Kulak Kesmek

Bir adam, kasden, birinin kulağını tamamen kesse, bu hususta kısas gerekir.

Şayet bir kısmını keser mafsalını kesmiş olduğunu bilirse yine kı­sas* gerekir.

Bu, İmâm Kerhî'nin kavlidir.

İmâm Ebû Yûsnf (R.A.): "Kulakta mafsallar vardır. Ondan bir şey kesildiği bilinirse, ondan dolayı kısas yapılır." buyurmuştur. Bu işten anlıyanlar, bakınca onun kesilip kesilmediğini bilirler. Onlara müraca­at edilir. Eğer onlar: "Kulakta mafsal vardır; o da kesilmiştir." derler­se kısas gerekir.

Yok, eğer: "Kulakta mafsal yoktur ve kesilmemiştir." derlerse, o şahsın kestiği kadar onun da kulağı kesilir. Zahiriyye'de de böyledir.

Ecnâs'ta şöyle zikredilmiştir:

Şayet, kesilen kulak hilkatte (yaratılışta) küçük; onu kesenin kula­ğı da yaratılış bakımından büyük ise, kulağı kesilen şahıs muhayyerdir: Dilerse, kulağının diyetini alır. (Bu yarı diyettir.) Dilerlerse diğerinin ku­lağını keser. Zahiriyye'de de böyledir.

Şayet kulağı kesilen şahsın kulağı, yarık ve duyma gücü zayıf ise, onun için hükümeti âdl'le hükmedilir. Zehıyre'de de böyledir.
Şayet, daha önceden kulağı koparılmış ve onun şahmesi ayrılmışsa; onun için kısas gerekmez, kesenin malından bir miktar diyet ge­rekir. Serahri'nin Mohiyt'nde de böyledir. [16]


Eser: Fetvayı Hindiye

  • Yeni Ekle
Yorumlar (0)

Fetvayı Hindiye

 

Son eklenen ruyalar

Sitemizde yer alan soruların cevapları özenle islami eserlerden seçilerek yazılmaktadır.
..