Mehre Kefalet

Bir kimse, bir kadını nikahladığı zaman, başka bir kimse de, kad nın —kocası tarafından— mehrine kefil olur; sonra da, duhûl vaki olrradan, bu kan-kocanın birbirlerinden ayrılmaları sebebiyle mehir sâkît olur veya talâk sebebiyle, mehrin yarısı sakıt olursa; birinci hâlde kefil, kefaletin (mehrin) tamamından; ikinci halde ise, —zevcin berâe-tinden dolayı kefaletin (mehrin) yarısından berî (= kurtulmuş) olur.

Kendi, nefsini, bin dirhem mehirle, bir erkeğe nikahlayan kadın, kocasına söyîiyerek, bu bin dirhemi, kendisinden alacaklı olan şahsa ödettikten veya kocası buna kefil olduktan yahut onu kocasına havale ettikten sonra ve fakat duhûlden önce, kendi yönünden kocası ile aralan açıldığından, mehrin tamamı sakıt olsa; bu durumda koca,, kefaletten berî olamaz. Bu kefalet baki kalır ve koca ödeme yapınca, ödediği niktar için, bu kadına müracaat eder.
Keza, kocası bu kadını, duhûlden önce boşarsa; bu durumda da, ıehrin mislini, —kefaletine— öder ve fakat yansı için kadına müracaat ier. Muhıyt'te de böyledir. [17]


Eser: Fetvayı Hindiye

  • Yeni Ekle
Yorumlar (0)

Fetvayı Hindiye

 

Son eklenen ruyalar

Sitemizde yer alan soruların cevapları özenle islami eserlerden seçilerek yazılmaktadır.
..