Namazın Mekruhları İle İlgili Bazı Mes'eleler

Namaz kılan kimseyi, ana-babasından birisi çağırırsa, na­mazını bitirmeden ona cevap vermez. Ancak, anne veya babası yar­dım isterlerse, namaz kılan kimse, namazını bozar. Çünkü, zaruret-siz olarak namazı kesmek caiz değildir. Bu hususta, yabancılar da, ana - baba gibidir.

Bir kimse namaz kılarken, başka bir kimsenin damdan düşe­ceğinden veya ateşte yanacağından veyahut da suda boğulacağın­dan korkar ve bu durumda olan kimse de, namaz kılan kimseden yardım isterse, namaz kılan kimsenin namazını bozması vacip olur.durumda, namaz ister

farz olsun, ister nafile olsun müsavidir. Çünkü, bir dirhem değerin­deki şey, bir maldır.

Bir kadın, namaz kılarken,  ocaktaki tenceresi taşarsa, onu kurtarıp düzeltmek için, namazını keser.

Keza, namaz kılmakta olan bir misafirin, (yolcunun) hayvanı giderse; namaz kılmakta olan bir çoban, koyununu, kurdun yiyece­ğinden veya namaz kılan kimse, bir körün kuyuya düşeceğinden korkarsa, bü kimseler, bu sebeblerden dolayı namazlarını ke­serler. SVâcül - Vehhâc'dâ da böyledir.

Namaz kılmakta olan, bir kimseye, bir zımmî (= İslâm beldesinde yaşayan, gayr-i müslim kimse), gelip : «Bana İslam'ı öğret, bildir; derse, o kinişe farz bile kılıyor olsa, namazını bozar. Hulâsa'da da böyledir.

Tan yerinin ağarmasından sonra,  hayır olan zikrin dışın­da  konuşmak mekruhtur. Serahsî'nin Muluyt'inde de böyledir.
Husumet (düşmanlık) niyyeti ile namaz kılınmaz. Hıüâ-sa'da da böyledir. [51]


Eser: Fetvayı Hindiye

  • Yeni Ekle
Yorumlar (0)

Fetvayı Hindiye

 

Son eklenen ruyalar

Sitemizde yer alan soruların cevapları özenle islami eserlerden seçilerek yazılmaktadır.
..