Bu Konu İle İlgili Bazı Meseleler ;

«Şu kadını nikahlamam» diye   yemin eden kimse; o ka­dını, fâsîd nikahla nikahlarsa; ister, şahitsiz olsun isterse, şahit tam olmasın; veya benzeri olsun; işte onun yemini bozulmaz. Si-racü'I - Vehhâc'da da böyledir.

«Bir kadın nikahlarsam; kölem hür olsun,» diyen; caiz olarak veya fâsid olarak; bir kadın nikahlarsa; kölesi hür olur. Bu istihsalidir.

Eğer sahih nikâha niyyet eylemişse; hem diyâneten hem de hükmen sözüne inanılır,,

Eğer, istikbâlde, fâsid nikâha niyyet eylemişse; hükmen sö­zü doğrulanır.

Eğer, mecaz olarak niyyet   eylemişse; caiz nikâhlada olsa. ini bozulur. Câmiu'l - Kebir  Şerhi'nde de böyledir.

«Nikahlanmam,» diye yemin eden bir kimseyi, bir baş­kası nikahlarsa; eğer, başkasının nikahlaması yeminden önce olur; yemin eden de, iznini (sözle veya fiille) yeminden sonra vermiş bulunursa; yemini bozulmaz.

Eğer başkasının nikahlaması yeminden sonra olursa; izin ve­rilmiş olmadıkça, yemin bozulmaz.

Eğer, yemin eden kimse; başkasına kendini nikahlamak ü-zere; sözle izin verdiyse muhtar olan kavle göre yemini bozulur. Eğer, fiille izin verdiyse (meselâ : Mehrini göndermek ve emsali gibi,) İmâm Muhammed (R.A.)'e göre, yemini bozulur. Âlimle­rin ekserisi, bu görüştedirler. Fetva da bunun üzerinedir.

Eğer, başka birisi yeminden sonra, onu fâsid   nikâhla nikâhlamışsa; yemin eden de, buna, sözle veya fiille izin ver-misse, -ondan sonra, caiz olan nikâhla nikâh olmadıkça- yemin bozulmaz : Nikâh olunca, yemini  bozulur.

Keza yemin eden kimse,   kendisini nikâh eylemek üze­re, bir vekil tayin etse; vekil de, onu fâsid bir nikâhla nikahlasa; müvekkilin yemini bozulmuş olmaz.

«Bir kadın nikahlamamaya»  yemin  eden kimse;     zor karşısında nikâh olsa, yemini bozulur.

Hişamin Nevâdiri'nde s İmâm Muhammed (R.A.) : Nikahlanmamak üzere, üç talâk'a yemin eden kimseye; bir adam, küçük bir kızı, babasının hazır olduğu yerde, nikahlasa; baba, sesini çikarmasa, kocası olacak adam da kabul eylese, sonra dtı, kızın babası razı olsa.; yemini bozulmuş oimaz.

Tecrid'dc,  İmâm Muhammed  (R.A.)'den naklen  şöyle denilmiştir.

Bir adam, bir kadım izni olmaksızın nikahlasa; sonrada, «onu nikahlamam» diye yemin eylese; kadın ise, nikâha razı olsa; yemin bozulmuş olmaz. Bir kadın, "kendi nefsini nikâhlama-maya» yemin eylese; bir adam da, bu kadının emri ile veya em­ri olmadan onu nikahlasa da, kadın izin verse; veya bu kadın kız olsa da, velisi onu nikahlayınca sussa, işte bu hallerde, yemi-ı.i bozulmuş olur. Bu rivayet, önceki rivayete muhaliftir. Hulâ-sa'da da böyledir.

Bakire bir kız, «kendisini nikahlamak hususunda, kim­seye izin vei'mameye» yemin ettiği halde; onu, bir adam nikâh­lar;, haber kendisine varınca da susarsa; bu fasılda, İmâm Mu­hammed (B.A.)'den bir rivayet yoktur.

Ancak, şöyle bir vivâyet vardır : Bir adam, «kölesine izin vermemeye yemin eylese (ticâret hakkında.'..) ve onun alım -j-?.hm yaptığını gördüğü halde, sesini çıkarmasa; bu şahsın ye­mini bozulur. İmâm Ebû Yusuf (R.A)'a göre, bu iki halde de, yemin bozulmaz. Muhıyt'te de böyledir.

Mecmûu'n - Nevazilde :

Bir kız, «kendisini nikahlamak hususunda, kimseye izin vermemeye» yemin eylese de; babası onu nikahlayınca sussa; nikâh tamam olur ve yemini bozulmaz. Hulâsa'da da böyledir.

Bir kimse, süt kız kardeşine veya nikâh kendisine ebe­den haram olan, her hangi bir kadına : «Eğer seni nikahlarsam; kölem hür olsun,» dedikten sonra, onu nikahlasa yemini bozu­lur. Câmju'I Kebîrde de böyledir.

«'Evlenmemeye» yemin eden bir kimse; cinnet, getirse de, onu, babası evlendirse; "yemini bozulmaz .

Tecrîd'de, «İmâm Muhammed (R.A.)'den naklen : «Nikahlanmamaya yemin eden kimse; bunasa da, babası «onu nikâhlasa; yemini bozulmaz»" demiştir. Hulâsa'da da  böyedir.

«Kadınları nikahlamamak üzere» yemin eden kimse; bir kadm nikâhlasa, yemini bozulur. Serahsî'nin    Muhıyla'nde de böyledir.

«Bir kadm nikâhlamamaya» yemin eyleyen adamın ka nsı olsa ve bu karısını  bâin talâkla boşayıp; sonra da onu geri nikâhlasa,  İmâm Muhammed (R.A.)'e göre, yemini bozulmaz. Çünkü, onun yemini   o kadından başkasına aitti. Zahiriyye'de de böyledir .

«Dört dirhemden fazlaya nikahlamam,»  diye yemin e-den   kimse; dört dirheme bir kadm nikahladığı halde; hâkim, onu, on dirheme çıkarsa; yemini bozulmaz.

Keza, nikâh kıyıldıktan sonra artıi'sa; yemini bozulmuş ol­maz. Kederî'nin Vecîzi'nde de böyledir.

Bir dinardan fazlaya nikahlanmamaya yemin eden kimse; bir dinarın üstünde, gümüşle nikâhlansa; (meselâ yüz nekreye = sikkesiz gümüş para) yemini bozulmaz. Hulâsa'da da böyledir.

«Filan adamın, kızını almamaya» yemin eden kimse; onun, başka bir kızı doğsa da, onu alsa; yemini bozulmaz. «Filan adamın kızlarından birisini, nikâhlamamaya» yemin eden kim­se; bu şekilde nikahlayınca, yemini bozulur. Serahsî'nin Muhıy-tı'nde de böyledir.

Fetâvâ'da : «Bir adair : Vallahi, şu evin ehlinden veya filanın kızlarından nikahlamayacağım, dsr; o anda, o evde kimse olmadığı halde sonra, bir aile gelip oturur, yemin eden şahıs da, o evden biriyle nikâhlamrsa; veya «kızlarını almam» dediği adamın, yeniden bir kızı doğar ve onu alırsa; yemini bo­zulmaz. Bu kavil, İmâm Muhammed (R.A.) dir. Muhtar olanı ye­mini bozulur. Bu kavil de, diğer imâmlanmızmdır.

«Küfe ehlinden nikahlamam,» diye yemin eden bir şa­hıs bir kadın nikâhlar ve bu kadın, yemin ettiği zaman, henüz ûfe'de doğmamış olursa; bütün âlimlerimize göre, yemini'bo­zulur.

«Filan adamın, aslından nikahlanmam,» diye yemin eden kimse; o adamın kızının kızını nikâhlasa; yemini bozu­lur.

Şayet, «evinin ehlinden nikahlamam,» demiş olsaydı, o za­man, kızının kızını almakla yemini bozulmazdı.

Ancak, bu durumda da, oğulunun kızını nikahlarsa; yemi-' ni bozulur. Hulâsa'da da böyledir.

«Küfe veya Basra ehlinin  kadınlarınım nikahlamam,» diye yemin eden kimse; bir kadın nikâhlasa ve bu kadın, Basra'­da doğmuş; Kûfe'de yaşayan birisi olsa; yemini bozulur. Bu gö­rüş, İmâm Ebû Hanîfe R.A.)'in görüşüdür. Serahsî'nin Muhıy-tı'ndede böyledir.

Bir kimse, «Kûfe'de nikahlanmamaya» yemin ettiği halde, Kûfe'de rızası olmayan bir kadını nikâhlar; nikâh haberi, kadı­na Basra'da ulaşır ve o, bu nikâha izin verirse; yemin bozulmuş olur. Eğer nikâhın tamamı, kadının izniyle, Basra'da olursa; ye­min bozulmaz. Muhıyt'te de böyledir.

«Yer yüzünde, bir kadınla nikahlanmam» diye yemin eden ve bu yemini ile bir kadına niyyet eden kimsenin durumu, Allah'la kendisi arasındadır. Hükümde, bu    niyyeti geçerli de­ğildir.

Keza, tek gözlü veya her iki gözüde kör olan, kadına veya arap veya habeşi bir kadına niyyet eylese, durum, Allah ile kendisi arasındadır. Zahiriyye'de de böyledir.

Bir köle, «evlenmemeye» yemin ettiği halde, onu, efen­disi zoraki evlendirse; yemini bozulmaz.

Eğer, efendisi zorlar; kendisi de evlenirse o zaman yemini bozulur. Cevâhiru'l- Ahlâtî'de de böyledir.

Bir kimse, «kölesini, evlendirme meye» yemin ettiği hal­de, onu, bir başkası evlendirse; efendi de buna, izin verse; ye­mini bozulur. Fetâvayi Kâdîhân'da da böyledir.

Bir kimse; «gizli evlenmemeye» yemin eder ve nikâhta, şahidi iki kişi olursa; bu nikâh gizli demek olur. Şayet, şahit üç oursa; nikâh aleni olmuş olur.   Serahsi'nin Muhıytı'nde de böy­ledir.

«Şu evi kiralamanı,» diye yemin eden kimse; eğer, onu, yeminden önce kiralamış ve terk etmişse; ücretini, her ay var­ın esin i hâkim hükmedince, kirayı her ay verse bile yemini bo­zulmaz.

Bir kimse iddia eylediği bir hak    hakkında, «filan a-damla sulh olmamaya» yemin eder ve bir vekil tayin eder da, vekil o adamla sulh olursa İmâm Muhammed (R.A.)'e göre, ye­mini bozulur.

İmâm Ebû Yûsuf (R.A.)'a göre ise, iki rivayet vardır. Kas-den öldürülen, bir kandan sulh olmuş ise; vekilin sulhu ile, yemin edenin yemini bozulur. Eğer, «filan adamla husumet etmeme­de» yemin eylemişte; vekil de, husûmet için tayin edilmişse; ye­mini bozulmaz. Fetâvâyi Kâdîhan'da da böyledir.

Şemsü'l - İslâm Evzencî'den soruldu :

Bir adam, sarhoş halinde iken, bir başkasına, bir şey hibe edip; hibesinden de, dönmemeye yemin eylese; hibeyi alan da, o aldığını başkasına bağışlasa; ilk önce yemin eden ise; onu geri alsa; durumu ne olur?

İmâm : «Yemini bozulmaz,» dedi. Muhıyt'te de böyledir.

Bir kimse, «filan adama bağış yapmamaya» yemin ettiği halde! bağış yapsa ve bunu karşıdaki adam kabul eylemese ve­ya kabul eylese de almasa; bize göre, yemin bozulur. Keza, o bağışı bir elçi ile yollasa veya başka birine emreylesede o verse; yine yemini bozulur.

Hibe etmiyeceğim diye yemin ettiği halde sadaka verse ye­mini bozulmaz.

«Bağış yapmam» diye yemin eden kimse, ödünç olarak veya emaneten bir şey verse; yemini bozulmaz.

«Sadaka vermem» veya «Borç vermem,» diye yemin eden kimse; sadaka veya borç verse de, karşıdaki adam almasa; ye­mini bozulur.

«Borç almam,» diye yemin kimse; aldığı borcu vermese ye­mini bozulur.

«Kölesini filan adama bağışlamamaya» yemin eden kimse­nin kölesini, bir başkası, o adama bağışlasa da, yemin eden de buna izin verse; hibe için başkasını vekil eylediğinde olduğu gi­bi, yemini bozulur.

«Filan adama bağış yapmam,» diye yemin eden kimse; o adamın bağışına karşılık, bağış yapsa; yemini bozulur.

Kölesini, mükâtebe yapmamaya, yemin eden kimsenin kö­lesini, onun emri olmadan bir başkası mükâtebe yapsa; yemin eyleyen de razı olsa; yemini bozulur. Vekil sebebiyle bozulduğu gibi... Fetâvâyi Kâdîhan'da da böyledir.

«Filan adamdan ödüne bir şey almayacağım,» diye ye­min eden kimse; o adamın hayvanın terkisine binse; yemini bo­zulmaz. Serahsi'nin Muhıytı'nde de böyledir.

«Füan adamla,    iş yapmamaya» yemin eden kimse; o adamın ortağı ile, iş yaparsa; yemini bozulur. Eğer, onun   izinli kölesiyle, iş yaparsa; yemini bozulmaz.

«Filan adamla bu beldede ortaklık yapmam,» diye ye­min eden kimse, o beldeden çıkıp, başka bir yerde, ortaklık söz­leşmesi yapsa ve tekrar oraya girerek orada iş yapsa, eğer yemin eyleyenin niyyeti, o beldede sözleşme yapmamaksa; yemini bozul­maz. Yok, eğer iş yapmamaksa; yemini bozulur.

Eğer, onlardan birisi arkadaşına, ticâret için mal vermişse,. «filan ile ortaklık yapmam» diye yemin eden kimse; o adamın küçük   oğlunun malına, ortaklık yapsa; yemini bozulmaz!

«Filan adamla, ortaklık yapmam,» diye yemin eden kimse, bir adama mai verse ve ona : «Re'yine göre hareket eyle,» dese; o da yemin edilen adamla ortak olsa, yemin eden şahsın yemini bozulur.

Bir kimse, kardeşine :  «Eğer, seninle ortaklık  yaparüûm; Allah'ın helâl kıldığı, bana haram olsun,'» dedikten sonra; ortaklaşmaya başlasalar; âlimler :  «Eğer, yemin eyleyenin bü­yük oğlu varsa; malını ona verir; oğluna da, kazançtan az   birpay tahsis eyler ve oğluna kendi re'yine göre iş yapmasına izin verir. Sonra da, oğlu amcasıyla ortaklaşa iş yapar. Oğlan, böy­le yaptığı zaman, babanın yemini bozulmaz.

Oğulun yerinde, bir yabancı bile olsa, cevap aynıdır. Zahî-riyyc'de de böyledir.

«Filan adamdan, herevî olan elbiseyi almam,» diye ye­min eden kimse; o adamdan herevi olan   bir dağarcık alsa; onun içinde de herevi elbise bulunsa; böyle olduğunu da bilmese; ye­mini kazaen bozulmuş olur.

Keza, o adamdan, «dirhem almamaya» yemin eden kimseye yemin edilen adam, içinde dirhem gizlenmiş bir para kesesi verse; yemin eyleyen de cnu bilmeyerek alsa; yemini bozulur. Huîâsa'da da böyledir

Yemin eden kimse, yemin edilen adamdan, kavrul­muş un alır; onun içinde de dirhem bulunduğu halde yemin eden bunu bilmezse; o zaman yemini bozulmaz.

Keza, o adamdan, elbise alır ve onun içinde, dirhemler bu­lunur;   fakat, alan adam bunu bilmezse; yine, yemini bozulmaz.

Bir kimse : « Filancadan bağış olarak dirhem almam,» diye yemin etse; yukardaki hallerin hepsinde dirhem olduğunu bilsin veya bilmesin yemini bozulmaz.

«Emânet olarak, o adamdan dirhem almam,» diye yemin eden kimse; hibe olarak alsa; bir şey gerekmez. Fetâvâyi Kâdî-hân'da da böyledir.

«Kefil olmam,» diye yemin eden kimse; hür veya köle bir kimseye; yahut bir elbise veya bir hayvan için bunların sa­tışları hakkında kefil olsa; yemini bozulur. Mebsût'ta da böyle­dir.

«İnsanlara, bir şey hakkında kefil olmam,» diye   yemin eden kimse; bir adam, nefsi hakkında kefil olsa; yemini bozul­maz. Çünkü, örfte, kefil -başka değil- mala olur. Zahîriyye'de de böyledir .

«O adama kefil olmam," diyen kimse; başka birisi için kefil olsa yemini bozulmaz. Kefil olduğu adamın dirhemlerinin aslı, diğer adamın olsa biîe hüküm aynıdır.

Keza, o adamın kölesine kefil olsa; yemini bozulmaz.

Eğer, yemin eylediği adama kefil olsa da, onun dirhemleri­nin aslı, başkasının bulunsa; yemini bozulur.

«Ona kefil olmam,» dediği halde, onun borcunu Ödese yemi­ni bozulur,

«Ben kefaletin ismini kasdeyledim; ona kefil olmam, dedim. Fakat borcunu ödedim,» derse; kendisi ile Allah arasındadır. Hü­kümde, sözü geçerli değildir.

«Filana kefil olmam,» diye yemin eden kimse; kefil olmadık­ça bir şey gerekmez. Mebsût'ta da böyledir.

«Filan adama, bir şey için kefil olmam,» diye yemin eden kimse; nefsiyle veya malıyla kefil olursa: yemini bozulur.
Şayet, onun kölesine veya vekiline veya ortağına kafi] olur­sa; yemini bozulmaz.

Bir kimse, birine kefil olur; .o adam da, ölür ve oüi'O-üiu -vârisler ödemezse- kefil olan adam öder.
«Hiç bir kimseye, birşey hakkında kefil olmam,»    diye yemin eden kimse; sattığı bir ev veya sattığı bir köle için bir a-ama kefil    olsa, yemini bozulur. [19]


Eser: Fetvayı Hindiye

  • Yeni Ekle
Yorumlar (0)

Fetvayı Hindiye

 

Son eklenen ruyalar

Sitemizde yer alan soruların cevapları özenle islami eserlerden seçilerek yazılmaktadır.
..