Kitabetin Çeşitleri

Kitabet iki durumdadır:
1- Kölenin malının haricinde, sadece nefsi ile ilgili kitabet;
2- Hem.nefsi, hem de malı ile ilgili kitabet. Bunların ikisi de caizdir.

Birinci şekil: Efendinin, kölesine: "Seni, bin dirhem karşılığında mü­kâtep yaptım." demesîdir.

Bu durumda, kölenin o ana kadar kazandığı mal, efendinindir. On­dan sonra kazanacağı kendisinin olur. Kitabet bedelini, ne zaman öder­se, o zaman hür olur. Artan olursa, efendisi, onu geri verir.

İkinci şekil: Efendinin, köleye: "Bana, bin dirhem vermen karşılığın­da, nefsini ve malını mükâtep yaptım." demesidir.

Bu durumda, kölenin elinde bulunanın tamamı ve istikbâlde kaza­nacağının hepsi, kendinindir; efendisinin değiföir-. Bunlar ister kitabet bedelinden çok, isterse az olsun, onda kitabet bedelinden başka, efen­disinin hiç bir hakkı yoktur. Köle, bu malı ticâretle kazanmış veya ken­disine bu mal bağış yahut sadaka olarak verilmiş olabilir.

Şayet, onun kazancında ihtilaf ederlerse, mukatebin sözü geçerli olur. Cinayet fidyesi ve mehir parası efendinindir.

Kitabette muhayyerlik şartı caizdir. Hızânetü'l-Müftîn'de de böyledir.

Bir efendi, kölesini bin dirheme mükâtep yaptıktan sonra, köle onu öder ve o efendisinin yanında iken, ödediği bin dirheme bir hak sahibi çıkarsa, bu durumda mükâtep hürdür. Hak sahibi, onun yerine, bin dirhem için o efendiye müracaat eder. Mebsût<ta da böyledir.

Bir adamın, deli veya küçük bir kölesi olur ve onunla kitabet akdi yapamazlar; bu durumdaki kölelerin efendileri, onu mükâtep yapar ve onun bedelini bir başkası öder; efendi de bunu kabul ederse; bu du­rumda o köle azâd olmuş olmaz. Adam, onu reddeder ve verdiğini tek­rar alır. Çünkü o, bedeli, köle azâd olsun diye ödemişti; o da azâd olmadı.

Şayet adam kabul eylese ve efendi de razı olsa, bu kitabet yine caiz olmaz.

O kölenin kitabetinin caiz olması için, bulûğa ermesini beklemek olur mu?

Kudı'ıri; "Olmaz." buyurmuştur.

Sahih olanı da budur.

Çünkü fuzûlînin tasarrufu, ancak icazete caiz olur. Bu durumda ise icazet verecek, icazete ehil değildir. Çünkü küçüktür veya delidir.

Şayet köle büyük olsa ve gayb olmuş bulunsaydı, bunun hilafına, tevakkuf (= bekleme) caiz olurdu. Adam gelip, razı olur; efendisi de razı olursa bir diyecek kalmazdı.

Şayet küçüğün baba tarafından bir akrabası, kitabet bedelini öderse; el-AsI kitabında: "İstihsanen o köle azâd edilmiş olur." denilmiştir.

Keza, gaybolan büyük köle,ffuzûlînin kitabet bedelini ödemesine razı olursa, o da istihsanen azad edilmiş olur.

Bu durumda küçüğün akrabası, verdiği kitabet bedelini geri isteyemez.

Bu, tamamını ödediği zaman böyledir.

Eğer bir kısmını ödemişse, kıyâsen de, istihsanen de verdiğini geri ister ve alır.

Ancak köle bulûğa erişir ve o, verdiğini almadan da icazet verirse, artık akrabası önceki verdiğini geri alamaz. Bedâi"de de böyledir.
En doğrusunu Allahu Teâlâ bilir. [9]


Eser: Fetvayı Hindiye

  • Yeni Ekle
Yorumlar (0)

Fetvayı Hindiye

 

Son eklenen ruyalar

Sitemizde yer alan soruların cevapları özenle islami eserlerden seçilerek yazılmaktadır.
..