Açıklama


2298 numaralı hadîs-i şerifin şerhinde de ifâde ettiğimiz gibi islâmın ilk yıllarında erkekler, ölmeden önce kendilerinden sonra arkalarında bırakacakları kadınlar için bir senelik iddet-lerini içerisinde geçirecekleri bir evle birlikte bir senelik nafakalarını vasiy­yet etmekle mükellef idiler. Sonra bu; "...Sizin de çocuğunuz yoksa, ya­pacağınız borçtan sonra bıraktığınızın dörtte biri onlarındır..."[615] mea­lindeki mîras âyetiyle bu mecburiyet neshedildi. Kocası vefat eden hanım­ların bir sene iddet beklemeleri mecburiyeti de, "İçinizden ölenlerin, geri­ye bıraktıkları eşleri dört ay on gün bekleyip kendilerini gözetlerler..."[616] âyet-i kerîmesiyle neshedilmiştir. Bu hususlarda ulemâ ittifak etmişlerdir. Ancak İbn Kesîr'e göre Bakara sûresinin 240. âyetinde cumhuru ule­mânın iddia ettiği gibi, kocası ölen bir kadının tam bir sene iddet bekle­mesi gerektiğine delâlet eden bir mânâ yoktur. Sözü geçen âyet-i kerîme bu durumda olan bir kadının istediği takdirde kocasının evinde kalabilece­ğini ifâde etmektedir. Binâenaleyh yukarıda tercümesini sunduğumuz, Ba­kara sûresinin 234. âyeti dul kadının kocasının evinde dört ay on gün beklemesi gerektiğini, 240. âyet ise, kocasının evinden çıkmak istemeyen dul kadına bir yıl süre ile evde kalma hakkının verilmesini ve geçiminin sağlanmasını emretmektedir. Binâenaleyh iki âyetin hükmü birbirine zıt olmadığından birinin diğerini nsehetmesî söz konusu değildir. Çünkü iki âyetin hükmü birbirine aykırı değil, birbirini tamamlar niteliktedir.[617]


Eser: Ebu Davud

  • Yeni Ekle
Yorumlar (0)

Ebu Davud

 

Son eklenen ruyalar

Sitemizde yer alan soruların cevapları özenle islami eserlerden seçilerek yazılmaktadır.
..