Alacağı Alma Hakkında Bir Çare

Bir adamın, diğer bir aüamda yüz dirhem alacağı olur ve bu alacak sahibi: "Eğer bugün parça parça alırsam, kölem hürdür." derse; buna çâre; alacağını toptan almasıdır.

Şayet: "Bugün almam, ancak toptan alırım; almaz isem kölem hürdür." derse; onun Tamamın birden alır.

Sonradan o dirhemlerin içinden birini, katkıntılı bulup onu, bir gün sonra değiştirmek, isterse; değiştirir ve yemininde hânis olmaz. Değiştirmeyi terkederse; yemininde hânis olur.

Bir kimse, filan şahısta bulunan hakkını almaya yemin eder; sonra da almak istemezse; buna çâre: Alacağım başkasına söyler ve o alırsa; yemini bozulmuş olmaz.

Keza, kendisine karşı yemin edilen şahıstan" almamaya yemin ederse, buna çâre: Ondan değil, onun vekilinden alırsa, yemini bo­zulmuş olmaz.

Keza, kendisine karşı yemin edilenden mal için kefil alır ve ona emrederek, onu havale ederse; yemini yerine gelmiş olur.

Bunu, Kudûrî söylemiştir.

Uyûn'da ise: "Yemininde hânis olur." denilmiştir. Uyûn'da söy­lenenin şekli:

Bir adam, borçludan "bugün malını almamaya" yemin eder ve onun vekilinden alırsa; yemini bozulmuş olur. Fakat vekilinin hari­cinde (mutavvî) bir şahıstan alırsa, yemini bozulmaz.

Keza, kefilinden veya borçlunun havale ettiği şahıstan alırsa; ye­mini bozulmaz.

Kudûrî'de: Borçlu "filana hakkını vermek üzere" yemin edince; onu vermesini başka birine emir veya havale ederse; alacaklı onu alın­ca, borçlu yemininde hânis olmuş olmaz.

Şayet, onun yerine, başka birisi teberru olarak verirse; bu du­rumda borçlu yemininden berî olamaz. Keza; borçlu, "borcunu vermemeye" yemin ettikten sonra, bir ferde verirse; bu durumda ye­minini bozmuş olur.

Bir adam, diğerine bir elbise almak ister; satıcı da on iki dir­hemden noksana vermeye razı olmaz; müşteri ise: "On iki dirheme satın alırsam, kölem hür olsun." der; sonra da onu almak isterse; uygun olanı, onu onbir derheme ve dinara satın alır. Veya satıcı, onbir dirhem ve bir de elbiseye satarsa, yemininden hânis olmaz.

Bu, kıyâsın cevâbıdır.

İstihsâna gelince, bu şahıs yemininde hânis olmuş olur.

İmâm Muhammed (R.A.), şöyle buyurmuştur: Bir kimse, "kölesi­ni on dirheme satmamaya; ancak, daha fazlaya satmaya" yemin eder ve onu dokuz dinara satarsa; kıyâsta, yemini bozulmuş olur; istih-sanda ise bozulmaz. İmâm Muhammed (R.A.) bu bölümde dokuz elbi­seyi zikretmemiştir.

Âlimlerimiz şöyle buyurmuşlardır:

Uygun olan kıyâsen de, istihsanen de, bu şahsın yemininde hânis olmasıdır. Çünkü elbise ile dirhemler aynı cinsten değildirler. Dir­hemler, elbise ile artmazlar. Bu satış, yeminden istisna edilmiş ol­maz. Kıyâsen de, istihsanen de yeminin altına girer.

Bir adam, "kölesini, —fazla etmezse— on dirheme satmamaya" yemin eder; Sonra da onu satmaya ihtiyaç hasıl olur ve fazlaya alacak müşteride bulamazsa; İmâm şöyle buyurmuştur:

Uygun olan, onu dokuz dirheme satmaktır. Bu takdirde, yemi­ni bozulmuş olmaz-

Münâsip olanı, bu durumda yemininin bozulmasıdır. Çünkü, yemini on dirhemin üzerinedir. Gaye bulunmayınca —on dirheme satmış olsa bile— yemin baki kalır ve bu yeminin bozulması icab eder.

Cevap: Gerçekten yeminin bozulması, yeminin baki kalmasıyla değil de; bozulma şartının vuku bulmasıyladır.

Bu cümle cami kitabından alınmıştır.

Bu mes'elenin sonunu, Hişam, Ncvâdir'inde, İmâm Ebû Yûsuf (R.A.)'dan rivayet etmiştir.
Kıyasda: "Bu durumda, bu şahıs hânis olmaz." denilmiştir. Biz de bunu kabul ederiz. Muhıyt'te de böyledir. [18]


Eser: Fetvayı Hindiye

  • Yeni Ekle
Yorumlar (0)

Fetvayı Hindiye

 

Son eklenen ruyalar

Sitemizde yer alan soruların cevapları özenle islami eserlerden seçilerek yazılmaktadır.
..