1- Mescid Vakfiyesi

Bir müslüman, evini, müslümanlar için mescid ittihaz edince, o mescidi mütevelliye teslim edip, insanların girmesine ve orda na­maz kılmasına izin verir de içinde insanlar cemaatle namaz kılarlar­sa; o takdirde, o yer, âlimlerimizin ittifakı ile mescid olur.

İmâm Ebû Hanîfe (R.A.)'niri kavli diğer vakıflarda, bunun hilafı-nadır ve o da teslim ve kabzdır. İmâm Ebû Hanîfe (R.A.) ve İmâm Mb-hammed (R.A.)'e göre, mescid olması için teslim şarttır. İmâm Eba ¥!-saf (R.A.)'a göre, teslim şart değildir. Kabz müstesna...

İmâmeyn'e göre, iki yol vardır: Birincisi: mütevelliye teslim; İkinci­si: îçinde namaz kılmak... Zahiri mezhebde, İmâm Ebû Hanîfe (R.A.): "Vakfeden, içinde namaz kılar veya başkası cemaatla veya cemaat-sız namaz kılarsa, o ev Mescid olur." buyurmuştur.

İmâm Muhammed (R.A.) şöyle buyurmuştur:

İçinde cemaatle namaz kıhnmadıkca, o ev mescid olmaz İmâm Ebt Yâstıf (R.A.)'a göre ise, o ev mescit şekline çevirince, mescid ohir; başka şeye ihtiyaç yoktur.

Ba'zı âlimler de, şerhlerde böyle söylediler.
Şeyhu'l-İraâra Necmüd-din en-Nese6 (R.A.), Şürûtu'nda şöyle demiştir;

İmâm Ebû Hanîfe (R.A.): "Mescidin mütevelliye tesliminin şart olduğunu" zikreylemiştir ve "içinde cemaatla namaz kılınacağını" söylemiştir. İmâmeyn'e göre ise, Mescid şekline getirince mescid olur. buyurmuştur. Bir evin mescid hâline getirildiğini yazmak murad edi­lince nasıl yazılır?

İmâm Munammeö (R.A.) bu hususu zikretmemiştir.

Tahâvî ve Hassâf, bu hususu şöyle yazarlardı:

Filan oğlu filan, aklı yerinde, sıhhati yerinde, işleri caiz olduğu hâlde, isteyerek ve rağbet ederek kendi mülkü olan ve elinde bulu­nan bu evin tamamını mescid eylemiştir.

Ebû Yezid eş-ŞurâtFde şöyle yazardı:

"Şahitler, Şöyle şehâdette bulundular..." diye başlar ve duru­mu sonuna kadar yazardı.

Bazı müteahhirîn âlimleri şöyle buyurmuşlardır:

İmâm Ebû Hanîfe (R.A.) ve ashabının kıyâsına göre, en uygun ola­nı: "Bu yazı, filandandır.

Çünkü o, yerini mescid eylemiştir. Bu, o yer için bir hürriyettir. Kölenin azâd olması gibi... Kölenin azâd olmasında söylediğimiz gi­bi, üç imamımız da, "bu yazı filandandır." diye yazarlardı. Burada da böyledir.

Müteahhirîn âlimlerinin çoğunluğu, Ebû Yezid'in yazdığı gibi ya­zarlardı. O, "şahitler, şöyle şehâdette bulundular..." diye başlayıp, konuyu sonuna kadar yazardı.

Gerçekten filan, onların yanında ikrar eyledi ve onlar da ikrarı­na şahit oldular. Bedeni sıhhatli, aklı başında, işleri caiz olduğu ve hiçbir illet ikrarına mâni olmayacak birhâlde, arzının (yerinin) veya kendi mülkü olan ve elinde bulunan ve tasarrufunun altında olan evi­nin tamamını, heyetiyle, (köyde, şu mahallede, şu sokakta, şu dört hudut içinde) mescid eyledi. Allah rızâsı için, onun sevabını umarak ve elim azabından kaçarak mescid eyledi. Ve onu mülkünden çıkardi. Allah için beyt (= ev) kıldı. Kulları namaz kılsınlar, diye mescid eyledi. İçinde farz, nafile namazlar kılınsın; Yüce Allah'ın adı gece— gündüz anılsın; içinde ittikâfa girilsin; Kur'an okunsun; ilim öğre­nilsin; ders yapılsın; insanlara kapısı kitlenmesin; Diye mescid kıldı. Ve bunların tamamına izin verdi. Bu izinden sonra, cemaat ona gir­diler ve farz namazı cemaatla kıldılar. Şahitlerin gözü önünde, ezan okundu; kamet yapıldı. Ve buranın tamamı, Allah için ev; kullar için namazgah oldu. Burayı "mescid kıldığını" ikrar eden şahsın o yer­de hakkı kalmadı. Aslında, binasında, yolunda ve hududunda; ken­dinin veya vârislerinin onu bozma veya değiştirme gibi hiç bir şeyde hakkı kalmadı. Bu ikrarına da bir topluluk şahit oldular ve isimleri tesbit edildi. Şu ayın şu gününde tarihi konuldu.
Şayet, bu yazıda "cemaatla namaz kılındı." diye yazılmadı da "içinde namaz kılındı." diye yazıldı ise, ona yine kimsenin bir.yolu olmaz. [298]


Eser: Fetvayı Hindiye

  • Yeni Ekle
Yorumlar (0)

Fetvayı Hindiye

 

Son eklenen ruyalar

Sitemizde yer alan soruların cevapları özenle islami eserlerden seçilerek yazılmaktadır.
..