Bazı Hükümler


Kocasından boşanan kadınların iddet beklemeleri meşrudur. Bu meşruıyyet ve mecburıyyet ki tab, sünnet ve icmâ' ile sabittir. Kitabdan delili; *'yaşlılıklarından dolayı âdetten kesilen kadınlarınızın (bekleme sürelerinden) şüphe ederseniz, bi­lin ki onların bekleme süresi üç aydır..."[508] âyet-i kerimesiyle, "içinizden ölenlerin geriye bıraktıkları eşleri, dört ay on gün bekleyip kendilerini göz­etlerler.”[509] âyet-i kerimesidir.
Sünnetden delili ise, 2284 ve 2300 numaralı hadis-i şeriflerle benzeri pek çok hadîs-i şerîfdir. Ayrıca, bütün mezhepleri, temsil eden ulemânın tümü kocasından boşanan bir kadının iddet beklemesi gerektiği hususun­da ittifak etmişlerdir.

Kocası vefat eden veya kocasıyla bir yatakta yattıktan sonra ondan ayrılan bir kadının iddet adıyla bir süre bekleyerek, bu süre sona erinceye kadar evlenmekten kaçınması bir vecîbedir. Bu vecibeye riâyet etmenin hikmeti, akılla bilinemeyen (teâbbüdî) bir görevdir. Bununla beraber idde-tin meşru' kılınışının hikmeti bize tamamen kapalı da değildir. Bu hikmet­leri şöylece sıralamak mümkündür:
1. Kadının eski kocasından hamile olup olmadığım tespit ederek, nes­lin karışmasını önlemek ve aslın ve asaletin muhafazasını sağlamaktır.
2. Nesebin, aslın ve asaletin muhafazası insanlara has bir şereftir. İnsanın hayvanlardan ayrıldığı özelliklerden biri de haseb ve nesebinin mu­hafazasıdır,
3. Nikâhın önemine ve ciddiyetine dikkatleri çekip onun basit bir bir­leşme olmadığım kavratmak.
4. Vefat eden kocasının hatırasına bağlılığını ve sadakatini isbat için kadına bir fırsat vermek.
5. Boşanıp tekrar evlenmeyi güçleştirerek, aile bağını korumak ve su-istimalleri önlemek.
6. Ric'î talakla erkeğe bir düşünme fırsatı vermek ve evlilik hayatına tekrar ve kolayca dönebilme imkânı sağlamak.

İbni Kayyim'ın beyânına göre, iddete beş hak taallûk eder;
1. Kocanın hakkı,
2. Allah'ın hakkı,
3. Çocuğun hakkı,   
4. Kadının hakkı,
5. Kadının yeni evleneceği kişinin hakkı.

İddete taalluk eden bu beş hak mevzu'unu biraz daha açalım;
1. Kocanın hakkı; iddet sayesinde düşünüp tekrar eski karısına kolay­ca dönme imkânı bulmasıdır. Cenâb-ı Hâk; "...kocaları da bu arada ba­rışmak isterlerse, onları geri almağa daha çok hak sahibidirler..."[510] bu­yurarak kocanın bu hakkını ifâde buyurmuşlardır.
2. Allah'ın hakkı; kadının, Allah'ın emrettiği şekilde iddete, kocası­nın evinde devam etmesidir. İmâm Ahmed ile İmâm Ebû Hanife (r.a.) bu görüştedirler.                                           
3. Çocuğun hakkı ise; nesebinin korunmasıdır.
4. Kadının hakkı da iddet süresi içerisinde nafakasının teminidir. Çünkü ric'i talâkla boşanmış olan kadınlar henüz kocalarının nikâhı altında sayı­lırlar. Bu bakımdan iddet süresi içerisinde kadınla kocası arasında miras hükümleri de bakîdir.[511]

Hakkında iddet âyeti inen Esma bint Yezîd el-Ensâriyye, ashâbdan Yezîd b. es-Seken-el-Eşhelî'nin kızı olan Esmâ'dır ki, sahâbi kadınlarının faziletlilerindendir.

Bir gün sahabeden diğer kadınlar tarafından Rasûlullah'ın huzuruna gönderildi ve şöyle dedi; "Anam babam sana feda olsun ey Allah'ın Rasûlü! Ben kadınlar tarafından gönderildim. Hak teâlâ hazretleri seni bü­tün erkeklere ve kadınlara peygamber olarak göndermiştir. Biz kadınlar sana ve senin Rabbine îman ettik. Lâkin biz kadınlar olarak sizin evleri­nizde kapanıp kalmış, sizin şehvetlerinizi tatmin ediciler olmuş, çocukları­nızı karnımızda taşımak durumunda kalmışızdır. Siz ise, Cuma namazları kılmak, camilere ve cem'ata çıkmak, hastalara gidip hatır sormak, cenaze­lerde bulunmak, defalarca hac edebilmek, bunlardan daha faziletlisi'Allah yolunda muharebe ve cihâd edebilmek için faziletlerle bizden üstün olmuş­sunuzdur. Lâkin erkek kısmı hac veya umre etmek yahut kafirlerle mücâ-hede ve muharebe eylemek üzere evinden çıktığı hallerde sizin mallarınızı biz korur ve iplik eğirip elbiselerinizi dokuruz. Çocuklarınızı besleriz. O halde bizler o hayırlı ve sevaplı işlerin ecirlerinde sizlere ortak olamaz mıyız?"

Hz. Peygamber Esmâ'nın bu sözlerini dinledikten sonra yanlarında bulunan ashabına dönerek;

"Siz hiçbir kadından dini işleri konusunda olan sorusunda bunun ifâdelerinden daha güzel söz işittiniz mi?" buyurdu. Onlar da: "Ey Alla­nın Rasûlü, biz zannetmeyiz ki, bir kadın böyle güzel ifâdeye yol bulabilsin" dediler. Rasûl-i Ekrem (s.a.) tekrar ona hitâb ederek;
"Ey hatun, anla ve taraflarından gelmiş olduğun kadınlara da anlat ki; kadın kısmının kocası ile iyi geçinip, kocasının hoşnutluğunu kazan­ması o faziletlerin hepsine mu a'dil olur" buyurmuşlardır.[512]
İbn Kesîr bu hadîsin hasen-garib olduğunu söylemiştir.[513] ve senedin­de, çeşitli yönlerden cerh edilen Süleyman b. Abdilharnid ile İsmail b. Ayyaş vardır.[514]


Eser: Ebu Davud

  • Yeni Ekle
Yorumlar (0)

Ebu Davud

 

Son eklenen ruyalar

Sitemizde yer alan soruların cevapları özenle islami eserlerden seçilerek yazılmaktadır.
..