Cihâda Çıkmakla İlgili Diğer Hususlar

Cihâda çıkmak isteyen bir kimsenin, babası ve anası varsa; bun­lardan izin almadan çıkması uygun olmaz.

Ancak, cihâd umûmî olursa; onlardan izin almadan çıkabilir.

Bir şahsın, hem babası, hem de anası bulunur ve bunlardan birisi, cihâd için izin verdiği halde, diğeri izin vermezse; izin vermiyenin hak­kına riâyet için, bu şahıs cihâda çıkmaz.

Ana ve babasının hoş görmemesi hâlinde, bir oğulun cihâda çıkması mübâh olmaz.

Bu hüküm, onların,, fakirlikten helak olmaları veya böyle olmamalan hallerinde de müsavidir.

Yukarıda söylediğimiz hükümler, anne ve babanın müslüman olmaları hâlinde geçerlidir.

Fakat, cihâda çıkacak kimsenin babası ve anası veya bunlardan —sadece— birisi kâfir olur ve oğullarının cihâda çıkmasını hoş görmez­lerse yahut kâfir olan kerih görürse; bu durumda, oğullarının araştırma yapması gerekir:                                            

Araştırması sonucunda, kendisinin ölmesi hâlinde, onların meşakkat çekecekleri veya acı duyacakları kanâatine varırsa; bu durumda, cihâda çıkmaz.

Fakat, onun cihâda çıkmamasını istemelerinin, kendi milletleri ile savaşmasını hoş görmediklerinden dolayı olduğunu anlarsa; bu durumda, onların rızâları olmasa bile, o şahıs, savaşa çıkar.

Ancak, bu durumda da, onların helak olacaklarından korkarsa; yine, savaşa gitmez.

Araştırması sonucunda, bir kanâate varmaması hâlinde, bu şahsın, ne yapacağı hususunda, kitapta, bir şey söylenmemiştir.

Âlimlerimiz: "Bu durumda, bu şahsın savaşa çıkmaması daha uygun olur." demişlerdir.

Eğer, ana-babasınm, onun cihâda çıkmamasını istemeleri, onun, din ehilleri ile savaşmasını sevimli bulmadıkları veya zahmet çekmesini istemedikleri içinse; bu şahıs, yine savaşa çıkmaz.

Bir kimsenin, babası ve anası olur ve bunlar, onun cihâda çıkmasına izin verdiği halde; bu şahsın dedeleri ve büyük anneleri, bunu hoş karşılamazlarsa; bu şahıs, onların, hoşlanıp hoşlanmadıklarına iltifat etmez ve savaşa çıkar.

Ancak, bu şahsın, babası ve annesi ölmüş olur ve dedesi ile büyük annesi bulunursa; bu durumda, onların izni olmadan cihâda çıkamaz.

Bu durumda, bu şahsın, babasının babası ve anası ile anasının anası varsa; izin, babasının babasına ve anasına aittir. Bu hüküm, o şahsın, cihâda çıkmak istemesi halindedir.

Ancak, bu şahıs, ticâret için, düşman diyarına gitmek ister ve bunu da onlar kerih görür ve düşmanların emîri, kendisinden korkulmayan biri, kavmi de, ahde vefa gösteren bir kavim olarak biliniyor; bu şahsın da, oraya gitmekte menfaati bulunuyor ise; onlara karşı gelmesinde bir beis yoktur.

Bu kimse, ticâret maksadı ile düşman yurduna, müslüman askerleri ile beraber gider; bunu da, babası ve annesi veya bunlardan birisi hoş karşılamazsa; bu askerler, büyük bir kuvvet olur da, düşmandan kor-kulmayacağı görüşü kuvvetli olursa; bu şahsın gitmesinde, bir sakınca yoktur. Ancak, askerin düşmandan korkacağı kanâatinde olursa; bu durumda, gitmez.

Keza, bu şahıs, bu yere, bir seriyye {- müfreze) ile gitmek isterse; bu durumda, ancak, onların izni ile gidebilir. Çünkü, bir seriyye ile düşman yurduna gitmesi hâlinde, helak olması ihtimâli fazladır.

Bu söylediklerimiz, ana, baba, dedeler ve büyük anneler hakkın­dadır.

Bu şahsın, yukarıda saydıkların, .ian başka, zevil erham olan mahremlerinden kızları, oğulları, kız kardeşleri, halaları, teyzeleri ve zî-rahm olan bütün yakınları, cihâda çıkmasını, kerir görürler ve bu kendilerine zor gelirse; bu şahıs da, —cihâda çıkması hâlinde— onların helak olacağından korkuyor ve —başka malı olmayan bu yakınlarının— nafakasını, kendisi temin ediyor ve bunlar, yaşça küçük veya çok yaşlı iseler; bunların izni olmadan da, bu şahıs, cihâda çıkamaz.

Bunların, nafakalarını temin eden bir şahıs olur veya kendi malları bulunur yahut yaşlı olmalarına rağmen sıhhatli olurlar ve bundan dolayı, onların helak olmalarından korkmazsa; bu durumda,o şahıs, bunların izni olmadan cihâda çıkabilir.

Bir kimsenin karısı bulunur ve cihâda gitmesi hâlinde onun helak

olacağından korkarsa; bu şahıs, karısının izni olmadan, cihâda çıkamaz.

Ancak, böyle bir korkusu olmayan şahıs, karışanın izni olmadan,

cihâda çıkabilir. Bu durum, karısına zor gelse bile, hüküm aynıdır.

Zehiyre'de de böyledir.
Bir kadın, oğlunu, cihâddan men ettiği zaman, eğer mutlaka bir zarar ihtimâli varsa; böyle yapmasında, o kadın için, bir günâh yoktur." Fetâvâyi Kâdîhân'da da böyledir. [8]


Eser: Fetvayı Hindiye

  • Yeni Ekle
Yorumlar (0)

Fetvayı Hindiye

 

Son eklenen ruyalar

Sitemizde yer alan soruların cevapları özenle islami eserlerden seçilerek yazılmaktadır.
..