Ma-İ Müstamel (Kullanılmış Su)

Kullanılmış suyun, temizleyici olmadığında, ittifak vardır. Kullanılmış su ile abdest almak caiz olmaz.

Kullanılmış suyun, temiz olup olmadığında ise ihtilâf var­dır. İmâm Muhammed (R.A.) : «O temizdir.» demiş ve bu kavli Ebû Hanife (R.A)'den rivayet etmiştir. Fetva da bunun üzerine­dir. Aluhıyt'te de böyledir.

Kendisi ile hades giderilmiş olan veya Allah'a yakınlık kastı ile kullanılmış bulunan su, sahih olan kavle göre, bir uzvun hadesini giderici gibi mâ-i müsta'meldir- Hîdây^'de de böyledir. Hades, bü­yük olsun küçük olsun müsavidir. Kenz'in Şerhi olan Aynî'de .de böyledir.

Bir adam kollarını yıkarken, başka birisi, ellerini altına tut­sa da, o su ile bir yerini yıkasa, caiz olmaz. Fetâvâyi Kâdîhân'da da böyledir.

Abdesti olmayan, cünüp bulunan veya hayızh olan bir kim­se, su almak için, temiz olan elini, bir su kabına soksa, zaruretten dolayı   o su, müsta'mel olmaz. Tebyîn'de de böyledir.

İbriğini suya düşüren ve onu çıkartmak maksadı ile ellerini dirseklerine kadar suya sokan kimsenin, ellerini sokmuş bulundu­ğu bu su da, müsta'mel su olmaz.

Bir kimse, elini veya ayağım, serinlemek maksadı ile bir su kabına sokmuş olsa, bu su —yukarıdakilerin hilâfına  müsta'mel su sayılır. Çünkü, burada bir zaruret yoktur. Hulâsa'da da böyledir.

İmâm Ebû Yûsuf (R.A.Î 'tan gelen ma'rûf bir rivayette, su­yun müsta'mel sayılması için, uzvun tamamının suya girmesi şart kılınmıştır. Muhıyt'te de böyledir.

Bir veya iki parmağı sokmakla, su müstamel sayılmaz; fakat, avucun girmesi ile su müsta'mel olur. Zahirriyye'de de böyledir.

Cünüp olan bir kimse, kovayı almak için kuyuya dalsa, Ebû Yûsuf (R.A.) 'a göre, adam hâli üzeredir, (yani cünüptür) ve su da, hali üzeredir, (yanı temizdir.)
İmâm Muhammed  (R.A.) e göre ise ikisi de temiz sayılır. İmâm-ı A'zam (R.A.1 'a göre ise, her ikisi de pistir.

Fetva ise, İmâm Muhammed'den gelen kavle göredir. Çünkü, adam sudan ayrılmadan önce, o suya, müsta'mel su hükmü verilme­miştir. Rivayetlerin en muvafık olanı da budur, Hidâye ve Tefeyîn de de böyledir.

  Bir adam, namaz kılmak maksadı ile gusletmek için, bir kuyuya dalmış olsa,   görüş birliği ile   suyu ifsad eder. Nihâye'-de de böyledir.

 Hayızlı bir kadın, eğer, kanın kesilmesinden sonra kuyuya düşmüş ve azalarında da pislik yoksa, bu durumda, kadının düşme­si, cünübün düşmesi gibidir.

Ve eğer kadın, kuyuya kan kesilmeden Önce düşmüşse, bu du­rumda o kadımn düşmesi, temiz bir erkeğin düşmesi gibidir. Çünkü, bu durumda o kadın, kuyuya düşüp çıkması sebebi ile hayız halin­den çıkmış ve temizlenmiş değildir. Hulâsa ve Fetâvâyî Kâdîhân'da

de böyledir.

 Abdest azalarının haricinde, uyluk veya yan gibi bir yer, bu­su ile yıkanmış olsa, esahh olan kavle göre —abdest azalarının hila­fına olarak o su, müsta'mel olmaz. Hülâsada da böyledir.

Bir kimse, abdestli iken, tıraş olmak için başını yıkamış ol­sa, o su müsta'mel olmaz. Zâhiriyye'de de böyledir.

Abdestli olan bir kimse, çamur, hamur veya terini gidermek için abdest atea veya serinlemek için yıkansa, su müsta'mel olmaz. Fetâvâyi Kâdîhân'da da böyledir.

Q Abdestli olmayan bir kimse, serinlemek maksadı ile veya öğrenmek, öğretmek için abdest almış olsa, bu su İmâm-ı A'zam (R.A.) ve İmâm Ebû Yûsuf (R.A.) 'a göre, müsta'mel olur. İmâm Muhammed tR.A.) 'e göre ise, müstamel olmaz. Hulâsa'da da böy­ledir. Hisâmî'nîn Camîü's - Sagîr'inde : «Sabinin abdest alması ile, eğer o sabî (çocuk), aldı erer çağda ise, su müsta'mel olur. Fa­kat çocuk, aklı erecek çağda değilse, su müstağmel olmaz.» denil­miştir. Muzmarat'ta da böyledir.

Bir kimsenin yemek yemek için veya yemekten sonra elini yıkaması ile su, müsta'mel olur. Fakat, bunu bir sünneti yerine ge­tirmek kasdı ile yapmışsa su müstamel olur, değilse olmaz. Serah-sînln Muhıyt'inde de böyledir.

Kadın, saçma başkalarının saçını eklemiş olsa, sonra da, o uladığı saçı yıkasa, su müsta'mel olmaz. Fakat, eğer kendi saçını yıkarsa, su müsta'mel olur, Sîrâcül - Vehhâc'da ve Zâhiriyye'de de böyledir,

Ölü bir insanın, başının yıkandığı su, müsta'mel olur. Se-rahsî'nln Muhıyt'inde de böyledir.

Cünüp bir kimse yıkanırken, bedeninden, su kabına su sıç-rasa, bu hâl, suyu ifsâd etmez.

Fakat, cünüp kimsenin bedeninden akmakta olan su, akarak su kabına girmiş olsa, suyu ifsâd eder.
0 Yine bu su, b"r hamamın havuzuna az olarak dökülmüş .olsa, havuzun suyuna galebe eîyemedikçe, İmâm Muhammed (R.A.) 'e gö­re, havuzdaki suyu ifsad etmez. Hulâsa'da da böyledir.

Ölünün yıkanmış olduğu su, İmâm Muhammed (R.A.) 'e göre,

esas itibariyle necistir. Çünkü ölü, genellikle pislikten hali değildir-Zâhiriyye'de de böyledir.

Bir adam, sirke veya gül suyu ile abdest almış olsa, bütün âlimlere göre, bu şey müsta'mel olmaz. Tatarhâniye'de de böyledir.

Kullanılmış su Cnıâ-i müsta'mel), bir kuyuya döküldüğü za­man, eğer kuyunun suyundan az olursa, onu ifsad eylemez.
Fakat, bu su, kuyunun suyuna galebe eylerse, o zaman, kuyunun suyunu ifsad eder. Sahih olan da budur. Serahsî'nîn Muhıyt'inde de. böyledir. [84]


Eser: Fetvayı Hindiye

  • Yeni Ekle
Yorumlar (0)

Fetvayı Hindiye

 

Son eklenen ruyalar

Sitemizde yer alan soruların cevapları özenle islami eserlerden seçilerek yazılmaktadır.
..