2- KANAL KAZMAK VE MEVCUT BİR KANALİ TAMİR ETMEK

Üç çeşit kanal vardır:
1-) Sultamn (= devlet başkanının) kazdıracağı kanal.
2-) Kanaİ Sahiplerinin Kazdığı Kanal.
3-) Kanal Sahipleri İçin Olmayan Kanal. İnsanlar, birinci ve ikinci sırada zikredilen kanalları kazmaktan ka­çınırlarsa; onları kazmaları hususunda cebredilirler.

Üçüncü nevi kanalı kazmak için, hiç bir kimse cabredilemez.

Birinci nevi kanallar, büyük kanallardır. Bunlar Fırat, Dicle, Cey­hun, Seyhun, Nil gibi ırmaklara bağlı kanallardır.

Bunların ıslahı gerekirse bunu hükümdarın, beytü'l-mâlden yap­tırması gerekir: Şayet beytü'l-mâlde para yoksa müslümanlar onu ısla­ha cebredilirler. Ve onu kazmak işinde zoraki çalıştırılırlar.

Şayet müslümanlardan bir kimse, böyle bir nehirden arazisini su­lamak için, bir kanal kazmak isterse, kimseye zarar vermemek şartıyle kazabilir.

Eğer ammeye zarar verecek olursa, o zaman men edilir.

Halk, o nehir ehlinin kazması gereken kanalı kazmaktan kaçınır, imâm cebreder. Çünkü o, halkın ihtiyacını görmektedir ve ıslahı gerekir.

Böyle bir kanal, halka âit olur da, onu ıslahtan kaçınırlarsa imam onlara cebreder. ÇUnktt onun zararı umuma şâmil olur. Suyu azalınca, ekimin kıymeti de a/alır.

Onu kazıp İslah etmemek, umuma zarar vereceğinden, kazmaya cebredilirler.

Böyle bir nehirden, bir kişinin şahsî arazisine kanal kazmasına, baş­kalarını zarar versin veya vermesin hakkı yoktur. Bu suda şuf a hakkı da yoktur.

Kazmayınca cebredilmeyecek kanala gelince; bu, şahsa âit olan kanaldır. Bu hususi kanal hakkında çeşitli sözler söylenmiştir.

Ba'zıları: Eğer, o kanal, on kişinin ise başkalarının değilse veya o kanalın üzerinde bir köy var da, suyunu taksim ediyorlarsa. îşte o ka­nal husûsi olur. Ve bunda, şuf a hakkı bulunur.

Ba'zi âlimler de: "Kırk kişiden az olursa husûsî olur. Eğer, kırk kişinin olursa, umûmi sayılır." buyurmuşlardır.

Bazıları da: "Yüz kişiden az olursa, husûsi olur." demişlerdir. Bir kısım âlimler ise: "Bin kişiden az olursa, husûsi olur." buyurmuşlardır.

En doğrusu, bu iş müctehitlerin re'yine havale edilir ve onların ih­tiyarı kabul edilir.

Bundan sonra, husûsi olan bir nehiri (= kanalı) ba'zı» ortaklan kazmak (= tamir etmek) isterler; diğerleri de bundan kaçınırsa; Ebû Be­kir bin Saİd el-Belhf: "imâm onları cebredemez. Arzu edenler kazıp temiz­lerlerse, bu nafile olur." demiştir.

EbÛ Bekir ei-İskaf da: "Bunlar cebredilirler." demiştir.

Hassa? da, Nefakftt isimli kitabında: "Gerçekten hâkim, isteyen kişi­lere o kanalı temizleyip, kazmalarını emreyler. Onlar da bu işi yapınca,^ diğerlerini, onlar hisselerine düşen masrafı verene kadar menfaatten men ederler." buyurmuştur.

İmâm Ebû Yûsuf (R.A.)'un şöyle buyurduğu rivayet olunmuştur: Hepsi  birden   kanalı   kazmayı  bırakırlarsa;   zâhirti'r-rivâyede cebredilmezler.

Bazı müteahhirin âlimleri ise: Cebredilirler." buyurmuştur.

Bu ortaklar, kanalı kazmak için toplanırlarsa, İmim Ebû Hanîfe (R.A.): önce kanalın baş tarafından başlarlar. Bir adamın yerini ka­zınca, artık ondan diğer tarafı kazmak kalkar. (Yâni, her şahıs kendi yerinin kanalını kazar." buyurmuştur.
İmameyi ise: Baştan 5$*vna kadar birlikte kazarlar." buyurmuş­lardır. FetâTİyi KadEhftn'da ^böyledir.

Bunun açıklaması: Kanalın ortakları, on kişi iseler; kanalın ba­şından başlarlar ve on kişiden birisinin arazisine kadar, her birisi o ye­rin onda birisini kazar; onlardan hangisinin arazisine gelirse, orayı o kendisi kazar ve onun işi biter. Geride kalanlar da her şahıs kendi ara­zisi kadarım kazar.

Bu, İmâm Ebft Hanîfe (R.A.)'ye göre böyledir. İmâmeyn'e göre ise, her biri, tamamının onda birini kazar. Kâfi'de de böyledir.

Bir adamın arazisinin ortasından bir nehir çıkar, o yerin sahibi de orasını kazarsa; İmâm Ebû Hanîfe (R.A.)'ye göre kazma zahmeti on­dan sakıt olup düşer mi?

Burda ihtilaf edilmiştir.

Bazı âlimlere göre, bu zahmet ondan sakıt olur. Bazılarına göre ise, kendi arazisinden çıkarmadıkça sakıt olmaz.

Sahih olan da budur.

Kazdığı yerden su geçerse arazisini sulamak için kanal açabilir mi?

Bazı âiimier: Açar; çünkü, su ortaklardan önce ona mahsustur. Müteahhirin âlimleri ise: "Kanal açmaya alt taraftan başlanır." diye söylemişlerdir. Zahîriyye'de de böyledir.

Sokakta bulunan husûsi bir yol, sokak ahâlisi arasında geçerli değildir.

Sokak evvelinden sonuna kadar yapıma muhtaç olursa; başlangıç­tan itibaren, sokak ahâlisi, bil-icma onarımını yaparlar.
Onlardan birinin evinin önüne kadar varırlarsa; o adamdan evinin önünü yapma zahmneti kalkar mı? Bu mes'ele hakkında bir rivayet yok­tur Şeyhâ'l-İslam şerhin1 de şöyle buyurmuştur:

Ba'zı âlimlerimizin kitabında. 'Bi'littifak, onu kaldırır." denil­diğini gördüm. Fakat kanal büyük olur ve bütün köy halkı, onun su­yundan içiyor olurlarsa; onu kazıp, temizler ve ıslah ederler.
Şeyhülislam, Nevidir'de bu hususta, şöyle buyurmuştur: Bi'1-ittifak lâyık olan, o su yolunu kazıp, temizlemektir. Mnîııyt'te de böyledir.
En doğrusunu, ancak Allahu Teâlâ bilir. [3]
[1] Feteva-i Hindiyye (Feteva-i Alemgiriyye), Akçağ Yayınları: 12/219-223.
[2] Feteva-i Hindiyye (Feteva-i Alemgiriyye), Akçağ Yayınları: 12/224-228.
[3] Feteva-i Hindiyye (Feteva-i Alemgiriyye), Akçağ Yayınları: 12/229-231.

Anasayfaya dön Kapak Sayfası
Sadakat.Net © İslami web hizmetleri


Eser: Fetvayı Hindiye

  • Yeni Ekle
Yorumlar (0)

Fetvayı Hindiye

 

Son eklenen ruyalar

Sitemizde yer alan soruların cevapları özenle islami eserlerden seçilerek yazılmaktadır.
..