Inân Ortaklığının Caiz Olmasının Şartı

Inân ortaklığının caiz olmasının şartı, sermâyenin, —sözleşmenin yapıldığı mecliste hazır olsun veya olmasın— ayn olmasıdır.

Bu ortaklıkta, sermâyenin eşit olması şart değildir. Sermâyeler eşit olsa bile, kârın, farklı taksim edilmesi de caizdir. Serahsî'nin Muhıytı'nde de böyledir.

İmâm Muhammed (R.A.), şöyle buyurmuştur:

Bu ortaklık sözleşmesinin yazılı olması hâlinde: "Bu ortaklığa, filan ve filan emâneti edâ edip, yerine getirme hususunda, Allah'tan korkmak üzere müşterektirler.'' diye yazılmalıdır.

Sonra, ortaklardan her biri, sermâyenin miktarını açıklar.

Ve, bu sermayelerin tamamının, bu iki ortağın elinde olacağı, bununla toplu veya perakende alış-veriş yapacakları ve. her birinin kendi reyi ile iş yapabilecekleri; peşin veya veresiye satabilecekleri, sözleşme esnasında, —sözlü veya yazılı olarak— belirtilir.

Sonra da, kârın veya zararın, aralarında sermâyelerinin nisbetinde taksim edileceği, sözleşmeye yazılır.

Şayet, ortaklardan biri, kârdan fazla veya noksan almak gibi bir şart koşarsa, sözleşmeye bunu da yazarlar.
Ve "şu ayın, şu gününden itibaren, bu sözleşmeye göre, bu şahıslar ortak olmuşlardır." diye yazarlar. Fethu'l-Kadîr'de de böyledir. [29]


Eser: Fetvayı Hindiye

  • Yeni Ekle
Yorumlar (0)

Fetvayı Hindiye

 

Son eklenen ruyalar

Sitemizde yer alan soruların cevapları özenle islami eserlerden seçilerek yazılmaktadır.
..