Teyemmümde Ellerî İki Defa Vurmak

Teyemmüm edecek kimse, ellerini temiz toprağa vurduktan sonra, önce yüzünü mesheder.   İkinci vuruştan   sonra da, ellerini — dirsekleri ile birlikte — mesheder. Hidâye'de de böyledir-

Teyemmümde dirsekler de meshedüir. Fetevâ-i Kâdihân'da da böyledir.

Hılye'de : «Sahih olan rivayete göre, teyemmüm esnasında, yüz meshediîirken, derinin ve sakal kıllarının dış tarafı meshedilir.» denilmiştir. Mî'râcü'd - Dirâye'de de, Fethül - Kadîr'de de böyledir,

Teyemmüm ederken zîâr'm (kulakla sakal ucunun arasında kalan beyaz yer) da meshedümesi şarttır. Fakat, insanların çoğu, bu husustan gafildirler. Zâhîdî'de de böyledir.

Teyemmümde, avuçlar da mesholunur mu   Sahih olan kavle göre, avuçlar mesholunmaz. Çünkü, onlar toprağa vurulmuştur ve bu kâfidir. Muzmarât'ta da böyledir.

Teyemmüm eden kimsenin, bir darb ile (ellerini toprağa bir defa vurarak) hem yüzünü ve hem de ellerini ve  kollarını, bu bir darb ile meshetmesi caiz olmaz. Fetâvâyi Kâdihân'da da böyledir.

Bir adam, ellerinden biri ile yüzünü, diğeri ile de  kollarını meshetmiş olsa, yüzünün ve önce meshetmiş bulunduğu kolunun, meshi caiz olur. Fakat, ikinci kolu için, tekrar darb etmesi ve meshi yenilemesi gerekir. Sirâcül - Vefchâc'da da böyledir.

Bir kimse, teyemmüm etmeyi irade ederek, toprakta yuvar-lansa ve eller Üe de vücudunu ovalasa; eğer toprak, yüzüne, kolları­na ve avuçlarına isabet etmişse, teyemmümü caiz olur- Şayet, toprak buralarına isabet etmemişse, teyemmümü caiz olmaz. Hulâsa'da da böyledir.

EHeri, bileklerinden kesik olan bir kimse; teyemmüm esna­sında kollarını mesheder.

Kollarının bir kısmı kesik olan kimse ise, kalan yerlerini mes­heder.

Kollan, dirsekten yukarıdan kesilmiş olanlara, mesh gerekmez. Serahsî'nin Muhıyt'inde de böyledir.

Bir adamın elleri çolak olsa, kollarım yere, yüzünü de duva­ra sürer. Bu caizdir. Namazını asla bırakmaz. Zehîyre isimli kitabın beşinci faslında, Teyemmüm Bölümünde de böyledir.

Bir adam, İki elini teyemmüm niyyeti ile yere vursa ve fakat henüz mesh etmeden  önce abdesti   bozulsa, o darb ile yapılacak mesh, caiz değildir. Nitekim, abdest alırken, bazı azalarını yıkadık­tan sonra, abdesti bozulan kimsenin dıırumu da   böyledir. Seyyid Ebû Şücca'da böyle söylemiştir.

Kâdî el - tsbîc&bl'de: «Biletine su dolduran adamın abdesti bo­zulmuş olunca, o suyu kullanmasının caiz olduğu gibi, bu da caiz olur.» demiştir.
Hulâsa'da da : «Esahh oto, doğrusu, o toprağı kullanmamak­tır.» denilmiştir. Şemsül - Eimrae de bunu ihtiyar etmiştir. Fethü'l -Kadirde de böyledir-[87]


Eser: Fetvayı Hindiye

  • Yeni Ekle
Yorumlar (0)

Fetvayı Hindiye

 

Son eklenen ruyalar

Sitemizde yer alan soruların cevapları özenle islami eserlerden seçilerek yazılmaktadır.
..