanıldığı için İmam Şafiî bunları da sarih kabul etmiştir. Geri kalanları ise, kinaye kabilindendir.[3]

Boşamada sarih kelime kullanılmış ise, Hâkim; niyyet ve karine aran­madan diğer şartlar da bulununca evliliğin sona erdiğine hükmeder. Kina­ye ne v'inden olan sözlerin aynı neticeyi doğurması ise, niyet ve karinelere bağlıdır.
Şurasım unutmamak gerekir ki Islâmiyyet, boşanmaya giden yolu uzat­mış, eşlerin prensip olarak ilk defa birbirleriyle anlaşma ve uzlaşma zemi­ni aramalarını teşvik etmiştir. Bu bakımdan Kur'ân-ı Kerim'de erkeklerle kadınların iyi geçinmeleri emrolunmuştur. Saadet ve sevgi karşılıklı fedâ­kârlıklarla olur. Ve karşılıklı teslimiyetle devam eder? Erkek kadının bazı özelliklerini beğenmeyebilir. Fakat bunlan asla bir geçimsizlik vesilesi yap­mamalıdır. Zira kadında, kendisinin hiçbir zaman sahip olamayacağı ve de hoşuna giden huylar da bulunabilir.[4]
Eşler arasında geçimsizlik türlü sebeplerden çıkabilir. Karı-koca bu geçimsizliği önce kendi aralarında gidermeye çalışmalıdırlar. Eğer başarı­ya ulaşılamazsa iki tarafın ailelerinden birer hakeme baş vururlar. Âlim­lerin çoğunluğuna göre karı-koca, anlaşmazlık büyüdüğünde hâkime baş­vururlar. Hâkim de onların aralarını bulması için bu işe layık iki hakem tayin eder. Âyet-i kerime'de; "Hakemler eğer barıştırmak isterlerse, Allah eşlerin aralarını bulur, düzeltir."[5] buyurulmaktadır. Hakemler bütün gay­retlerine rağmen barışmayı sağlayamazlarsa, talak yani boşanma safhaları başlar.
Görülüyor ki, boşanma bir zaruretin, kaçınılmaz bir durumun netice­sinde mubah kılınmış, Kur'ân-ı Kerim'de "Kadınlar size itaat ederlerse, aleyhlerine bir yol aramayın."[6] buyurularak zarûretsiz boşama yasaklan­mıştır. Hz. Peygamber'de "Evleniniz, fakat boşamayım z. Çünkü Allah zevke düşkün erkeklerle zevkine düşkün kadınları sevmez."[7] buyurmuş­tur. Yine Hz. Peygamber "Allah teâlâ'ya, helal kıldığı şeylerin en sevimsi­zi talaktır."[8] buyurmuştur.

Boşama zaruret haline gelince de işi uzatmak anlamsız ve tehlikelidir. Çünkü eşler arasındaki karşılıklı sevgi ve saygı kalkıp aralarım düzeltme imkânı ve ihtimali kalmayınca karşımıza üç yol çıkar.

a) Nefret ve geçimsizliğe rağmen evliliğin devamında ısrar.

b) Evlilik hukuken mevcut olduğu halde, eşleri muvakkaten ayırmak.

c) Artık çekilmez bir yük hâline gelen evlilik bağını çözerek eşleri birbirinden ayırmak.

Bu yolların hepside aile saadetini sağlamaktan uzak olduğu gibi aynı zamanda eşlerin hayatını zindana çevirecek yollardır. Neticeyi şu şekilde özetlemek mümkündür.
1. Eşler birbirleri için çekilmez bir yük haline geldikleri zaman talaka baş vurmak mubahtır.
2. Eğer kadın, sözleri ve fiilleriyle kocasını ve başkalarını incitmeyi, adet haline getirmişse veya namazını kılmıyorsa kocasının onu boşaması müstehabdır. Nitekim îbn Mesud (r.a.) "kadının mehri üzerimde   bir borç olarak Allah'ın huzuruna varmam benim için namaz kılmayan bîr kadınla birlikte yaşamamdan daha hayırlıdır." der.
3. Erkeğin erkeklik organım kaybetmek veya cinsi kudretini yitirmek gibi evlilik bayatını devam ettirme imkânından mahrum kalması halinde ailesini boşaması üzerine vâcib olur.
4. Sebepsiz olarak boşamak ise, mekruhtur. Nitekim "Allah teâlâ'ya helâl kıldığı şeylerin en sevimsizi talaktır." anlamına gelen 2178 numaralı hadis de bunu ifade etmektedir. Çünkü bir şeyi Allahm sevmeyip, ona buğz ettiği halde haram olmayışı, o fiilin mekruh olduğunu ortaya koyar.
5. Haram olan-talak. Bu da “Bid'i talâk" ismi verilen ve sünnî talaka aykırı olarak yapılan boşama şeklidir. Yani kendisiyle daha önce zifâfâ girilmiş, bir kadına hayız hâlinde iken veya temizlenip de cinsî münâsebet­te bulunduktan sonra veya bir temizlik süresi içinde birden fazla uygula­nan talaktır.

Talakın şartı: Kocanın akıl, baliğ ve uyanık olması, kadının nikâhlısı olması, yahut boşanmağa, mahal sayılacak bir iddet içinde bulunmasıdır.

Talâkın rüknü: Kadını boşarken söylenen sözdür.

Talakın sebebi: Huyların birbirine uymaması halinde kurtulma ihti­yacını sağlamaktır.

Talakın hükmü: Talâk-ı ric'ide iddetin bitmesiyle talak-ı bâinde ise, derhâl ayrılığın vuku* bulmasıdır.

Talâk'ın kısımları:
1- Ahsen (en güzel) olan sûnni talâk, Kadını cima' etmediği bir temizlik devresinde bir defa boşayarak iddeti geçinceye kadar terketmektir.
2- Hasen (güzel) olan sûnni talâk içinde cima' bulunmayan üç temiz­lik devresinde birer defa boşamaktır.
3- Bid’i talâk: Bir defada üç sayı ile boşamak, yahut hayız halinde boşamaktır.

Talak vukû'u bakımından da ikiye ayrılır
1- Ric'i talak: Talakta kullanılan sarih sözlerle yapılan talak,
2- Bain talak: Kinaye sözlerle verilen talaktır.[9]


Eser: Ebu Davud

  • Yeni Ekle
Yorumlar (0)

Ebu Davud