3- Bir Kavmin Ve Topluluğun Da'vâsı Ve Bunların Da'vâlarında İhtilafları

Bir adamın elinde bir ev bulunduğunda, iki kişi, onu iddia eder ve birisi tamamını, diğeri de yarısını iddia ederek, ikisi de beyyine ibraz ederlerse, bu durumda tamamını iddia edene, dörtte üçü; yarısını iddia ederne de dörtte biri verilir.

Bu, İmâm Ebû Hanîfe (R.A.)'ye göre böyledir.

Diğer iki imâma göre üçte ikisi tamamını iddia edene; üçte biri de, yarısını iddia edene verilir. Hidâye*de de böyledir.

Bunların beyyineleri yoksa, her birine yemin verilir.

Eğer yemin ederse, da'vadan beri olurlar. Ve ev, elinde olana —olduğu gibi— bırakılır. Muhıyt'te de böyledir.

Ev, iki adamın elinde olduğu zaman, birisi yarısını; diğeri de tamamını iddia eder; beyyineleri de olmazsa tamamını iddia edene yemin yoktur.

Yarısını iddia edene yemin verilir. Eğer yemin ederse, ev aralarında yarı yarıya terk edilir.

Eğer yeminden çekinirse, diğerine hükmedilir.

Şayet her ikisinin de beyyinesi olursa, bu ev, evin tamamını iddia edene —yarısı beyyinesi sebebiyle, yarısı da ikrar sebebiyle— hükme­dilir. Tahâvî Şerhı'nde de böyledir.

Hişam'ın Nevâdiri'nde şöyle zikredilmiştir:

Ben, tmâm Muhammed (R.A.)'m şöyle buyurduğunu işittim:

İki karderşin elinde, bir ev olduğunda, onlardan birisi, "O evin, tamamını";" diğeri de "babalarından miras kaldığını, ve yarı yarıya ortak olduklarını" iddia ederse; tamamını iddia edene, dörtte üçü; diğer kardeşine de, dörtte biri hükmedilir.

Eğer, her ikisi de, iddiaları istikametinde beyyine ibraz ederlerse, yine evin yarısı, miras olarak evin tamamım iddia edene; kalanı da yarı yarıya olmak üzere yani dörtte üçü, tamamım iddia edene; dörtte biri de diğer kardeşine hükmedilir.

Şayet başka bir insan gelir de —beyyinesiyle— "o evin, kendisine ait olduğunu" iddia eder ve ona hak kapanır sonra da, o evi, evin tamamını iddia edene bağışlarsa, diğer kardeşe o evden bir şey verilmez.

Eğer, bu şahıs, diğer miras iddia edeme bağışlarsa, onun kardeşi, evin yarısını alır. Muhıyt'te de böyledir.

Mîras olduğunu iddia edenin şahitleri, şehadette bulunarak: "Ev, bununla  tamamını  iddia  edenin   arasında  yarı  yarıyadır."   derler; diğerinin şahitleri de "tamamı bunundur." derlerse, ev aralarında yarı yarıyadır. Muhtyt'te de böyledir.

Bir adamın elinde, bir ev bulunduğunda, diğer bir adam, o evin tamamını; başka biri de, üçte ikisini; başka birisi de yarısını iddia eder ve hepsi de beyyine ibraz ederlerse; İmâm Ebû Hanîfe (R.A.)'ye göre tamamım iddia edene, onikide yedisi verilir. Üçte ikisini iddia edene, on ikide üçü; yarısını iddia edene de, on ikide iki hissesi verilir.

İmâmeyn'e göre ev —aralarında— avl ve mudarebe yoluyla, on üç hisse olur. Altı hissesi, tamamım iddia edene; dört hissesi, üçte iki iddia edene; üç hissesi de, yarısını iddia edene hükmedilir.

Eğer, ev ellerinde olurda beyyineleri olmazsa, onlardan herbirisi, "davasının hak olduğuna" yemin eder.

Eğer yemin ederlerse, ev aralarında üçe taksim edilir.

Eğer, tamamım iddia eden yemin eder de, diğerleri etmezse, evin tamamı onun olur.

Eğer üçte ikisini iddia eden yemin eder de, diğerleri kaçınırsa; altıda birini, tamamını iddia edenden, altıda birini de yarısını iddia edenden alır ve bu da üçte bir olur.

Eğer yarısını iddia eden yemin eder de, diğerleri etmezse, onun için elinde olan vardır ve tamamını iddia edenden altıda birin yarısını (yani on ikide birini) alır. Altıda birin .yarısını da, üçte iki iddiasında bulu­nandan alır.

Bu, birisi yemin edip de, ikisi etmediği zaman böyledir.
Şayet ikisi yemin eder de, birisi etmezse, eğer tamamını iddia edenle, üçte ikisini iddia eden yemin ederler de, yarısını iddia eden yemin etmezse, —münazaa üzerine— İmâm Ebu Hanîfe (R.A.)'ye g0re dörde taksim edilir.

İmâmeyn'e göre, üçe bölünür: Üçte ikisi, tamamını iddia edene; üçte birisi de, üçte ikisini iddia edene avl ve mudârabe üzerine verilir.

Eğer tamamını iddia edenle, yarısını iddia eden yemin ederler de, diğeri etmezse, elinde olan sekize bölünür; bir sehmi, yarı iddiasında bulunana; yedi sehmi de, tamamını iddia edene verilir.

Bu, İmâm Ebû Hanîfe (R.A.)'ye göre böyledir.

İmâmeyn'e göre ise, beşe bölünür. Beşte biri, yan iddiasında bulu­nana; beşte dördü de tamamını iddia edene verilir.

Eğer üçte hir iddia edenle yarı iddia eden yemin ederler de, tamamını iddia eden yemin etmezse, elinde olan dört parça edilip, bir sehmi yarı iddia edene; iki sehmi, üçte iki iddia edene; bir sehmi de tamamım iddia edene verilir.

Bunların hepsi, beyyineleri olmadığı zaman veya yeminden kaçınanlar olduğu zaman böyledir. Fakat hepsinin de beyyinesi olur veya hepsi de, yeminden kaçınırsa; o zaman yarı iddiasında bulunana, sekizde bir; üçte iki iddiasında bulunana dörtte bir; tamamını iddia edene de, yirmi dört hisseden onbeş hisse verilir.

Bu, İmâm Ebû Hanîfe (R.A.)'ye göre böyledir.

İmâmeyn'e göre ise, yüz seksen hisseye bölünür. Yarı iddiasında bulunana, yirmi yedi hisse; üçte iki iddiasında bulunana, elli hisse tamamını iddia edene ise yüz üç hisse verilir. Serahsî'nin Mumytı'nde de böyledir.

Şayet ev üç kişinin elinde olur ve bunlardan birisi yarısını; diğeri üçte birini; diğeri de altıda birini iddia ederler ve bunlardan bir kısmı diğerlerinin davasını inkar ederse; onlardan herbirinin elinde üçte bir vardır. Üçte biri altıda bir iddia edene vardır. Yarısı ise yanında bek­letilir.

Eğer, yarının sahibi beyyine ibraz ederse, arkadaşlarının her birinin elinde olandan, altıda birin yansını alır. Mebsût'ta da böyledir.

Bir evin, bir kısmı bir adamın, bir kısmı da başka bir adamın elinde bulunur; onlardan birisi,  "evin tamamını'*  diğeri de  "yarı yarıya"  iddia, eder;  her  ikisinin de beyyineleri  olmazsa herbirine arkadaşının da'yasına karşı, yemin verilir.

Eğer yemin ederlerse, tamamını iddia edenin elinde bulunan kısım ona bırakılır. Yarısını iddia edenin elindeki kısmın yarısı da, ona hük­medilir. Geri kalan yarı, —olduğu gibi— yarısını iddia edenin yanında bırakılır. Evin sahası aralarında hükmedilir ve orada müsavi şekilde tasarruf da bulunurlar.

Eğer   bu   surette   beyyineleri   olursa,   her   birinin   beyyinesi —arkadaşının elinde olana karşı— kabul edilir. Muhıyt'te de böyledir.

Şayet onlardan birinin elinde bir ev diğerinin elinde ise birden çok evler olur; sahada aralarında müşterek bulunursa, beyyine ikame etme­leri halinde, bunun elindeki ona; onun elindekide buna, hükmolunur. Saha da aralarında yarı yarıyadır. Tahâvî Şerhı'nde de böyledir.

Bir evin alt katı, birinin, üst katı da diğerinin elinde bulunur, üst katın yolu da sahadan olur ve onlardan herbiri,  "evin,  kendisinin olduğunu" iddia ederse; bu ev, alt kat elinde olanın olur. Üst kat ve yolu elinde olanın olmaz. Serahsfnin Muhıyti'nde de böyledir.

Şayet evin üst katı birinin, alt katı da diğerinin elinde bulunur; sahası da ikisinin müşterek malı olur; ikisinin de beyyinesi bulunmaz ve yemin ederek, her biri tamamımda iddia ederse alt kat, elinde olana; üst kat da, elinde olana; saha ise, alt kat elinde olana —üst kat elinde olanın gelip geçme hakkı mahfuz olarak— hükmedilir.

Başka bir rivayette, saha aralarında —yarı yarıya— hükmedilir.

Eğer her ikisi de beyyine ibraz ederse, alt kat, üst kat elinde olana; üst kat das alt kat elinde olana; saha ise alt kat kendisine hükmedilen şahsa hükmedilir. Tahâvî Şerhî'nde de böyledir.
Bir adam beîge ibraz ederek, "başka bir adamın ejinde bulunan bir evin kendisine ait olduğunu" iddia eder; bu evi elinde bulunjduran şahıs da, belgesiyle "o evin kendisine ait olduğunu", zi'1-yedîn, onu filandan satın ve teslim aldığını iddia ederse; bu durumda, bu ev, iki iddiacı arasında üçe taksim edilir. Üçte ikisi tamamını iddia eden şahsa; üçte birisi de yansım iddia eden şahsa hükmedilir.

Şayet, bir yabancı, "evin tamamını iddia eder; evi elinde bulun­duran şahsın kardeşi de, "babasının öldüğünü, o evi kardeşi ile kendi­sine miras bıraktığını" iddia eder ve her ikisi de beyyinesini ibraz ederse; bu durumda yabancı için dörtte üçü, diğeri için de dörtte biri hükme­dilir. Serahsf nin Muhıyti'nde de böyledir.

Eğer ev elinde olan şahıs, kardeşine hükmedilen dörtte bire girmek ister ve ona:  "Sen, babamızın ölüp de ikimize ortak olarak miras kaldığını ikrar ettin."  derse;  ona hak vürûd etmez.  Muhıyt'te de böyledir.

Eğer ev elinde bulunan şahıs "onun, babasından miras kaldığını" —veraseti inkârdan sonra ve. beyyine ikâmesinden sonra— ikrar ederse bu durumda cevap, veraseti ikrar etmemişin cevabı gibidir. İsterse, evin dörtte üçü yabanGiya; dörtte biri, diğerine hükmedilsin müsavidir.

Eğer zi'l-yed beyyine ikamesinden önce, ikrar eder; sonra da beyyine ibraz edilirse, evin tamamı yabancıya hükmedilir. Zehiyre'de de böyledir.                                       ;                                                  .
Zi'l-yed —önce— "evin babasının olduğunu; o ölerek, miras bıraktığım" iddia eder ve "kardeşi ve gaip filan kardeşiyle aralarında olduğunu"  söyler; yabancı da -—beyyinesiyle— "o evin, babasının olduğunu ve kendisine miras kaldığım" iddia eder ve beyyinesi sebebiyle de, ev bu yabancıya hükmedildikten sonra, zi'1-yedin gaib kardeşi gelir —beyyinesiyle—   "gerçekten,   o   evin   babasının   olduğunu;   onun öldüğünü ve kardeşi ile kendisine miras bıraktığını" iddia ederse, bu durumda hakim, onun beyyinesini kabul etmez.
Eğer zi'1-yedin ikrarı kendi ile gaib kardeşinin mirası olduğuna dair olmuş olsaydı; yabancı beyyine ibraz ettikten ve hakim evin tamamını yabancıya hükmettikten sonra da zi'1-yedin kardeşi gelip, —beyyinesiyle— "o evin, babasının olduğunu, onun ölerek, —kardeşiyle birlikte— o evi, kendisine miras bıraktığını" iddia etseydi bu durumda hakim, beyyinesini kabul ederdi. Muhıyt'te de böyledir. [24]


Eser: Fetvayı Hindiye

  • Yeni Ekle
Yorumlar (0)

Fetvayı Hindiye

 

Son eklenen ruyalar

Sitemizde yer alan soruların cevapları özenle islami eserlerden seçilerek yazılmaktadır.
..