7- Şirk Sebebi İle Nikâhları Haram Olan Kadınlar

Mecûsîlerin ve vesenîlerin (=ateşe topaniarın ve kitabî ol­mayıp, puta, aya, güneşe, yıldızlara ve benzeri şeylere tapanların), — hür olsunlar veya câriye bulunsunlar— nikâhları caiz olmaz. Sirâ-cii'l - Vehhâc'da da böyledir.

Putlara tapanlar;   güneşe yıldızlara tapanlar; suretler yapıp, onlara tapanlar ile zenadika, batıniyye, ibahiyye ve saire gibi itikadı küfür olan bütün mezheplerin mensupları da, nikâhı caiz olmayanlara dâhildirler. Fethü'l - Kadîr'de de böyledir.
Müşrik ve mecüsî olan bir cariyeye, Mülk-i yemin[19]  olma­sı sebebiyle cima' yapılmaz.

Müslüman erkeklerin; harbî veya zımmî, hür veya câriye olsun, etıl-i kitap olan kadınlarla, nikâhlanmaîarı caizdir. Serahsî'nin Mu-hıyt'inde de böyledir.

Bu hususta, evlâ olan ise; böyle yapmamak yanî bunları ni­kahlamamak ve zaruret olmadıkça, kestiklerini yememektir. Fethü'l-Kadîr'de de böyledir.

Bir müslüman, kitabı bir kadınla evlendiği zaman, onu kili­seye veya havraya göndermez; buralara gitmesine mâni blur. Sirâcü'l Vehhâc'da da böyledir.

Bu kadını, evinde şarep yapmaktan da men eder. Nehrü'l-Fâık'ta da böyledir.

Kocası, kitabî olan bu kadını; bayız, nifas veya cenâbetlik guslünü yapması için, icbar etmez. (—zorlamaz.) Sîrâcü'f - Vehhâc'da da böyledir.

üar-t harpte, bir mûsiümanın, enl-I kitap olan harbî bir ka­dını, nikahlaması caizdir; fakat !bu, mekruhtur. Burada nikâhlandığı bir kadını, dar-ı İslama götürürse, nikâhı baki kalır. Fetâvâyi KâdîhâıTda da böyledir.

Eğer,  kendisi  çıkar da, kitabî ve harbî olan karısın?  dâr-ı harpte bırakırsa,  memleketlerin  ayrılığı  sebebi  ile, aralarındaki ni­kâh sona ermiş ve ayrılmış olurlar. İmâm Serahsî'nin Mebsât Şerhi'-rıde de böyledir.

Müslüman olmayan bir erkekle, müslüman olmayan bir ka­dın; velîsinin izni ile ve şahitlerin huzurunda evlenseler; sonra da içlerindeki nifak inancını terk ederek İkisi birden müslüman olsalar, 'kocası da, kadına duhûlü olmadan başını boş bırakmış olsa; bu kadın, müslüman oldırktan sonra fakat, önceki kocasından ayrılmadan önce, 'başka bir erkekle evlenmiş olsa; bunların durumu hakkında Şeyhü'l-İmâm Ebû Bekir Muhsmmed bin Faril, şöyle buyurmuştur: «Eğer on-ler müslüman olduklarını açıklar ve küfrün, küfür olduğuna inanırlar­sa, — önceki nikâhları caizdir. Kadının, sonradan yapmış olduğu te-zevvüç, caiz değildir. Fakat bunlar, kâfir olduklarını açıklar veya bun­lardan birisi kâfirliğini  meydana koyarsa, mürted hükmünde olurlar ve önceki nikâhları sahih olmaz; kadının,    ikinci nikâhı sahih olur.» Fetâvâyi Kâdîhân'da da böyledir.

Semavî bir dine inananların hepsi ve Hz. İbrahim (A.S.)'İn su-nûfu, Hz. Şit (A.S.J ve Hz. Dâvüd (A.S.)'m kitapları gibi, bir kitaba bağlı olanlar, eh I - i kitap (= kitabî kitap ehli) tırlar. Bunların kadınla­rını nikahlamak, câirdir ve kestikleri yenilir. Tebyîn'de de böyledir.

Sâbii olanlara gelince; İmâm Ebû Hcnîfe (R.A.)'ye göre, bun­ların kadınlarım, müslüman erkeklerin, nikahlamaları, caizdir. Ancak bu, mekruhtur.

Imâmeyne göre İse, bunları nikahlamak, caiz değildir. Kestikle­rinin yenip yenmiyeceği hususunda da bu ihtilâf vardır

Bu hükümler; İmâm Ebû H&nîfe CR.A.)'ye göre, bunların, nasârâ (= tııristiyan) kavminden olup» Zebur okudukları ve bazı yıldızlara, — bizim Ka'be'ye ta'zim ettiğimiz gibi™- ta'zim ettikleri vakittin

Imâmeyn ise, bunların yıldızlara ta'zimini, kertdilerine^ait, —puta tapanların ibâdetleri gibi— bir İbâdet kıldıklarındartdır. Kâfi'de ve Hî-dâye Şerhleri'nin ekserîsinde de böyledir,

Bir şahsın, ana-babasından birisi kitabî, diğeri ise, mecûsî olsa; bu şahıs, kitabî hükmündedir. Yani. ehl-i kitaptan sayılır. Bedai’de de böyledir.

Bir müslümanın nikahlamış bulunduğu bir kitabî kadın, te-meccüs etse C= mecûsîliği kabul etse); eralarirrda haramhk sabit ola­cağından, nikâhları fâsid olmuş olur. Fakat,    müslüman bir erkeğin, nikahlamış bulunduğu yahudî kadın,hırstiyan olsa veya hırlstiyan ka­dın yahudi olsa, aralarındaki nikâh sahihtir.

Bir müslüman erkeğin, nikâhı altında bulunan kitabî kadın, sâbiî olursa; bu durumda, İmâm Ebû Hsnîfe (R.A.)'ye göre, nikâhları fâsid olmaz; İmâmeyn'e göre ise, nikâhları fâsid olur, Cevheretü'n - Neyyİ-re'de de böyledir.

El-Hucendî: «Bu hususta esas kaide; Bu durumda, karı-kocadan biri; bulunduğu hâlini değiştirirse, nikâh-caiz olmaz; —ön­ceden — caiz olmuş bulunan nikâh da, bâtıl olur. Mecusîlik de, ni­kâhı   ifsâd  eder.  Mecusiliğe dönen  kadından, ayrılmak  gerekir. Bu kadına, mehir de, bir menfaat de verilmez.
Eğer erkek, duhûlden sonra mecûsîliği kabul etmiş olursa, karısı­nın mehrinin tamamını ödemesi gerekir. Fa'kıst erkek, cima1 yapma­dan önce mecûsîliği kabul -etmiş ve nikâh akdinde de belirli bir me-Ihir tesmiye edilmişse, karısına, onun yansını verir; mehir tesmiye edilmemişse, ona, bir menfâat vermesi îcabeder. Sirâcü'I - Vehhâc'da da böyledir.

İrtidad eden (= Müslüman iken kâfir olan) bir erkek, îrtîdad eden veya müslüman bir kadını veyahut da aslında kâfir olan bir ka­dını alamaz.

Keza, irtidad eden kadın da, hiç bir kimse ite nikâhlanamaz. Mebsût'ta da böyledir.

Müslüman 'bir kadın, müşrik veya kitabî olan bir kimse ile, evlenemez. SfrScü'l - Vehhâc'da da böyledir.

Mecûsî veya vesenî ofan kadınlar, her çeşit kâfirle evlene­bilirler; ancak, irtidâd etmiş olan kadınlar, hiç bir kimse ile evlenemezler. Fetâvâyi Kâdîhâı'da da böyledir.

Yollan ve inançları ayrı ayrı olsa bile, zımmîler, birbirleri ilo evlenebilirler. Bedâi'de de böyledir.
Kitabî olan bir katimi, müsiüman bir kadının üzerine, müslü-man bir kadını da, kitabî bir kedinin üzerine almak, caizdir. Bu iki grup kadın, nikâha mahal olma bakımından müsâvîdirler. Kâdîhân'm Câmîu's - Sağîrİ'nde de bnvlerfîr. [20]


Eser: Fetvayı Hindiye

  • Yeni Ekle
Yorumlar (0)

Fetvayı Hindiye

 

Son eklenen ruyalar

Sitemizde yer alan soruların cevapları özenle islami eserlerden seçilerek yazılmaktadır.
..