13- Ana-Babadan Birinin Çocuğu Kabul Etmediği Hâlde, Diğerinin İddia Etmesi

Bir adam, bir kadını nikahladığında, bu kadın, nikahtan itibaren altı ay geçince bir çocuk doğurur ve bu karı-koca hür ve müslüman olurlar; onlardan birisi, o çocuğu iddia ettiği halde, diğeri yalanlarsa; bu durumda o çocuk, ikisinin çocuğudur.

Şayet kocası: "Bu çocuk, senindir. Benden önceki koçandandır." der; kadın da: "Hayır; sendendir." derse bu durumda o çocuk, mevcut kocanındır. Aralarında, lanetleşme de olmaz. Kocaya, had de uygu­lanmaz. Muhıyt'te de böyledir.

Koca:   "Sen bunu zinadan  doğurdun."  der;  kadın da onu doğrularsa; bu durumda da, o çocuk onun (kocanın) çocuğudur.

Eğer kadın inkar eder ve aralarında lanetleşme yapılırsa bu liân (= lanetleşme) sebebiyle, o çocuğun nesebi, bu kocadan kopar. Mebsût'ta da böyledir.

Bir kadın, tek batında iki çocuk doğurduğunda, kocası onlardan öncekini ikrar ettiği halde, diğerini nefyederse; bu durumda ikisi de oğludur. Nikahın kesilmesi için, aralarında lanetleşirler.

Eğer bu koca, onlardan öncekini kabul etmez; sonra ikinciyi kabul ederse; ona, had cezası uygulanır. Çocuklar da, onun çocuğudur.

Bir adam, bir kadınla evlendiğinde, kadın iki çocuk doğurur ve koca onların ikisini de kabul etmezse, bu durumda hakim, lanetleşmele-rini hükmeder.

Lanetîeşmeden önce çocukların birisi Ölürse; bu durumda, o iki çocuk da, o adamın çocuğu sayılır.

Bu durumda da nikahın kesilmesi için lanetieşirler. Keza çocuklardan birisi ölmez fakat koca veya karısı, —lanetîeşmeden önce— ölürse; bu çocukların nesebi, o karı ve kocadan sübût bulur.

Keza, bunlar eğer hakimin yanında lanetleşirler ve hakim, onların aralarını ayırmazsa, çocuk anasına ilzam olunmaz.

Koca veya karı ölürse, o zaman, çocukların nesebi, ikisinden sabit olur.

Kadın bir çocuk doğurur; kocası da onu kabul etmez ise, hakim onları lanetleştirir ve aralarını ayırır. Bu durumda hakim, bu çocuğu anasına ilzam eyler. Bundan sonra, bu kadın bir çocuk daha doğurursa, bu durumda, bu çocukların ikisi de babaya ilzam olunur. (~ nesebi babaya mal edilir.) Muhıyt'te de böyledir.

Kadın, eğer bu iki çocuğu, ikiz olarak doğurur ve baba, onlardan birisini bilip, onu nefyeder; lanetleşirler ve hakim, o çocuğu anasına ilzam ederek aralarım tefrik eder; sonra da adam ikinci çocuğu da bilip nefyederse; bu durumda, o çocukların ikisi de adamın oğullandır.

Şayet adam, hakim aralarını açmadan önce, ikinci çocuğu da bilir ve onu da nefyederse; İanetleşme yenilenir ve bu durumda, bu çocukların ikisi de analarına ilzam olunur. Mebsûi'ta da böyledir.

Lânetleşen adam, hakim aralarını ayırt eddikten ve çocuğu ana­sına ilzam ettikten sonra kendi nefsini tekzib eder ve çocuğun nesebini iddia ederse; bu durumda çocuk, sağ ise nesebi o adamdan sabit olur. Ve, bu adama had (-i kazf) cezası verilir. Kadın ister sağ, isterse ölü olsun fark etmez. Muhıyt'te de böyledir.

Şayet çocuk ölür, miras terkeder; baba da bundan sonra neseb iddiasında bulunursa; o doğrulanmaz.

Ancak lanetleşmiş şahsın oğlu ölür ve erkek veya kız bir çocuk ter-kederse, iştebu takdirde, baba tasdik olunur. İkrarı sahih olunca da, had cezası verilir ve bu baba, o çocuğun mirasını alır.

Eğer kabul edilmeyen çocuk kız olur ve ölmüş bulunur; sonra da lânetleşen adam, nefsini yalanlamış olursa, bu durumda, bu baba doğrulanmaz; varis de olamaz.

Bu, İmâm Ebû Hanîfe (R.A.)'ye.göre böyledir.

îmâmeyiTe göre, bu durumda, sözü doğrulanır; kendine had cezası verilir ve varis de olur. Mebsût'ta da böyledir.

Bir adam, kızı hakkında lanetleşip, çocuk anaya ilzam edildikten sonra, o lanetleşenin oğlu, o kızla evlenmek isterse; işte bu olmaz ve ara­ları ayrılır.

Keza, lânetleşen adam, anasına cima etmediğini iddia ederek, kızını nikahiasa, derhal bunların araları tefrik edilir. (= ayrılır) Muhıyt'te de böyledir.

Bir adam, ümm-ü veledini azad ettikten sonra, onu nikahlar ve bu kadın altı aydan fazla bir zamanda, bir çocuk doğurur ve adam, onu nefyederse; karı-koca, aralarında lanetleşme yaparlar. Ve bu durumda çocuk, anasına ilzam edilir. Eğer, bu kadın altı aydan kısa bir sürede, bir çocuk doğurursa, yine lanetleşirler. Ancak, bu durumda çocuk, baba­sına ilzam edilir.

Bu mes'elenin açıklaması:

Eğer kadın azad edildiği günden itibaren iki sene içinde doğum yaparsa; neseb efendiden sabit olur. Mebsût'ta da böyledir,

Adamın  nikahlısı, bir cariye olur  ve  bu  cairye  bir -çocuk doğurursa; eğer, nikah tarihinden itibaren altı aydan az bir zamanda doğum yapmış olursa kocası iddiada bulunsa bile, nesep ondan sabit olmaz. Ancak, cariyenin efendisi, kocayı tasdik ederse, o zaman nesep, ondan sabit olur.

Eğer, kabul etmez ise, bu durumda, çocuk, bu kocaya ilzam edilmez.

Şayet cariye altı ayda veya daha fazla bir zamanda doğum yaparsa; bu durumda nesep, kocadan ondan sabit olur. İster iddia etsin, isterse etmesin farketmez.

Eğer nefyederse, aralarında lanetleşme olmaz. Çocuğun nesebi de düşmez. Adama, had cezası da gerekmez.

Eğer efendisi o cariyeyi azad ettikten sonra, bu cariye bir çocuk doğurur ve şayet, azad edildiği günden itibaren, altı ay dolmadan doğurmuş olur; kocası da iddia ederse; çocuğun nesebi, o kocadan sabit olur.

Koca, nefyetse bile, nesep ondan sabit .olur. Nikahın kopması için îanetleşirler.

Eğer bu, çocuğu nefyetmeden önce olur; sonra da koca, çocuğu nefyederse; bu durumda çocuğun nesebi yine bu kocadan sabit olur. Lanetleşme yapmazlar. Kocaya had cezası verilir.

Bu hal, cariye azad edildikten sonra, altı ay geçmeden doğum yaparsa böyledir.

Fakat azad edildikten itibaren altı ay Veya daha fazla zaman geçtikten sonra doğum yapar; ve bu durumda koca, çocuğu iddia ederse, o çocuk, ondan olmuş olur.

Bu durumda, had cezası da, lanetleşme de yoktur.

Şayet çocuğu nefyederse (= kabul etmezse) aralarında lanetleşme yaparlar. Bu durumda, çocuğun nesebi kesilir mi?

İstihsanda, kesilir.

Eğer çocuğu nefyetmeden önce, nefsini ihtiyar etmişse; bu durumda çocuk, bu kocadan olmuş olur ve nesebi sabit olur. Lanetleşme olmaz; fakat, had cezası verilir.

Eğer nefiydeh sonra, lanetleşmeden önce nefsini ihtiyar etmişse; bu durumda, bu çocuğun nesebi kocadan sabit olur. O zaman, had cezası da verilmez ve lanetleşme de olmaz. Muhıyt'te de böyledir.

Koca, bir cariye satın alıp, onu nikahlar ve bu cariye satın alınış tarihinden itibaren, altı ay dolmadan, bir çocuk doğurur; kocası da o çocuğu nefyederse; bu nefyi sahih olmaz. Ve çocuk, kocaya ilzam edilir.

Eğer, bu cariye, çocuğu altı aydan sonra doğurursa; kocanın yalnız nefyi ile müntefi olur.. Ve bu çocuk, ona (kocaya) ilzam edilmez. Ancak, ikrar ederse, müstesnadır. Serahsî'nin Muhıytı'nde de böyledir.

Bir kimse, bir adamın nikahının altında bulunan bir cariyeyi efendisinden satın alıp, azad ettikten sonra, o kadın bir çocuk doğurur ve bu doğum azad edilme tarihinden itibaren, altı ay dolmadan olmuş bulunursa, kocasının iddia etmesi halinde, çocuğun nesebi ondan sabit olur. Bu durumda, kocanın ona dahil olup olmaması müsavidir. Ve cariye, onun ümm-ü veledi olur.

Fakat, koca bu çocuğu nefyeder ve cariye satın alma vaktinden iti­baren, altı ay dolmadan önce doğum yapmış olursa, bu durumda nesebi nefyedümez. Aralarında liân de (= lanetleşme de) olmaz.

Bu durumda kocaya, kazf cezası gerekir.

Şayet, satın alma tarihinden itibaren, altı ay geçtikten sonra doğum yaparsa, işte o zaman, çocuğun nesebi onıdan sabit olmaz.

Bu durumda, kocaya lanetleşme ve had de gerekmez.

Eğer altı aydan sonra ve azad tarihinden itibaren iki yıla kadar doğum yapar ve o zaman, koca nesebi iddia ederse, neseb ondan sabit olur.

Bu durumda da kadına cima yapılıp yapılmaması müsavidir.

Eğer, çocuğun nesebini kabul etmez (= nefyederse), şayet kadın cima olunmamış ise, neseb ondan sabit olmaz.

Bu alimlerimizin ekserisine göre böyledir.

Eğer kadın cima olunmuş bulunur ve kocası nefyeder veya etmez, nesebi iddia da etmez; bilakis susarsa; burda ihtilaf vardır: İmâm Ebû Yûsuf (R.A.): "Nesebi kocadan sabit olmaz. Nefyederse, kocaya had de uygulamaz." buyurmuştur.

İmâm Muhammed (R.A.) de: "Nesebi, kocadan tesbit olunur ve nefyi halinde ona had vurulur." buyurmuştur.

Şayet çocuğu iki seneden fazla bir zaman geçtikten sonra doğurur; kocası da iddia ederse, çocuğun nesebi, ondan sabit olur.

Eğer nefyederse, nesebi ondan sabit olmaz.

Şayet, onu başkasına satar; bu cariye de, satış tarihinden itibaren altı ay dolmadan, bir çocuk doğurursa; nesebi ondan sabit olur. İster iddia etsin, isterse sussun fark etmez, Bu satış batıl olur. Kocanın, onun parasını vermesi gerekir.

Eğer onu nefyederse, bu durumda, onun nesebi nefyolmaz.

Eğer kocasının sattığı tarihten itibaren altı ayda doğum yapar; koca da iddia ederse, cevab yine Önceki cevab gibidir.

Eğer kadın, kocasının sattığı tarihten itibaren, altı ây geçmeden doğum yaparsa, bu böyledir.

Eğer altı ay geçtikten sonra doğum yapar; kocası da onu iddia ederse, neseb, ondan sabit olur.

Müşteri tasdik etmese bile, bu durumda satış batıl olur.

Eğer bu durumda koca nefyederse, çocuğun nesebi sabit olmaz. Ve satış, hali üzere kalır.

Eğer cariye kocanın sattığı tarihten itibaren altı aydan sonra iki seneye kadar, doğum yapar, koca da iddia ederse; kadın cima edilmemişse nesebi sabit olmaz. Ancak müşterinin tasdik etmesi halinde nesep sabit olur.

Şayet müşteri tasdik ederse; neseb sabit ve satış batıl (= geçersiz) olur.

Eğer kadın, cima olunmuşsa, mesele hali üzere kalır.

İmâm Ebû Yûsuf (R.A.): "Bu, koca iddia ettiği zaman böyle olur." buyurmuştur.

Eğer koca nefyederse, nesebi ondan sabit olmaz.

Bu, alimlerimizin tamamına göre böyledir.

Eğer çocuk, satış tarihinden iki yıl sonra doğmuşsa, koca iddia etse bile nesebi ondan sabit olmaz. Ancak, müşteri onu tasdik ederse, o zaman, nesep ondan sabit olur.

Bütün alimlerimize göre bu böyledir.

Eğer koca, çocuğu nefyederse, bütün alimlerimize göre nesebi sabit olmaz. Muhiyt'te de böyledir.

Eğer müşteri, o çocuğu azad eder; sonra da önceki müşteri onu iddia ederse; cariyenin, o çocuğu altı aydan fazla bir zamanda doğurmuş olması halinde, bu çocuk, ona ilzam olunmaz.

Eğer altı aydan az bir zamanda doğurmuşsa, iddiası sahih ve satış batıl olur. Ve azad etme de fasid olur.

Keza, ikinci müşteri cariyeyi ve çocuğunu azad ederse; satış da, azad eyleyiş de, batıl olur. Serahsî'nin Muhıytı'nde de böyledir.

Şayet müşteri, çocuğu azad eylemez; fakat, anasını azad eyler; o da kocasının satın aldığı tarihten itibaren, altı aydan az bir zamanda doğum yapmış olursa; ana hakkındaki davası sahih olduğu gibi, oğlu hakkındaki davası da sahih olur.

Şayet, kocasının satın alma tarihinden itibaren altı aydan fazla bir zaman geçince sattığı tarihtende itibaren altı aydan noksan bir zamanda doğum yaparsa o zaman, neseb sabit olmaz. Ancak iddia ederse, sabit olur.

Eğer iddia ederse, çocuk hakkında dava sahih olur. Anası hakkında ise sahih olmaz. Eğer kocanın satma tarihinden sonra, altı aydan fazla bir zaman geçince doğum yaparsa; işte o zaman, müşterinin tasdiki olmadan dava sahih olmaz.

İmâm Muhammed (R.A.)'e göre, müşterinin tasdiki olmadan, kadın kendisine cima yapılan bir kadın ise iki yıla kadar dava sahih olur;

Bu, İmâm Ebû Yûsuf (R.A.)'un önceki kavlidir.

Eğer iki seneden fazla zaman geçince doğum yapmışsa, kocanın davası sahih değildir. Ancak, bu dava müşterinin tasdiki ile sahih olur.

Eğer çocuk, satıştan sonra iki senede doğmuş olur; müşteri de bunu tasdik ederse, satış bozulur.                                              

Eğer çocuk, iki seneden fazla bir zamanda doğmuşsa _ satış bozulmaz. Muhıyt'te de böyledir.

Bir adam, cariye olan karısını, bain bir talak ile boşar; sonra da onu, azad eder ve bu cariye, boşanma tarihinden itibaren iki seneye kadar, bir çocuk doğurursa; onun nesebi, kocasından sabit olur. Ve bu çocuk, kocanın nefyi ile, nefyedilmiş olmaz. Bu durumda, kocaya had cezası verilir. Ananın efendisi, çocuğun da efendisidir.

Şayet baba ölür ve o cariye iki sene arasında, doğum yaparsa; doğum yaptığı gün azad olmuş olur. Çocuğun nesebi de, bu kocadan sabit olur. Mebsût'ta da böyledir.

Bir adamm, cariye olan karısı bir çocuk doğurur; sonra da bu cariyeyi, kocası satın alıp, azad ederek, onu nikahlar ve nikahladıktan sonra da, altı ay geçince, kadın bir çocuk doğurur; adam da onu nefye-derse; hakim aralarında lanetleşme yaptırır ve çocuğu anasına ilzam eder.

Eğer nikahtan sonra altı ay olmadan doğum yaparsa; o zaman lanetleşme yapmazlar. Ve çocuk, babasına ilzam olunur.

Eğer satın aldıktan sonra, altı aydan önce doğum yaparsa; hakim aralarında lanetleşme yaptırır ve bu durumda çocuk, anasına ilzam edilir. Ve adama, had cezası verilir.

Eğer ümm-ü veled müslüman bulunur ve bu kadın, "çocuğun ondan olmadığını" doğrularsa; bu durumda ikisine de inanılmaz. Muhıyt'te de böyledir.

Eğer kadım nikahlamazsa, çocuk azad olduktan itibaren iki sene içinde olursa —aralarında— ikisine ilzam edilir.
Eğer koca, çocuğu nefyederse, ona had cezası vurulur. Mebsût'ta da böyledir. [57]


Eser: Fetvayı Hindiye

  • Yeni Ekle
Yorumlar (0)

Fetvayı Hindiye

 

Son eklenen ruyalar

Sitemizde yer alan soruların cevapları özenle islami eserlerden seçilerek yazılmaktadır.
..