Mürtedin Tasarrufları (= Yaptığı İşler)
Bir mürtedin, irtidad halinde iken, yaptığı tasarruflar, şu dört vecih üzeredir:
1) Mürtedin geçerli olan tasarruftan:
Mürted, bir şey hîbe eder ve bu kabul edilirse geçerli olur.
Bu şahsın çocuk hakkındaki sözü de geçerli olur. Meselâ, bir câriye bir çocuk doğurur ve bu şahsa nesep iddiasında bulunursa; bu çocuğun nesebi, bu şahıstan sâkit olur.
Bu çocuk, diğer varisleri gibi bu şahsa vâris olur.
Bu câriye ise, o şahsın ümm-ü veledi olur.
Bu şahsın, bir akarını teslim etmesi ve izinli bir kölesini, ticâretten men etmesi de geçerli olur.
2) Bir mürtedin, bi'1-ittifak, geçersiz olan tasarruftan: a- Mürtedin nikâhı hiç bir şekilde caiz olmaz.
Bir mürtedin, bir müslüman kadınla evlenmesi caiz olmadığı gibi; onun mürted iken, zimmîye, hürre veya câriye hiç bir kadını alması caiz olmaz.
b- Kestiği veya avladığı hayvanın eti yenmez.
Bu avın, atıp vurmakla veya şahin ve köpekle yapılmış olması arasında da bir fark yoktur.
3) Mürtedin bi'1-ittifak mevkuf olan tasarrufları:
Mürtedin, mevkuf olan fiili, müfaveda'dır. Bu ise, bir işin yapılmasını başka birine havale etmek demektir.
Bir mürted, bir işin yapılmasını, müslüman iken bir başka şahsa havale etmişse; durulur ve beklenir. Eğer bu mürted, yeniden müslüman olursa, o havalesi geçerli olur.
Ancak, bu mürted, irtidad hâlinde ölür veya öldürülür; yahut hakim bu şahsın, dâr-i harbe iltihak ettiğine dair bir karar verirse, mezkûr havalesi bâtıl (== geçersiz) olur.
4) Mürtedin İhtilaflı olan tasarrufları:
İmâm Ebû Hanîfe (R.A.)'ye göre, bir mürtedin; satımında, alımında, icarlamasmda, köle azâd etmesinde, bir köleyi müdebber veya mükatep yapmasında, vasıyyet etmesinde ve bunlara benzer tasarruflarında beklenir; şayet, müslüman olursa; bu gibi tasarrufları geçerli olur.
Ancak, bu şahıs mürted olduğu halde ölür veya öldürülür yahut, bu şahsın dar-i harbe iltihak ettiği hususunda, hakim karar verirse, bu gibi tasarrufları bâtıl (= geçersiz) olur.
Bir mürtedin, bu hâlinde yaptığı mükâtebe geçerli olur. Fetâvâyi Kâdîhân'da da böyledir.
Bir kimse, irtidad etmiş bulunan kölesini veya cariyesini satsa; bu satış caiz olur. Mebsût'ta da böyledir.
Bir mürted, tevbe edip dâr-i islâma döner ve bu dönüşü, hakimin hüküm vermesinden önce olursa; riddet hükmü, malı hakkında bâtıl (= geçersiz) olur. Bu konuda, bu şahıs, sanki hiç islâmdan ayrılmamış gibi olur.
Bu şahsın, ümm-ü veledi ve müdebberesi dâhil, hiç bir kölesi, azâd olmuş olmaz.
Şayet, bu şahıs, hâkimin hükmünden sonra dönmüşse; vârislerinin elinde bulduğu mallarını alır.
Fakat, vâris, bunun mülkünden sarf etmişse, ondan bir şey alamaz. Varisin harcadığını tazmin de ettiremez.
Dâr-i harbe iltihâkı sebebiyle, fesh olunmuş satış ve hîbe; fesh lâhık olmayan azâd etme; tedbir ve veled talebi gibi şeylerin de hepsi geçerlidir. Bu şekilde, jrtidaddan dönen şahıs için bir yol yoktur. Ve varislere de, tazminat gerekmez. Gâyetü'I-Beyân'da da böyledir.
Müslüman iken, hıristiyan bir cariyeye cima' eden bir mürted için, o câriye, onun irtidadından altı aydan fazla bir müddet geçince, bir çocuk getirse ve o şahsın, bu çocuğun babası olduğunu iddia eylese; bu câriye ümm-ü veled; çocuk da, onun çocuğu ve hür olur. Hidâye'de de böyledir.
Bu mürted, ölür veya öldürülürse; bu çocuk, ona vâris olamaz. Ancak, bu câriye müslüman ise, adam mürted iken ölse veya dâr-i harbe iltihak etse bile, bu çocuk, babasına varis olur.
Bir mürted, malı ile beraber dâr-i harbe iltihâk ettikten sonra; müslümanlar, o beldeyi zaptederlerse; bu durumda, o şahsın malı fey'dir. Vârislerinin, bu malda, bir hakları yoktur.
Ancak, bu şahıs, önce dâr~i harbe iltihâk etmiş; sonra da gelip malını götürmüş ve bilâhare de, orası zabtedilmişse; bu durumda, o şahsın malı, henüz ganimet taksim edilmemişse; veresesine verilir.
Ganîmet taksim edilmişse; bu durumda, bu şahsın mallan, varisleri tarafından, ancak bedelleri ödenerek alınabilir.
Dâr-i harbe iltihâk eden bir mürtedin, bir kölesi bulunur ve bu köleyi, o mürtedin oğlu mükâtep yaptıktan sonra; bu mürted müslüman olup geri gelirse; kitabet olduğu gibi kalır; efendilik ise, yeniden müslüman olan mürtede aittir. Kâfi'de de böyledir.
Bu mürtedin oğlunun, mükâtebini azâd etmesinden sonra gelmesi hâli, bunun hilâfınadır. Çünkü, o zaman, selâhiyet, oğlunundu. Nihâye'de de böyledir.
İmâm Muhammed (R. A.), Câmiu's-Sağîr'de şöyle buyurmuştur: Bir mürted, hata ile bir şahsı öldürüp, dâr-i harbe iltihâk etse ve orada da mürted olarak ölse veya öl.dürülse; yahut bu mürted, dâr-i islâmda sağ olsa; âlimlerimize göre, diyet, malından verilir.
Şayet, malı yok; fakat, islâmda veya ridette kazancı varsa; diyet, kazançtan verilir. Şayet, her ikisi de varsa; diyet, bunlardan verilir.
İmâmeyn'e göre, diyet, bu iki kazançtan da verilir.
İmâm Ebû Hanîfe (R.A.)'ye göre ise, önce, sadece islâm kazancından verilir. Şayet, bu yetişmezse; riddet kazancından verilir. Muhıyt'te de böyledir.
Bu hüküm, o mürtedin, yeniden müslüman olmadan önce, ölmesi veya öldürülmesi hâlinde böyledir.
Ancak, bu şahıs, müslüman olduktan sonra ölür veya öldürülür; yahut da, ölmezse; diyet, bi'1-ittifak, kazananın her ikisinden de verilir. Tebyîn'de de böyledir.
Bir mürted, bir malı gasb veya itlaf ederse; bütün âlimlere göre, bunlar, onun malından tazmin edilir.
Bu hüküm, onun gasbımn ve itlafının sabit olması halindedir. Şayet bu, kendisinin ikrarı ile sabit olursa; İmâmeyn'e göre, iki kazancından tazmin ettirilir.
İmâm Ebû Hanîfe (R.A.)'ye göre ise, riddet hâlindeki kazancından tazmin ettirilir. Şeyhu'l-tslâm da, böyle söylemiştir.
Bu hükümler, suçu mürtedin işlemesi halindedir. Fakat suç, bu mürtede karşı işlenir ve riddetTiçin, eli ayağı kasden kesilirse; bu durum hakkında, İmânı Mu ha mm e d (R.A.), Asıl Kitabında şöyle buyurmuştur:
Bu cinayeti (= suçu) işleyene, mürted bu yüzden ölse bile, tazminat yoktur. Bu mürtedin, mürted olarak veya müslüman olarak ölmesi de müsavidir.
Bu hüküm, onun, elinin ayağının, mürted olduğu halde kesilmesi durumunda böyledir.
Fakat, bu şahsın eli, müslüman olduğu halde kesilir; kesen de, müslüman olur; kasden veya hatâen kestikten sonra, eli kesilen, riddet üzere ölürse; bu kesmesinden dolayı, suçu işleyen kimsenin, el kesme diyeti vermesi gerekir.
Ancak, ölüm tazminatı gerekmez.
Şayet, kesme işi, kasden yapılmışsa; diyet, kesenin malından verilir.
Şayet, bu hatâen olmuşsa; diyet, kesen şahsın, baba tarafından akrabalarına ödetilir.
Bu hüküm, o şahsın riddet halinde, o kesme sebebi ile ölmesi-, halindedir.
Fakat, bu mürted müslüman olur; bu kesme yüzünden ölürse; eğer, dâr-i harbe iltihâk etmedi veya iltihâk ettiği halde, sonradan müslüman olarak geri geldi ise ve bu gelişi de, onun, dâr-i harbe iltihâk etme hükmü verilmeden önce oldu ise; bu şahsa, istihsânen nefs diyeti ödenir.
Kasden olsun, hatâen olsun; bu böyledir.
Şayet, durum böyle değilse; hatâen öldürenin, baba tarafından akrabaları diyetini öder.
Kasden öldürenin ise, diyet, kendi malından Ödenir. Kısas gerekmez.
Bu kavil, İmâm Ebû Hanîfe (R.A.) ile İmâm Ebû Yûsuf (R.A.)'un kavlidir. Muhiyt'te de böyledir.
Fakat, bu mürted, dâr-i harbe iltihâk eder; hâkim de, hükmünü verdikten sonra; müslüman olup, geri gelir ve eli veya ayağı kesilir; bu sebeple ölürse; kesene, yarım diyet vardır. Gâyetü'l-Beyân'da da böyledir.
El kesen de,eli kesilen de,mürted olur ve dâr4 islâmdabulunurlar; el kesen, riddetinden dolayı öldürüldükten sonra, eli kesilen de ölürse; Asıl'da bu mes'ele hakkında şöyle denilmiştir:
Eğer, öldürme, kasden olmuşsa, bir şey gerekmez.
Fakat, hata ile olmuşsa ve yaralanan ölmemişse; yaralayanın baba tarafından akrabaları, el diyeti öderler. Eli kesilen ölürse; bunlar, can diyeti öderler.
Bir müdebbere veya ümm-ü veled, irtidad edip, dâr-i harbe iltihâk eder; sonra da efendisi dâr-i islamda ölürse; bundan sonra, bu mürtedde esir alınırsa; fey olur.
Ancak, efendisinin malından çalıp kaçtıktan sonra geri döndürülmesi, bunun hiİâfınadır.Yani, bu durumda, o müdebbere veya ümm-ü veled, fey olmaz. Muhıyt'te de böyledir.
Bir mükâtep, irtidad edip dâr-i harbe gider; orada mal kazanır ve bu mal ile yakalanır; islâmı kabul etmekten de kaçınırsa; öldürülür.
Efendisine olan borcu, malından ödenir. Artan da, vârislerinin olur. Hidâye'de de böyledir.
Şayet, bu mükâtebin terekesi, kitabetini karşılayamazsa, bıraktığının hepsi efendisinin olur. Kâfî'de de böyledir.
Efendisi ile birlikte irtidad edip, birlikte dâr-ı harbe giden bir köle, efendisi orada öldükten sonra esir edilirse; fey olur.
Bu köle, İslama dönmezse; hemen öldürülür.
Bir köle, irtidad edip, efendisinin malını alarak, dâr-i harbe gittikten sonra; o mal ile birlikte yakalanırsa; bu durumda fey olmaz. Efendisine iade edilir.
Bir toplum irtidad edip, müslümanlarla savaşır ve harp sahasındaki şehirlerinden birisi mağlup olur; müslümanlar galip gelirse; onların erkeklerini öldürürler; kadın ve çocuklarını ise esir alırlar.
Bir karı-koca irtidad edip, dâr-i harbe gider; kadın.orada hamile kalıp, bir çocuk doğurur; sonra da, bu çocuğun da bir çocuğu olur; bilâhare de müslümanlar galebe çalarsa; bu çocuklar fey olurlar ve müslüman olmaya icbar edilirler.
Bu durum, islâm yurdunda olsa; cevap yine aynıdır. Kâfî'de de böyledir.
Nevâdir'de şöyle denilmiştir:
Bir karı-koca, irtidâd edip, dâr-i harbe gitseler ve yanlarında da, küçük bir çocuk bulunsa; bu çocuk büyüyüp, çocuğu olduktan sonra; müslümanlar, o beldeyi zabtederlerse; bu durumda, bu çocuğun-çocuğu,
müslüman olmaya cebredilir.
Bu, İmâm Ebû Hanîfe (R.A.) ve İmâm Muhammed (R.A.)'e göre böyledir. Muhiyt'te de böyledir.
Müslümanlığı, baba ve anasına tâbi olan bir küçük, buluğa erişince, mürted olursa; kıyasda, o öldürülür; istihsanda ise öldürülmez.
Bir kimse, çocuk iken müslüman olur ve mürted olarak buluğa erişirse; yine, luyâsda Öldürülür; istihsanda ise, mürted olarak öldürülmez. Zorla irtidad ettirilen şahıs öldürülmez.
tstihsânen, bu gibi şahısların hepsi de, müslüman olmaya cebredilir.
Bir katil, bir mürtedi, yemden müslüman olmadan öldürürse; bir şey lâzım gelmez.
Dâr-i islâmda, sokağa atılmış bulunan bir çocuk müslümandır. Bu çocuk, şayet, kâfir olarak bulûğa erişirse; müslüman olması için cebredilir. Ancak, öldürülmez. Fethu'l-Kadîr'de de böyledir. [134]
Eser: Fetvayı Hindiye
Fetvayı Hindiye
- KİTÂBÜ'S-SİYER SİYER, CİHAD VE DEVLETLER HUKUKU
- 1- SİYER NE DEMEKTİR? CİHÂD'IN TARİFİ, ŞARTI VE HÜKMÜ SİYER VE CİHÂDIN TARİFİ
- Cihâdın Mubah Olmasının Şartı
- Cihâdın Hükmü
- Nefir Nedir?
- Düşmanın Geldiğini Haber Veren Şahsın Durumu
- Kimlerle Savaşılır
- Cihâd, Kimlere Farzdır; Kimlere Farz Değildir?
- Cihâda Çıkmakla İlgili Diğer Hususlar
- Kadınlar Ve Cihâd
- Sabi Ve Mürâhık'ın Cihadı
- Borçlu Ve Cihâd
- Âlim Ve Cihâd
- Yanında Emânet Bulunan Şahıs Ve Cihâd
- Köle Ve Cihâd
- Müşriklerin Hücumu Ve Onların Takip Edilmesi
- Cihad Ve Bedel
- Serhadler
- Komutanlık
- Komutana İtaat
- Savaş Alanında Yardımlaşma
- Savaşla İlgili Bazı Mes'eleler
- Seriyye
- Rıbat
- 2- SAVAŞ NASIL YAPILIR ORDUNUN SAYILMASI
- İslâm Ordusu Dâr-i Harbde
- Kâfirler Kaç Sınıftır?
- Kendilerinden Cizye Alınması Caiz Olmayan Kâfirler
- Kendilerinden Cizye Alınması Caiz Olan Kâfirler
- Kendilerinden Cizye Alınıp Alınmayacağı İhtilaflı Olan Kâfirler
- Önce İslama Da'vet, Sonra Savaş
- Müslüman Savaşta Nasıl Davranır
- Kudürî'ye Göre Kâfirler Kaç Kısımdır?
- 3- SULH YAPMA, EMÂN VERME VE EMÂNI CAİZ OLANLAR
- Sulh
- Düşmana Silâh Satmak
- Emân Kimler Emân Verebilir
- Zimmînin Emânı
- Mükâtebin Emânı
- Kölenin Ve Cariyenin Emânı
- Çocuğun Emânı
- Emân İfâde Eden Lafızlar
- İşaretle Verilen Emân
- 4- GANİMETLER VE NASIL TAKSİM EDİLECEĞİ
- 1- Ganimetler
- Anlaşmayı Bozan Zimmîler
- İrtidâd Edenlerin Yurtları
- Müfâdât (= Esir Değiştirme)
- Henüz İslâm Diyarına Götürülmemiş Olan Ganimetle İlgili Mes'eleler
- İslâm Askeri, Dâr-i Harbde Nasıl Davranır
- 2- Ganimetler Nasıl Taksim Edilir
- Beşte Birin Taksimi
- Ganîmet Arasında Bulunan Kitaplar
- Kelâm Kitaplarının Satışı
- Üzerinde Haç Ve Resim Bulunan Ganîmet Eşyaları
- Ganîmet Arasında Bulunan Ehlî Hayvanlar
- El Değiştiren Ganimetler
- İzinsiz Olarak Ele Geçirilen Ganimetler
- Ganimetin Taksiminden Sonra Artan Miktar
- Çalınan Ganîmet Malları
- 3- Tenfîl [61] (= Ganimetten Fazla Ve Özel Hisse Vermek)
- Tenfîlin Hükmü
- 5- DÜŞMANLARIN İSTİLASI
- Dâr-i Harbin, Dâr-i İslâm Olmasının Şartı
- Dâr-i İslâmın, Dâr-i Harb Olmasının Şartı
- 6- MÜSTE'MEN (= EMÂN ALTINDA BULUNANLAR)
- 1- Müslümanların, Dâr-i Harbe Emân İle Girmeleri
- Dâr-i Harbe Götürülüp Götürülmeyecek Şeyler
- Bir Zimmî, Dâr-i Harbe Ne Götürebilir?
- Emanlı Harbi, Yurduna Dönerken Ne Götürebilir?
- 2- Harbînin Dâr-i İslama Girmesi
- 3- Ehl-i Harbin Hükümdarının, İslâm Devlet Başkanına Veya Ordu Komutanına Gönderdiği Hediye
- Devlet Memuruna Verilen Hediye
- 7- ÖŞÜR VE HARÂC ARAZİ İKİ NEV'ÎDTR
- Öşür Arazisi:
- Bazı Arazilerin Hududu
- Harâc Arazisi
- Sulhla Fethedilen Arazi
- Halkı İsteyerek Müslüman Olan Arazi
- Diriltilen Arz-ı Mevât'ın Vergisi
- Basra Arazisi
- Harâc Arazisinin Nevileri
- Harâc-ı Mukâsemenin Takdiri
- Harâc Arazisine Sahip Olan Herkes, Harâc Verir
- Velîyyü'l-Emr Tarafından, Öşrün Arazî Sahibine Bırakılması
- Sahibinin Bakmadığı Harâc Arazisi
- Özürsüz Olarak, Daha Düşük Değerli Bir Mahsul Yetiştiren Kimseden Alınacak Vergi
- Sahip Değiştiren Harâc Arazisi
- Bir Araziden Hem Harâc, Hem De Öşür Alınamıyacağı
- Öçür Arazisini Satın Alan Zimmî
- İşlenilmeyen Harâc Arazisinin Durumu
- Sahipleri Tarafından Terk Edilen Harâc Arazileri
- Zimmîlerin Başka Bir Yere Nakledilmeleri
- Cinsleri Karışık Olan Arazilerin Haracı
- Su Baskınına Veya Diğer Âfetlere Maruz Kalan Harâc Arazisi
- Âfete Maruz Kalan Öşür Arazisi
- Âfete Uğrayan Zîraatçilere Yardım
- Üzüm Çubuğu Veya Ağaç Dikilen Ziraat Arazisi
- Harâc Toplayacak Kimsenin Vasıfları
- Haraç Ve Öşür Borcu İle Ölen Kimse
- Haracı Veya Öşrü Verilmeyen Mahsulün Durumu
- Haracı Acilen (= Önceden) Almak
- 8- CİZYE
- Cizye Kimlerden Ve Ne Zaman Alınır
- Putperest Ve Mürted Araplar
- Cizyeden Muaf Olanlar
- Necrân Hıristiyanlarına Konan Vergi
- Köle Ve Cizye
- Ferdin Cizye Mükellefiyeti Ne Zaman Başlar
- Cizye Borcu Ne Zaman Kalkar
- İki Senelik Cizye Peşin Alınırsa
- Zimmîlerin Kilise, Havra Ve Ateş-Hâne Yapmak İstemeleri
- Önceden Yapılmış Kilise Ve Havralar
- Zîmmîlerîn Eskiden Yapılmış Kiliseleri Yıkılmışsa
- Harbîlerle Yapılması Uygun Olmayan Bazı Sulh Şekilleri
- Zimmîlerin Kılık, Kıyafet Ve Davranışları
- Zimmîlerin Kıyafetleri
- Müslümanlara Ait Şehirler
- İslam Şehirleri İle İlgili Hükümler
- Zimmîler, Kendi Dinlerince Yasak Olan Şeyleri Yapmaktan Menedilir
- Karısı Zimmiye Olan Müslüman
- Zimmîlerîn Müslümanlara Ait Bir Şehirde Oturmaları Ve Oradan Ev Satın Almaları
- Ahidlerî Bozulan Zimmîler
- 9- MÜRTEDLERLE İLGİLİ HÜKÜMLER
- Mürted Ne Demektir:
- İrtidâdın Rüknü:
- Riddetin Sahih Olmasının Şartı:
- Mürtedin Malı
- Mürtedin Tasarrufları (= Yaptığı İşler)
- Küfrü Gerektiren Haller
- 1) Îmân Ve İslâm'a Taalluk Eden, Küfür Sözleri
- 2) Allah'ın Zâtı Ve Sıfatları İle İlgili Küfür Sözleri
- 3) Peygamberlerle İlgili Küfür Lafızları
- 4) Kur'ân-ı Kerîme Taalluk Eden Küfür Lafızları
- 5) Namaz, Oruç Ve Zekâtla İlgili Küfür Lafızları
- Zekât:
- Oruç:
- 6) İlim Ve Âlimlerle İlgili Küfür Lafızları
- 7) Helâl Ve Haramla İlgili Küfür Lafızları
- 8) Fâsık, Fâcir Ve Benzerlerinin Sözlerine Taalluk Eden Küfür Lafızları:
- 9) Kıyamet Gününe Taalluk Eden Küfür Lafızlar!
- 10) Açık Ve Kinayeli Sözlerle, Küfrü Telkin Etmek, İrtidâdı Emretmek Ve Öğretmek Ve Kâfirlere Benzem
- Küfrü Telkin Etmek:
- Kâfirlere Benzemek
- 10- BAĞÎLER [152]
Son eklenen ruyalar
- rüya tabiri
- Rüyada beyaz kıyafetli olarak hz. Ali'yi görmek
- Dağdan inerken kurbağadan korkup bağırdım
- Altın yüzük, kar, ölü hayvanlar ve bal ikram ettim
- Rüyamda bulaşık makinası almam ne demek
- devamlı dişlerim elime dökülüyor agrısız
- rüyam da başka kimse nı namaz kıldı nı gormek
- rüyada kar görmek
- rüyamda sigara paketini eşime verdim
- ruyamda sag elımın sarktıgını gordum