İkrahın Şartı:

İmâm-ı A'zam Ebû Hanîfe (R.A.) göre, ikrahın sultan (= hükümdar, saltanat sahibi, en büyük - mülkî veya askerî âmir) tarafından yapılmış olması şarttır..

İmâmeyn'e göre ise, ikrah, ister sultan tarafından; isterse bir başkası tarafından yapılsın, şer'an bu ikrahın meydana gelmiş olduğu kabul edi­lir. Ve bu kavil sahihtir. Nihâye'de de böyledir.

Fetva da bunun üzerinedir.

Mükreh (= zorlanan şahıs), mükrihin (= zorlayan şahsın) gözün­den kaybolursa; ikrah zail olur (= ortadan kalkar).

İkrah, emir (= sultan, komutan, yetkili) tarafından bizzat yapılır­sa, tehditsiz bile olsa, ikrahtır.

İmâmeyn'e göre, emredilen zat, eğer emrolunduğu işi yapmaz ise, sul­tanın o işi yaptıracağını bilirse, onun emri ikrah olur. Fetâvâyi Kâdîhân'-da da böyledir.
Şemsü'l-Eimme Seraba, Fetâvâyi Âhn'da şöyle buyurmuştur: îkrah (= Zorlama, bir işi zoraki yaptırma, mecburiyet karşısında bir iş yapma) sultan tarafından olmasa bile, —şayet başkasından yar­dim isteme imkanı bulunmazsa— bi'1-icma' tahakkuk eder.

Eğer yardım isteme imkânı varsa, bu durum ihtilaflıdır: İmâm Ebû Hanîfe (R.A.)'ye göre, tahakkuk etmez.

İmâmeyn'e göre ise, tahakkuk eder. Tatarhâniyye'de de böyledir.

îkrâhda, zorlayıcının kasdine, zorlananın kasdine, kendisine karşı zorlama yapılanın kasdine ve zorlamanın ne sebeple yapıldığına itibar edilir.

Keza, ikrahta itibar, zorlayıcının tehdid eylediği şeyi yaptırmaya gücünün yetmesi ve o işi yaptırmaya kafi karar vermesine göredir.

Eğer böyle bir hâli yoksa, o ikrah, hezeyan olur.

Zorlanan hususunda ise, tehdid edildiği işi yapmayınca, zorlayı­cı, tarafından canına kasdedileceği korkusunun bulunmasına, itibar edilir. Çünkü böyle olmayınca zorlanmış addedilmez.

Kendisine karşı zorlanan şey hakkında da, onun telef olması ve­ya müzmin hale gelmesi yahut, azalarından kesilmesi veya razı olmadı­ğı takdirde, üzüntüsüne mûcib olmasına itibar edilir.
Yapılması için zorlanan işe gelince, onda, neye itibar edileceği, zorlananın ikrahdan önce, ondan kaçınması, ya kendine ulaşacak veya başka bir adama ulaşacak yahut şerl şerife ulaşacak olması hasebiyle ihtilaflıdır. Bu haller, hüküm bakımından ihtilaflıdır. Mebsût'ta da böyledir. [5]


Eser: Fetvayı Hindiye

  • Yeni Ekle
Yorumlar (0)

Fetvayı Hindiye

 

Son eklenen ruyalar

Sitemizde yer alan soruların cevapları özenle islami eserlerden seçilerek yazılmaktadır.
..