Kitabetin Hükmü

Kitabetin hükmü, köle tarafı ile ilgilidir. Ve bu, kölenin mem-nûiyetten kurtulması, hâli hazırda hürriyetinin eline verilmesidir.

Mükâtebin esas hürriyeti, kitabet bedelini ödedikten sonradır.

Mükâtep, bu arada bir cinayet (= suç) işlerse, diyeti malına veya efendisine aittir ve tazminatı gerektirir.

Mükâtebin velayeti efendisine aittir.

Efendi, hemen, kitabet bedelini isteyebilir.

Mükâtep, kitabet bedelini tam ödediği zaman, hakiki hürriyeti sa­bit olur. Tebyîn'de de böyledir.

Kitabet hâle (= içinde bulunulan vakte) aitse, efendisi bağlantı­dan kurtulana kadar, kitabet bedelini ister.

Eğer aylara ertelenmişse, her ay geldikçe, o ay ödenmesi gereken miktarı ister. Muhıyt'te de böyledir.

Bir efendi, mükâtep yaptığı kölesinin kazancına ve hizmet etme­sine sahip değildir ve artık onun sadaka-ı fıtrini da vermez. O, üzerine vacip değildir. Hızânetü'l-Müftîn'de de böyledir.

Bir efendi, mükâtebesine cima' ederse, ona mehir vermesi îcabe-der. Hidâye'de de böyledir.

Şemsü'l-Eimme el-Beyhaki, Kifâye'de şöyle buyurmuştur: Efendisinin mükâtebe karşı yaptığı cinayet, kasden olursa kısas ge­rekmez. Şayet mükâtep, efendisini öldürürse, ona kısas lâzım olur. Ay-nî'de de böyledir.

Mükâtebenin, nikâh ve iddetteki hükmü, cârinin hükmü gibidir. Fetâvâyi Kâdrlıâırda da böyledir.

Bir cariyeyi, mükâtebe yapmak müstehâptır. Eğer onda, hâlde veya vadeli olarak bir hayır; ticârete ehliyet; emânete riâyet; bedelin öde­meye iktidar görülürse, bu böyledir.

Ve bu, bize göre böyledir. Fetâvâyi Kâdîhân'da da böyledir.

Bazı âlimler, şöyle buyurmuşlardır:

Burada hayırdan murad, azâd ettikten sonra, müslümanlara zarar vermemesidir. Eğer zarar verecek tînette ise, onu azâd etmemelidir. Bu durumda bile azâd etmesi caizdir. Tebyîn'de de böyledir.

Köle ile câriye, büyük ile küçük; alım satıma aklı yetmesi hâlin­de aralarında fark yoktur. Kâfî'de de böyledir.

Nikahda mehre elverişli olan, kitabet bedelinde de elverişli sayı­lır. Fetâvâyi Kâdîhân'da da böyledir.

Mükâtep, bedelinin tamamını ödemedikçe azâd edilmiş olmaz. Şayet ona, efendisi: "Eğer bedelini ödersen hürsün." demişse öde­diği zaman hürdür. Hizânetü'l-Müftfn'de de böyledir.

Kitabet bedeli için, bir şey yazmak vâcib değildir. Ancak yazıl­ması mendub olur. Aynî'de de böyledir.
Mükâtebeden bir rehin alınır; o rehin de zayi olursa; bu durum­da, o mükâtep azâd edilmiş sayılır. Mebsût'ta da böyledir. [8]


Eser: Fetvayı Hindiye

  • Yeni Ekle
Yorumlar (0)

Fetvayı Hindiye

 

Son eklenen ruyalar

Sitemizde yer alan soruların cevapları özenle islami eserlerden seçilerek yazılmaktadır.
..