3- İki Müdârip Arasındaki Kâr

İmâm Muhammed (R.A.), Asi kitabında şöyle buyurmuştur: Bir adam, diğer birine müdarabe malı olarak, kârı yarı yarıya olmak üzere, bin dirhem verdikten sonra, bir başkasına daha, yarı yarıya kârla müdarabe olarak bin dirhem verir ve o iki müdaripten birisi, mü­darabe malından, beşyüz dirheme bir köle satın alır; sonra da o köleyi diğer müdaribe, bin dirheme satar; ikinci müdarip de o köleyi, kârla satmak isterse, o iki bedelden noksana satabilir.

Şayet birinci müdarip, ikinci müdaribe, iki bin dirheme satmış olur ve onun da bin dirhemi müdarabe malı, bin dirhemi de kendi malı olursa, bu durumda ikinci müdarip, o köleyi bin ikiyüz elli dirhem üzerinden karla satabilir.

Çünkü, ikinci müdarip, o kölenin yarısını kendi nefsî malıyla almıştır.

Bu durumda önceki müdarip, ikinci yarıyı, ikiyüz elli dirheme satmış olur. Bedâi"de de böyledir.

Bir adam, diğerine, yarı kârla bin dirhem müdarabe malı ver­dikten sonra, başka birine de, yarı kârla, bin dirhem müdarabe malı verir ve bu ikinci müdarip, malı çalıştırır da, bu mal iki bin dirhem olur; sonra da birinci müdarip, müdarabe malı olan bin dirheme, bir köle satın alarak, ikinci müdaribe kıymeti bin dirhem olan bu köleyi, iki bin dirheme satarsa işte bu durumda, ikinci müdarip kârı ile, o köleyi bin beşyüz dirheme satabilir.

Şayet önceki müdarip, o köleyi —müdarabe malından,— beşyüz dirheme satın alsa, beş yüz dirhem de kendi malından verseydi; mes'ele hali üzere kalırdı. Ve ikinci müdarip, bu köleyi, kârı ile, bin sekiz yüz otuz üç dirheme satabilirdi.

Şayet birinci müdarip, o köleyi, —bin dirhem müdarabe malından, beşyüz dirhem de kendi malından olmak üzere,— bin beşyüz dirheme satın almış olsaydı; o takdirde, ikinci müdarip, —öncekinde olduğu gibi— kâr ile, bin sekiz yüz otuz üç dirheme satabilirdi. Mebsût'ta da böyledir.

Bir adam,  müdariblerin birine,  bin;  diğerine,  ikibin  dirhem verdiğinde; bin dirhemi olan, ona bir köle satın alır ve iki bin dirhemi olan şahsa, onu,  ikibin dirheme satarsa, o,  onu,  kârla bin beşyüz dirheme satmış olur.

Şayet birinci müdarip, o köleyi beşyüz dirheme satın almış olsaydı, ikincisine onu bin dirheme satardı.

Eğer önceki müdarip, bin dihem müdarabe malına satın almış olur; sonra da, o köleyi, üçbin dirheme, —iki bini, mudâraba malından; bin dirhemi de kendi şahsî malından olmak üzere— ikinci müdaribe satarsa, onu, iki bin ve iki binin altıda biri kârla satabilir. Şayet birinci müdarip, onu müdarabe malından beşyüz dirheme satın almış olsa; mes'ele hali üzre kalır; ikinci müdarip, onu kâr ile, binbeşyüz dirheme ve bin dirhemin altıda birine satabilir. Serahsî'nin Muhiytı'nde de böyledir.

Bir adam, birine bin; diğerinede ikibin dirhem müdarabe malı verdiğinde; birinci adam, kendi şahsî parasıyle, bin dirheme bir köle satın alır ve bunun için beşyüz dirhem de müdarabe malından vererek bu köleyi bin beş yüz dirheme satın almış olur, sonra da bu köleyi, diğer müdaribe üçbin dirheme satar; o da, bu köleye, bin dirhem kendi malından, ikibin dirhem de, müdarabe malından verirse, bu durumda ikinci müdarip, bu köleyi ikibin altıyüz altmış altı bir de dirhemin üçte ikisine satabilir. Mebsût'ta da böyledir.

Şayet, önceki müdarip, o köleyi, —bin dirhem müdarabe malı, beşyüz dirhem de kendi malıyla,— bin beş yüz dirheme satın almış olur; sonra da onu, ikinci müdaribe —ikibini müdarabe, bin dirhemi de şahsî malı olmak üzere üç bin dirheme satarsa; ikinci, onu iki bin beşyüz dirheme, kârla satabilir. Serahsî'nin Muhıytı'nde de böyledir.
Bir adam, diğerine, kârı yarı yarıya olmak üzere, bin dirhem verir; bir başkasına da, kârı yarı yarıya olmak üzere iki bin dirhem müdarabe malı verir; önceki müdarip, bin dirhem şahsî malı, beşyüz dirhem de müdarabe malı ile, bin beşyüz dirheme, bir cariye satın alıp, onu da ikinci müdaribe, —bin dirhemi müdarabe malı, iki bin dirhemi de onun şahsi malı olmak üzere— üçbin dirheme satarsa; işte bu takdirde, ikinci müdarip, o cariyeyi, ikibin sekiz yüz otuz üç dirhem, birde dirhemin üçte birine (2833  1/3 dirheme) kârla satabilir.  Parasını aldığı zaman, o paradan bin dirhem olan şahsî parasının hissesini alır. Geride kalan müdarabe mah olur. Eğer, kâr ile o dirhemler, dört bin dirhem olmuşsa, kendi şahsına on yedi hisseden, on iki hisse düşer. Geride kalan, müda­rabe malı olur. Mebsût'ta da böyledir.
Şayet birinci müdarip, bin dirhemi müdarabe, beşyüz dirhemi de şahsî mah olmak üzere, bin beşyüz dirheme satın alır; ikinciye de, —bin dirhemi müdarabe, iki bin dirhemi de kendi malı olmak üzere,— üç bin dirheme satarsa, o da, onu, iki bin ve bin dirhemin de üçte ikisine (yani 2666 2/3 dirheme) satabilir.
Sahih olanda budur. Serahsî'nin Muhiytı'nde de böyledir. En doğrusunu bilen, Allah'u Teâlâ'dir. [11]


Eser: Fetvayı Hindiye

  • Yeni Ekle
Yorumlar (0)

Fetvayı Hindiye

 

Son eklenen ruyalar

Sitemizde yer alan soruların cevapları özenle islami eserlerden seçilerek yazılmaktadır.
..