Açıklama

Hadiste üç tür kazancın pis olduğuna işaret edilmiştir. "Pis" diye terceme ettiğimiz  “habîs" kelimesi, hem haram hem de mekruh olan şeyler hakkında kullanılmaktadır. Bu mananın tayini, diğer deliller ve maksatlar gözönüne alınarak yapılır. Aynı şekilde emir sigası da bazen vücub, bazan nedb, bazan ibahaya delâlet eder. Sığanın bu manalardan hahagisine delâlet ettiği karîneler yardımıyla bilinir. İşte bura­daki "habîs = pis" kelimesi de, hem haramlığa hem de kerahete delâlet edebilir.

Hadiste pis olduğu belirtilen üç kazanç türü şunlardır:
1- Hacamat ücreti:

Hacamat, başın arka tarafının çizilip kanatılması ve bu kanın bir boru vasıtasıyla emilip çıkartılması yoluyla yapılan kan alma şeklidir. Bu şekilde kan alan kişiye "haccâm" tabir edilir. Günümüzde "kan alma" denildiği zaman, şırınga ile ve modern yollarla kan alma akla geldiği için, tercemede kelimenin aslını kullanmayı uygun gördük.

Yukarıda da işaret ettiğimiz gibi, kan alma karşılığında ücret almak ha­bistir. Bu habis (pis) likten maksadın ne oludğunda ihtilâf edilmiştir.

Bazı hadis uleması, maksadın haramlık olduğu görüşünü ileri sürerek kan alma (hacamat) karşılığında ücret almanın haram olduğu görüşünü sa­vunmuşlardır. Ayrıca el-Hâzimî'nin Ebû Hureyre (r.a)'den rivayet ettiği şu hadis de bu görüş sahiplerinin delilidir: "Fahişenin mehri (ücreti) ve kan alı­cının ücreti zulümdür."

Ulemanın cumhuru ise kan alma karşılığında alman ücretin helâl oldu­ğu görüşündedir. Bunlar aşağında gelecek olan İbn Abbas ve Enes b. Mâlik hadislerini delil almışlardır. O hadislerde Hz. Peygamber (s.a)'in kafasın­dan kan aldırdığı ve kanı alan şahsa ücret verdiği çok açık bir şekilde dile getirilmiştir.

Cumhur, üzerinde durduğumuz hadisteki hubsu (pisliği), yapılan işin düşüklüğünden dolayı tenzîhen mekruha hamletmişlerdir. Çünkü kan almak düşük bir iştir, Allah (c.c) şerefli işleri sever. Ayrıca müslümanlann ihtiyaç anında birbirlerine yardımcı olmaları görevleridir. Demek oluyor ki kan al­ma karşılığında ücret almak caiz, ancak tenzîhen mekruhtur.

Tahavî, kan alma karşılığında üciet almanın caiz olmayışına işaret eden bu hadisin mensuh olduğunu söyler. Şevkânî ise, bu konuda neshe delâlet eden bir delil bulunmadığını belirterek Tahavî'nin görüşünü kabul etmez.

Haram olan kan alma ücretinin, alınan kanın satılması karşılığında alı­nan ücret olduğunu söylemek de mümkündür. Nitekim cahiliye devrinde kanı yiyorlardı. Dolayısıyla yemek için kan satın alınması akla uzak bir şey değil­dir. Ancak bu izah pek uygun görülmemiştir.

Kan alma karşılığında ücret almanın pis oluşuna ve helâl oluşuna delâ­let eden hadisler arasındaki çelişkiyi gidermede en makbul yol, buradaki pis­likten maksadın tenzîhen mekruh olduğu şeklindeki izahtır.
2- Köpeğin satışı karşılığında alınan para. Bu konuda üç görüş vardır:
a) Ulemanın cumhuruna göre; ister av köpeği olsun ister başka bir kö­pek, ister eğitilmiş olsun ister olmasın her türlüsünün satışı karşılığında alı­nan bedel haramdır. Bunlar bu konuda varid olan hadislerin m ut Ia4o oluşu­nu gözönüne almışlardır. Çünkü Hz. Peygamber (s.a), köpeğin satışı karşı­lığı alınan paranın haram olduğunu ifade ettiği birçok hadisinde av köpeği ve sokak köpeği diye bir ayırım yapmamıştır. Üzerinde durduğumuz hadi­sin yanı sıra şu hadislerde de Efendimiz mutlak olarak, köpeğin bedelinin haram olduğunu beyan buyurmuştur:
"Rasûlullah (s.a); kan karşılığı alınan parayı, köpek karşılığı alınan pa­rayı ve fahişenin kazancını haram kıldı. Dövme yapan ve yaptırana, faiz yi­yen ve yedirene, resim yapanlara lanet etti."[317]

"Rasûlullah (s.a), köpeğin satışı karşılığı alınan paradan, fahişenin üc­retinden ve kâhinin aldığından nehyetti."
Rasûlullah (s.a), köpeğin satışı karşılığında para almayı men etti ve; "Eğer köpeğin bedelini almaya gelirse avucuna toprak doldur*' buyurdu.[318]

Bu hadisler, köpeği satmanın sahih olmadığına, köpek satışı karşılığın­da alınan paranın caiz olmadığına delildir. Aynı şekilde bu görüş sahilerine göre; başkasının köpeğini öldüren kişi onun kıymetini ödemez. Ebû Hurey­re, Hasan-ı Basrî, Rabîa, Evzaî, Hakem, Hammâd, Şafiî, Ahmed, Dâvûd ve İbnü'l-Münzir bu görüşü benimseyenlerdendirler.

b) Hanefîlere göre, ister talimli olsun ister olmasın her türlü köpeğin satışı caizdir, karşılığında alman para helâldir. Ancak Ebû Yusuf'tan talim edilmemiş olan ısıran köpeklerin satışının caiz olmadığı rivayet edilmiştir.

Bu görüş sahiplerinin delilleri:"Rasûlullah (s.a), av veya çoban köpeği dışındaki köpeklerin satışını menetti" manasındaki hadistir. Ayrıca köpek, avcılıkta ve bekçilikte kullanılan bir hayvandır. Satışı nehyeden hadisler, İs­lâm'ın ilk günleri içindir. Arapları, eskiden beri ittihaz ettikleri köpek besle­mek alışkanlığından uzaklaştırmak içindir.

c) Ata ve Nehaî'ye göre, sadece av köpeğinin satışı caizdir, diğerlerinin satışı caiz değildir.

İmam Mâlik'ten, köpek satışının haram, sahih ve mekruh olduğuna dair üç görüş rivayet edilmiştir. Sahih olmadığı tarzındaki görüşünde telef ede­nin kıymetini vermesi gerektiğini söyler.
3- Fahişenin zina karşılığında aldığı ücret: Fahişenin aldığı ücret hadis­te "mehir" olarak ifadelendirilmiştir. Çünkü, kadının kendisini bir erkeğe teslim etmesi karşılığında aldığı ücret şeklen mehre benzemektedir. Çünkü kadın, kendisini kocasına teslim karşılığı mehir alır.
Fahişenin aldığı ücret haramdır. Bunda tüm âlimler icma etmişlerdir. Çünkü haram bir işin karşılığında alınan ücret de haramdır.[319]


Eser: Ebu Davud

  • Yeni Ekle
Yorumlar (0)

Ebu Davud

 

Son eklenen ruyalar

Sitemizde yer alan soruların cevapları özenle islami eserlerden seçilerek yazılmaktadır.
..