3- MEHİR, NİKÂH, HULÛ TALÂK, NAFAKA VE SÜKNÂ HUSUSLARINDA SULH

Bir adam, bir hizmetçi karşılığında, bir kadım nikahlar; sonra da belirli bir koyun karşılığında anlaşma yaparlarsa, bu sulh caiz olur.

Eğer veresiye olursa, bu sulh caiz olmaz.

Eğer, taraflar ölçülen veya tartılan bir şey karşılığında anlaşma yaparlar ve o şey bizzat mevcut olursa, anlaşma caiz olur.

Eğer o şey vadeli ise bu durumda sulh caiz olmaz, Hâl-i hazırda, (aynı mecliste, peşinen) Ödeme olursa, sulh caizdir. Aynı mecliste ödenmezse, caiz değildir. Hizmetçi karşılığında, veresiye, dirhemlere anlaşma yaparlarsa, bu sulh caiz olur.

Eğer hizmetçinin şahsına karşı, belirlenmiş fazla, dirhemlerle anlaşma yaparlarsa, bu sulh da caiz olur.

Bir kimse, belirli bir yer karşılığında, bir kadınla anlaşma yapar ve o yeri de kadına verir, sonra da, kadına cima yapmadan önce, onu boşarsa; bu durumda kadın muhayyerdir: İsterse kölenin yarı kıymetini; isterse o yerin yarısını geri verir. Şayet o yeri satın alırsa, kölenin kıyme­tinin yansım geri verir.

Eğer dirhemler üzerine anlaşma yaparlarsa, aldığı dirhemlerin yarısını iade eder.

Keza, şayet orta halli bir köle verir, sonra da kadına yaklaşmadan önce onu boşarsa, kadın kölenin yarı kıymetini iade eder. Bu durumda, kadının muhayyerliği yoktur. Muhıyt'te de böyledir.

Bir adam, bir kadım, bir ev bir de hizmetçi karşılığında, nikah­ladıktan sonra, eve karşılık, —bir müddete kadar— h'erevî bir elbise vererek anlaşma yaparlarsa, bu sulh caiz olmaz.

Eğer ev ve hizmetçi karşılığında, —vadeli olarak— dirhemler ve dinarlar üzerine anlaşma yaparlarsa, işte bu caiz olur. Mebsût'ta da böyledir.

Evin ve hizmetçinin değerinden fazla ile anlaşma yapılması caiz olmaz. Tatarhâniyye'de de böyledir.

Bir adam, yüz dirhem karşılığında, bir kadın nikahladıktan sonra, onunla, belirli bir yiyecek karşılığında sulh olsalar, bu sulh da caizdir.

Eğer yiyecek belirli olmazsa, vadeli olması halinde sulh caiz olmaz. Peşin olursa yine caiz olmaz.

Bir adam, bir kadını, bir kür buğday karşılığında nikahladıktan sonra, bunlar bir kür arpaya sulh olsalar, bu sulh caiz olur.

Eğer arpa veresiye olursa, bu durumda sulh caiz olmaz.

Aynı mecliste ödeme yapılırsa, anlaşma sahihdir. Eğer teslim almadan aynhrlarsa, anlaşma batıl olur.

Bir adam, bir kadını nikahladığını iddia ettiği halde, kadın, bunu inkar eder ve aralarında yüz dirhem karşılığında —kadının nikahından beri olması üzere—, sulh olurlarsa, bu sulh caiz olur.

İddia sahibi olan erkek, bundan sonra nikaha beyyine ibraz ederse, bu husustaki beyyinesi kabul edilmez.

Keza, kadın: "Beraetim için, sana yüz dirhem verdim." derse, bu sulh da caiz olur.

Kadın: "Davandan vaz geçmen için, yüz dirhem verdim." derse, bu da caizdir.

Eğer: "Seninle benim aramda, nikah olmadığına dair, yüz dirhem verdim." derse, Şeyhu'l-İslâm: İmâm Ebû Hanîfe (R.A.)'nin kavline göre, bu durumda sulh sahihdir. İmâmeyn'e göre ise, bu sulh sahih değildir." buyurmuştur.

Şayet: "Seni nikahlamadım; demene karşılık yüz dirhem vereyim." derse, hilafsız olarak bu batıldır. Muhiyt'te de böyledir.

Bir kadın, "kocasının, kendisini üç talak boşadığını" iddia eder; kocası da bunu inkar eder; sonra da kadının davasından vazgeçmesi için, yüz dirheme anlaşma yaparlarsa, işte bu sulh da batıldır.

Bu durumda kocanın, verdiğini almak üzere kadına müracaat etme hakkı vardır. Kadında davası üzerinde olur.

"Bir talak; (iki talak veya mal mukabili) boşadı." davası da böyledir. Hızânetü'l-Müftın'de de böyledir.

Bir adam, dahil olmadan önce karısını boşar sonra da, mehrinde ihtilafa düşerler ve koca: "Mehri beşyüz dirhemdir." der; kadın da "bin dirhem olduğunu" söyler ve mehrih yarısı olarak; üçyüz dirheme anlaşma yaparlarsa, işte bu sulh caiz,olur.

Eğer koca: "Ben, sana mehir borçlandım. Ancak, senin için müt'a vardır." der ve aralarında müt'a (= bir menfaat) üzerine anlaşma yaparlarsa, bu da caizdir.

Bundan sonra, kadın mehrinin bin dirhem olduğuna dair beyyine ibraz ederse, bu beyyinesi kabul edilmez.

Koca.önce mehri verir ve sonradan, yaklaşmadan önce onu boşayıp verdiğinin yarısını geri ister ve o yarı da ihtilaf ederler; koca: "Yarısı üçyüz dirhemdir." dediği halde, kadın: "İkiyüz dirhemdir." der ve ikiyüz elli dirheme sulh oluralrsa, işte bu da caizdir. Muhıyt'te de böyledir.

Bir kadın,  kocasının kendisini bain talakla boşadığını iddia ettiğinde, bunlar yüz dirheme ve talakın bain olduğu üzre anlaşma yaparlarsa; bu sulh caiz olur.

Keza, bu kadın, kocasına: "Benim iddia eylediğim, senin de inkar eylediğin şeye karşılık anlaşmadır." derse, bu da caiz olur. Buna göre bu kadın, "kocasının, kendisini üç talak veya bainen bir talak boşamış olduğuna dair şahit dinletirse, mehrini almak için müracaat eder. Meb-sût'tada.böyledir.

Bir adam, başkasının karısını dava, ettiğinde, aralarında "mal mukabili, davadan vazgeçmek üzere," bir anlaşma yapsalar bu anlaşma sahih olmaz. Hizânetü'l-Müftîn'de de böyledir,

Bişr'in   Müntekâsi'nda,   İmâm   Ebû   Yûsuf  (R.A.)'un   şöyle buyurduğu nakledilmiştir:

Bir kadın, "kendisinin, bir adamın karısı olduğunu" iddia ederek, "onun üzerinde, mehirden bin dirhemin olduğunu" söyler ve "Şu çocuk da onun oğludur; ondandır." der; adam da bunların tamamını inkar eder; sonra da yüz dirheme sulh olurlar ve kadının, bu iddialarının cüm­lesinden vazgeçmesi için, erkek yüz dirhem verir; sonra da, kadın bunların tamamının doğruluğunu belgelese, bu durumda nikah ve nesep sabit, mehirden dolayı sulh da caiz olduğu gibi yüz dirhem de kadının hakkı olur.

Buistihsandır.

Eğer kadın, nikahı çocuksuz olarak iddia eder; mehri de iddia etmez ve aralarında yüz dirheme anlaşma yaparlarsa, bu sulh caiz olmaz.

Eğer, kadının da'vadan vazgeçmesi için anlaşma yaparlarsa, sonra da mehir veya nafaka iddiasında bulunursa, bu durumda sulh caiz olmaz. Ve adam, verdiği yüz dirhemi geri alır. Adamın kadını nikah­lamış olmasına da bir yol kalmaz. Bu, bir nevi mal mukabili boşama olur.
Şayet kadın, hem nikah, hem de nafaka iddia eder ve yüz dirheme anlaşma yaparlarsa, bu durumda sulh caiz olur. Bu yüz dirhem, nafaka olur. Bü durumda koca, kadına, hiç bir şey için müracaat edemez. Ara­larında da nikah kalmaz. Muhıyt'te de böyledir. [8]


Eser: Fetvayı Hindiye

  • Yeni Ekle
Yorumlar (0)

Fetvayı Hindiye

 

Son eklenen ruyalar

Sitemizde yer alan soruların cevapları özenle islami eserlerden seçilerek yazılmaktadır.
..