4- KURBAN KESME HUSUSUNDA MEKÂN VE ZAMANA TEALLUK EDEN MES'ELELER

Köylü olan bir adam, bayram namazını kılmak için şehre dahil olur ve ailesine, kendi kurbanını kesmesini emrederse, onların, şafak yerinin ağarmasından sonra kurban kesmeleri caiz olur. İmâm Muhammed (R.A.) şöyle buyurmuştur: Bu durumda ben, kurban kesilen yere bakarım, kendisi için kurban kesilecek olan şahsa bakmam. Zahîriyye 'de de böyledir.

Hasan bin Ziyid, buna muhalefet eylemiştir.

Fakat, önceki söz esahhtır. Biz, onu kabul etmişizdir. Hâvi 'de de böyledir.

Şayet bir adamın kendisi köyde, ailesi şehirde olursa, o adamın kurbanı, imam namazı kılıdırmadan önce caiz olmaz.

Bu, İmâm Ebû Yûsuf (R.A.) ve diğer iki imamdan rivayet olunmuştur.

Keza, bir adamın, kendisi ve ailesi şehirde olur; yalnız adam, baş­ka bir şehirde olur ve ailesine mektup yazarak, "kurbanını kesmelerini" emretse; o takdirde, kurban kesilecek yere itibar edilir. Uygun olanı, kurban kesilecek yerin namazı kılındıktan sonra, kurbanın kesilmesi­dir. Ebû'l-Hasan'a göre, kurban caiz olmaz. Ancak her iki şehirde de bay-Tam namazı kılındıktan sonra kurban kesilir. Zanîriyye 'de de böyledir.

Bir adam, kurbanını şehirden çıkarıp, onu bayram namazı kılın­madan boğazlarsa, âlimler: O yerde " Musâfir olan zatın namazını kı­saltılmış olarak kılacak kadar bir müddet varsa, kurban namazdan ön­ce caiz olur; yoksa olmaz." demişlerdir. HıitartftT- Miftfn 'de de böyledir.

Bir adam, kurban kesme günleri çıkana kaaar kurban kesmezse, bu durumda kurban kesme fevt olmuştur.

Eğer, bir koyunun kesilmesini nefsine bizzat vacip kılmişsa, (Me­selâ: "Şu koyunu, Allah için kurban edeceğim.*' demişse) bunu söyle­yen ister zengin olsun, isterse fakir olsun, o koyunu sağ olarak tasad-duk eder.

Eğer sahibi zengin olur ve bizzat, o koyunu keseceğini söylemez; kurban kesme günleri de çıkarsa; o koyunun kıymetini —ister satın al­mış olsun, isterse satın almamış olsun— tasadduk eder. Attabiyye 'de de böyledir.

Kurban kesmenin vacip olmasında, kesim günlerinin sonuna iti­bar olunur. Doğum olsun, ölüm olsun, zengin olsun, fakir olsun bu böyledir.

Bir adam, kendi nefsi için veya küçük çocuğu için bir kurbanbk alıp onu kurban kesim günleri geçene kadar kesmezse; bizzat o kurban­lığı veya kıymetini tasadduk eder. Hasan: "Bir şey gerekmez.*' buyur­muştur. Fetâvâyi Kâdîhân 'da da böyledir.

Bir adam, bir koyunu bizatihi nefsine vâcib eder; veya kurban kes­mek niyetiyle satın alır ve onu kurban kesme günleri geçene kadar kes­mezse; o koyunu sağ olarak tasadduk eder. Onun etinden yemesi, ken­disi için caiz olmaz.

Şayet o koyunu satarsa, bedelini (parasını) tasadduk eder.

Eğer boğazlar ve olduğu gibi etini tasadduk ederse, o da caiz olur.

Eğer sağ iken olan kıymeti, kesildikten sonra olan kıymetinden fazla bulunursa, o fazlalığı tasadduk eder.

Şayet o kurbanın etinden bir miktar yerse, yediğinin kıymetini ol­duğu gibi tasadduk eder. Böyle yapmaz ve kurban bayramının ilk gün­leri gelir ve geçmiş senenin kurbanını o zaman keserse, bu caiz olmaz. Bayram günlerinden sonra satarsa, parasını tasadduk eder.

Şayet halkın aldanmayacağı bir fiatla satarsa, caiz olur. Aldanaca-ğı bir fiyatla satarsa, fazlasını tasadduk eder. Zıhîriyye’de de böyledir.

Bir adam, kendisi için bir kurban kesilmesini vasiyet ettiği hâl­de, onu koyun, inek, deve diye ayırım yapmaz ve bedelini de söylemezse bu caiz olur. Ve hilafsız olarak, bir koyun kurban edilir.

Bir kimse, başka adamı kurban kesmek üzere vekil eder ve ona bir şey söylemez; parasını da beyan eyle;..ezse, bu yukardaki meselenin hi-Iafınadır ve caiz olmaz. Bedâİ'de de böyledir.

Bir adam, kurban kesim günlerinde zengin olur ve o günler geç­meden de Ölürse, o adamdan, kurban sakıt olur. (= düşer).

Kurban kesimi günlerinden sonra ölürse koyunun kıymetini tasad­duk eder ve kurban ondan sakıt olmaz. Onu vasiyyet etmesi gerekir. Önceki hâlde, vasiyet de gerekmez. Zehîriyye 'de de böyledir.

Bir şehirli, bir adamı kurbanını kesmeye vekil tayin ederek, ken­disi köye gider; vekil de şehire dönemeyecek bir yere çıkarıp, orada kur­banı keserse; vekil yapan şahıs, köyde ise kurban caiz olur.

Eğer müvekkil şehre döner, vekilde onun şehre döndüğünü bilirse, müvekkilin .yerine kestiği kurban caiz olmaz.

Şayet vekil müvekkilin şehre döndüğünü bilmez ise, bu mes'ele ihtilaflıdır.

İmâm Mnharamed (R.A.): "Kurban caiz olmaz.'* derken; İmâm Ebû Yûsuf (R.A.): "Caiz olur.*' buyurmuştur.

Muhtar olan kavil, İmim Ebû Yûsuf (R.A.)'un kavlidir. Ve kurban caiz olur. Kübrâ *da da böyledir.
En doğrusunu bilen Allahu Teâlâ’dir. [10]


Eser: Fetvayı Hindiye

  • Yeni Ekle
Yorumlar (0)

Fetvayı Hindiye

 

Son eklenen ruyalar

Sitemizde yer alan soruların cevapları özenle islami eserlerden seçilerek yazılmaktadır.
..