8- Mülk Sebebi İle Nikâhı Haram Olanlar

Bîr kadının, kölesi veya bir başkası ile ortak bulunduğu kö­lesi ile tezevvüc etmesi caiz değildir. Kadın, nikâhlı olduğunu göster­mek için, o şahsın, kendi kölesi olduğuna itiraz etse bile nikâhı batıl olur. Bedâi'de de böyledir,

Bir erkeğin cariyesi  ile, mükâtebesi  ile müdebberesi ile, ümm-ö veledi ile veya bir kısmına başkasının sahip bulunduğu cari­yesi ile nikâhlanması caiz olmaz. Fetâvâyî Kâdîhârrda da böyledir.

Keza. bir erkeğin; çalışıp kazanarak, borcundan kurtulup, hürriyetine kavuşmasına, izin vermiş bulunduğu cariyesi ile nikâhlanması da caiz değildir. Serahsî'nin Muhıyt'inde de böyledir.

Âlimler: «Bu zamanda evlâ üten, kişinin cariyeyi kendisine nîkâhlsmasıdır, Taki, câriye hür olunca, nikâhın hükmü sebebi ile, ona nlmâ' etmesi helâl olsun. Sirâciyye'de de böyledir.

İzinli ve müdebber olan kölelerin, nikâhlılarını satın almak la, bunların nikâhları batıl olmaz.

Keza, mükâtep bir kölenin, nikâhlısını satın almakla, bunlar ara­sındaki nikâh da fâsid olmaz.

Mükâtep, bir câriye satın alıp, bunu kendisine nikahlamış olsa; bu nikâh sahih olmaz. Fetâvâyi Kâdîhân'da da böyledir.

İmâm Ebû Hanîfe (R.A.)'ye göre, bir kısmı azad edilmiş olan köle de, mükâtep hükmündedir;  bunun, zevcesini satın almakla da nikâhı fâsid olmaz. İmâmeyn'e göre ise, bu kimse, hürdür, 'borçludur ve bu durumda, nikâhı fâsid olur. Sirâcü'l - Vehhâc'da da böyledir.

İmâm Ebû Hsnîfe (R.A.)'nin kavline göre, hür bir kimse, bu durumdaki bir şahsın karısını, muhayyer olarak satın almış olsa, ni­kâhı batıl olmaz,

Mükâtöbin, kendisine sahito olan kadınla evlenmesi sahih olmaz. Mükâtep, sahibi olan bu kadınla cima' etmişse, mehrini vermesi ge­rekir.

Keza, bir kimsenin, mükâtebe cariyesini nikahlaması da, caiz de­ğildir. Şayet cima' etmiş olursa, mehrini öder.

Bir kadın, sahibi bulunduğu mükâtep köle ile evlendikten sonra, onu azâd ey'ese yine aralarında —fâsid— nikâh, sahih nikâha dö­nüşmez; yani, nikâh bu durumda bile, caiz olmaz. Fetâvâyi Kâdîhân*-da da böyledir.

Mükâtep veya köle, efendisinin İzni ile, onun kızını nikahla­mış olsa, bu nikâh, caiz olur. Bu efendi ölünce, kölenin nikâhı fâsid olur; mükâtebin nikâhı ise, fâsid olmaz. Bu, bize göre böyledir. Meb-sût'ta da böyledir.

Bundan sonra, eğer mükâtep azad edilirse,    nikâh tekarrur eder, (= yerinde kalır.) Eğer, mükâtep aciz kalır da rıkkını iade eder (= tekrar köleliğe döner) ve bu hâl duhûlden önce olursa, kızın ni­kâhı batıl (= geçersiz), mehrinin de tamamı sakıt olur. (=  düşer.)

Bu hâl duhûlden sonra olursa, kızın, o mükatepte olan hissesi ka­darı, mehirden düşer; veresenin hisseleri İse baki kalır.
Eğer mükâtep, efendisinin kızını, efendisinin ölümünden sonra nikâhlamışsa, bu nikâh mün'akid [= kıyılmış) olmaz. Fetâvâyi Kâdî-hân'da da böyledir. [21]


Eser: Fetvayı Hindiye

  • Yeni Ekle
Yorumlar (0)

Fetvayı Hindiye

 

Son eklenen ruyalar

Sitemizde yer alan soruların cevapları özenle islami eserlerden seçilerek yazılmaktadır.
..