15- MÜZARAA VE MUAMELEDE REHİN

Bir adam, arazisini ve hurmalığını birine rehin bıraktığında, re­hin alan şahıs teslim aldıktan sonra, yer sahibi, ona: "Sula.bak, aşla-ma yap, çıkan mahsûle ortağız." der; o da bunu kabul ederse; bu du­rumdaki muamele fâsiddir. Mürtehin için, ecr-i misil vardır. — Muhafazanın haricinde,— aşılama, sulama yapmış olmasının karşılım da, o yer ve çıkan malsûl rehindir.

Keza, rehin bir yer, bakliyat ekilmiş olsa; bu durumda ortaklık caiz olmaz.

Eğer tarla, boş olarak rehin bırakılıp tohumunu rehin alan verir ve onu, rehin veren ekip, dikerse, bu durumda, ortaklık caiz olur. Çı­kan mahsûle, şartlarına göre ortak olurlar.

O yer de rehinlikten çıkar. Yeniden rehin bırakmak gerekir.

Şayet tohum rehin verenden olur; mürtehin de ziraatan sonra, ora­yı geri verirse; işte bu rehin olur.

Bir adam, köyde olan hurmalığını rehin bırakıp, "oraya, —kendi tohumuyla— bir sene ekin ekilmesini söylediğinde; ziraatci, bunu yarı­cı olarak yapar; o yere bakar sular ve aşılarsa; bu durumda müzaraa caiz; muamele fâsid olur. Çünkü, yalnız müzâraa yaparlarsa bu caiz olur. O yer de rehinlikten çıkar.

Yalnız muamele yaparlarsa işte bu caiz olmaz.

Aralarını cem ederse —yani hem müzâraa, hem muamele yaparsa— caiz olur. Yalnız biri olunca, o hâlde, muamele fâsîd oluyor da, müzâraanın fesadı gerekmiyor. Çünkü, muamele, müzâraa üzerine atfedili­yor. Ve onda bir şart olmaksızın yapılıyor Serahsi'nin Mahıyt'nde de böyledir.
En doğrusunu bilen, Allahu Teâlâ'dır. [31]


Eser: Fetvayı Hindiye

  • Yeni Ekle
Yorumlar (0)

Fetvayı Hindiye

 

Son eklenen ruyalar

Sitemizde yer alan soruların cevapları özenle islami eserlerden seçilerek yazılmaktadır.
..