Kendisi İle Abdest Almanın Caiz Olmadığı Sular

Karpuz, hıyar, acur ve gül suyu ile sirke gibi akıcı olan şeylerin içilenleri ile de, içilmeyenleri ile de, abdest almak caiz ol­maz. Fetâvâyi Kâdîhân'ıda da böyledir.

Tuz suyu ile abdest alınmaz. Hulâsa da da böyledir-

İncelikleri gidip katılaştıklan zaman sabun ve çöğen suları ile abdest alınmaz. Ancak, incelikleri bakî kalır ve letafetleri bulu­nursa, bunlarla abdest almak caizdir.
Üzüm çubuğundan akan su ile de abdest alınmaz. Muhıyt ve Kâdîhân'da da böyledir. Evceh olan da buldur. Bahrü'r - Râık ve Nehru 1 - Fâik'ta da böyledir. Ehvat olan da budur. Münyetü'l - Mu-sallı Şerhi'nde de böyledir.

Sonbaharda, içine ağaçların yaprakları dökülerek vasıfla­rından her üçü de bozulmuş olan sudan abdest almak, bütün âlim­lerimize göre caizdir. Sirâcü'l - Vehhâc'da da böyledir.

Eğer, ince olur ve suyu galib bulunursa; za'feran, gül ve bo­ya suları ile abdest almak caizdir.

Fakat, eğer kırmızılığı galib olur ve kendi özelliklerini koruyu­cu bulunurlarsa, bunlarla abdest almak caiz olmaz. Fetâvâyi Kâdî­hân'da da böyledir.

Bir suyun içine boya veya mazı atıldığı zaman, eğer onunla yazı yazılınca, kağıt üzerine nakış yaparsa (iz bırakırsa), o su ile ahdest almak caiz olmaz. Aksi halde, caiz olur. Bahrii'r - Râık, bu hususu Tecmîs'dan nakletmiştir.

Çamur, toprak, kireç alçı sebebi ile veya uzun süre bekle­mekten dolayı bozulmuş olan, mutlak su ile, abdest almak caiz olur. Bedâi'de de böyledir.

Suyu ga^ib olup, ince olduğu zaman, her ne kadar toprak karışmış olsa da, sel suyu ile abdest almak caizdir. Sel suyunun, acı veya tatlı olması arasında da bir fark yoktur.

Fakat, eğer çamur gibi katı bir kıvama uiaşrmşsa, sel suyu ile abdest almak caiz olmaz.

Islanması için içine nohut, fasulye bırakılmış olan su, ta­dını ve rengini değiştirmiş olsa bile, inceliği kaybolmadıkça  onunla abdest almak caiz olur.

Fakat, şayet o suyun içinde, nohut veya fasulye pişmiş olur ve bunların kokusu suya sinmiş bulunursa, o su ile abdest almak caiz olmaz. Fetâvâyi Kâdîhân'da da böyledir.

Temizliği fazlalaşsın diye, içinde sabun ve çöğen kaynatılan su ile abdest alınmış olunursa; bu abdestin caiz olduğunda ittifak vardır.

Ancak, bu şekilde 'kaynatmakla su katılaşmış olursa, abdest caiz olmaz. Serahsî'nin Muhiyt'inde de böyledir.

Su içine ekmek ıslatılmış olursa, suyun inceliğinin bakı kal­ması halinde, onunla abdest almak caiz olur.

Fakat su, bu sebeple kalmlaşıp katılaşmış olursa, abdest caiz olmaz. Fetâvâyi Kâdîhajn'da da böyledir.

Mutlak suya, temiz ve akıcı olan şeylerden sirke, süt, üzüm suyu (hoşaf) ve benzeri gibiler karıştığı zaman, bu yeni karışma «su» ismi verilemiyorsa, onunla abdest almak caiz olmaz.

Bu durumlarda, yeni karışımın rengine de bakılır : Eğer, karı­şan şeyin rengi, suyun rengine muhalifse, —süt, boya za'feran ve benzeri şeyler gibi— bu durumda, rengin çokluğuna itibar edilir.

Fakat, eğer karışan şeyin rengi değişik olmaz da tadında bir değişiklik bulunursa, — bej'az olan üzümün suyu ve sirkesi gibi — bu durumda da, yeni karışımın tadına itibar edilir.

Şayet, suya karışan şeylerin, bu iki özelliklerinde de, suya göre bir değişiklik olmazsa, bu durumda da cüzlerine itibar edilir.

Cüzlerinin eşit olması hali ise, ZahirüV-Rivâye'de zikrolun-mamışür. Ancak, «Bu durumda yeni karışımın hükmü, mağlub oîan suyun hükmü gibidir.» demişlerdir. Bedâi'de de böyledir.

Ebû Hanife (R.A.) : «Hurma suyu ile abdest alınır. Hurma suyu ile abdest aldıktan sonra, ayrıca, temiz bir toprakla teyem­müm etmeye lüzum yoktur.» demiştir. CâmSu's-Sağîr'de, Şerh-i Ta-hâvî'de ve ekseri metinlerde de böyledir.

Kitâbüs - Salât'ta da : «Hurma suyu ile abdest alınır. Fakat, bununla birlikte, teyemmüm de edilmiş olursa, bu bana daha sevim­li gelir.» şeklinde de bir kavli vardır.

İmâm Ebû Yûsuf (R.A.:

 «—Abdest almak için, başka bir su bulunmasa bile hurma suyu ile abdest alınmaz. Bu durumda temiz bir toprakla teyemmüm edilir.» demiştir.

İmâm Muhammed (R.A) ise : «İhtiyaten, bu ikisinn arası cem'edilir; yanî, bu durumda, bir kimse hem hurma suyu ile abdest alır ve aynı zamanda, hem de temiz bir toprakla teyemmüm eder. Bu ikisi arasında bir sıra yoktur; hangisi evvel veya sonra yapılmış olursa olsun caizdir.» demiştir. Şerh-i Tahâvî'de de böyledir.

Esed bin Necm, Nuh bin Ebî Meryem ve Hasen, Ebû Hanî-fe Hazretlerinden, gerçekten Ebû  Yûsuf (R.AJ'un kavline benzer bir kavil de zikretmişler ve bu kavle sonradan döndüğünü bildir­mişlerdir. Sahih olan da  Ebû Hanîfe   (R.AJ 'nin  bu son kavil ve aynı şekildeki— Bbû Yûsuf (R.A.)'un kavlidir. Şerh-i Câmiü's-Sahîh'de de böyledir Fetva, da Ebû Yûsuf (R.A.) 'un kavli üzerine­dir. Kenz'in şerhi olan Aynî'de de böyledir-

Yukarıda söylediğimiz hususların tamamı, hurma suyunun tatlı olduğu veya ekşimiş bulunduğu durumlardadır.
Fa3;al, hurma suyu kaynatılıp, kıvamının koyulaştığı ve kö-piirdüğü zaman, onunla abdest almak —ittifakla— caiz değildir. Çünkü, böyle yapıldığı zaman, o içki olmuş olur. Yanî, yukarıdaki hükümler çiğ olduğu zamanla ilgilidir Şerh-i Tahâvî'de de böyledir. Fakat, eğer hurma suyu. az bir miktar pişerse, bu durumda ister tatlı, ister acı ve isterse âz müskir olsun— onunla abdest almak caiz olur. Esahh oları da budur. Mîifid ve Mezîd'den naklen Hidâye Şerhi Aynî'de .de böyledir,

Mtifîd ve Mezîd'd-j «Biı suyui'i içine hurmalar alılır ve su mtlanir;  iakat bu durumda yine ona su ismi   verilirse ve inede olursa, o su ile abdest almanın caiz olduğu hususunda arkadaşlarımız arasında görüş ayrılığı yoktur.» denilmiştir. Emir Hâcc'ın Mtin-yetü'l - Musallî Şerhi'nde de böyledir.

Hurma suyunun gayrisi ile abdest almak caiz değildir. Hi-dâye'de de böyledir.

Ayrıca, hurma suyu, pekmez gibi katı bir kıvama gelmiş olursa, onunla abdest almak da caiz değildir. Kâfide de böyledir.

Hurma suyu ile gusletme konusunda, âlimlerimiz arasında görüş ayrılığı vardır.

Ebû Hanîfe (RA.) indinde, en sahih olan, onunla gusletmenin caiz olduğudur. Şerh-İ Mebsût'ta, Kâfî'de de Fetâvâyi itâbiyye'de de böyledir.

Müfîd'de ise : Esahh olan, hurma suyu ile gusletmek caiz değildir. Çünkü, cenâbetlik, iki hadesin en ağırıdır. Cünüplükte olan zaruret, abdestle olan zaruretten -daha aşağıdır; bu durumda, onun üzerine kıyas edilemez. Tebyîn ve Câmiü's - Sağîr'de de böyledir. Esahh olan da budur. Tatarhâniyye'de de böyledir.

Hurma suyu ile abdest alırken ve guslederken, niyyet etmek şart kılınmıştır. Nitekim, temiz bîr toprakla teyemmüm ederken de niyyet şarttır. Zâhiriyye'de de böyledir.

Mâ-i mutlak (temiz su) 'm bulunduğu yerde, hurma suyu ile

abdest almak caiz değildir.

Bir kimse, hurma suyu ile abdest aldıktan sonra, temiz bir su bulursa, o abdesti bozulur. Münyetül - Musallî Şerhi'nde de böyledir.

Bir kimsenin, kullanmaya gücü yettiği mekruh bir su var­ken, hurma suyu ile abdest alması da caiz olmaz.
Şayet, meşkûk (temiz mi, pis mi olduğu hususunda şüphe edilen) su, hurma suyu ve temiz toprak, bir arada bulunsalar; bu durumda, Ebû Hanîfe (RA) 'ye göre, yalnız hurma suyu ile abdest alınır; Ebû Yûsuf (R.A-1 'a göre, şüpheli su ile abdest alınır ve aka­binde teyemmüm de edilir, hurma suyu ile abdest alınmaz; İmâm Muhammed (R.AJ 'e göre ise, bu üçünün de arası cem' edilir. Yani,hem her iki su ile   ayn ayrı  abdest alınır ve hem de teyemmüm edilir. Bunlardan birini terketmiş olsa, abdesti caiz olmaz. Bunları takdim - te'hir (öne almak, sona bırakmak) caizdir ve müsavidir. [83]


Eser: Fetvayı Hindiye

  • Yeni Ekle
Yorumlar (0)

Fetvayı Hindiye

 

Son eklenen ruyalar

Sitemizde yer alan soruların cevapları özenle islami eserlerden seçilerek yazılmaktadır.
..