Açıklama


Bu hadis-i şerifte, Hz. Peygamberin huzuruna gelerek zina ettiğini itiraf eden Maiz'in cenaze namazını kılmadığı ifade edilirken, Müslim ile Buhari'nin bazı rivayetlerinde[450] Hz. Peygamberin Maiz'in cenaze namazını kılıp kılmadığı hususunda bir açıklama bulunma­maktadır.
Buhari'nin rivayet ettiği bir hadis-i şerifte[451] ise, Hz. Peygamberin Ma­iz'in cenaze namazını kıldığı ve onun hakkında hayır dua ettiği ifade edili­yor. Hafız İbn Hacer'in de açıkladığı gibi, her ne kadar Mahmud b. Gay-lan'ın Abdürrezzak'tan rivayet ettiği bu hadisi şerifte, Hz. Peygamber'in Ma­iz'in cenaze namazını kıldığı ifade ediliyorsa da, başta Muhammed b. Yah­ya ez-Züheylî olmak üzere, pek çok raviler, bu hadisin tam aksine Hz. Pey­gamber'in, Maiz'in cenaze namazını kılmadığım ifade etmektedirler.

Hafız Münzirî'ye göre, Abdürrezzak'tan bu hadisi sekiz kişi rivayet et­miş, hiç birisi de Hz. Peygamber'in Maiz'in cenaze namazını kıldığından bah­setmemiş, bilakis onun cenaze namazını kılmadığını nakletmişlerdir.

Menhel yazarının tesbitine göre* Mahmud b. Gaylan'ın Hz. Peygam­ber'in Maiz'in cenaze namazını kıldığına dair rivayet ettiği hadise aykırı olarak rivayette bulunan râvilerin sayısı, ondan fazladır. Bunların bir kısmı Mahmud b. Gaylan'ın bu rivayetinin doğru olmadığını açıkça söylemişler, bir kısmı da sükut etmişlerdir.

Beyhakî ise, şöyle der: "Abdürrezzak'm arkadaşlarının Hz. Peygaber'-in Maiz'in cenaze namazını kılmadığı hususunda icma etmiş olmaları, bu­nun aksini ifade eden Mahmud b. Gaylan'ın rivayet ettiği hadisin hatalı ol­duğunu gösterir." Ayrıca ez-Zührî'nin ashabı da Hz. Peygamber'in Maiz'-in cenaze namazını kılmadığı hususunda ittifak etmişlerdir. Her ne kadar bütün bunlar, Mahmud b. Gaylan'ın bu rivayetinin şaz bir rivayet olduğu­nu gösterirse, de, usulü hadisde rivayetine güvenilir bir ravinin rivayet ettiği bir hadis-i şerifte diğer rivayetlere nisbetle fazla ve onlara aykırı olarak ge­len bir rivayetin makbul olduğuna hükmedilir. Buna göre, sözkonusu hadi­sin, diğer tariklerden gelen rivayetinde bulunmayıp da Mahmud b. Gaylan'­ın rivayetinde bulunan "Hz. Peygamber'in Maiz'in cenazesini kıldığı" ifa­desinin bu rivayet hakkında sükut eden ravilerin rivayetine tercih edilmesi gerekir. Bu fazlalığa itiraz eden kimselerin rivayetine gelince, bu hadis-i şe­rifle onların arasını şu şekilde te'lif etmek mümkündür: Hz. Peygamberin, Maiz'in cenaze namazını kılmadığını ifade eden hadisler, Maiz'in recmedil-diği günle ilgilidir. Gerçekten o gün, Hz. Peygamber Maiz'in cenaze nama­zını kilmamıştır.-Hz. Peygamber'in Maiz'in cenaze namazını kıldığından bah­seden Mahmud b. Gaylan hadisi ise, Maiz'in recmedildiği günü takibeden günle ilgilidir. Çünkü Hz. Peygamber onun namazını recmedildiğinin ertesi günü kılmıştır.

Nitekim Abdürrezzak'ın Ebû Umame b. Sehl b. Hanif'ten rivayet etti­ği bir hadisi şerifte, Rasûlü Zîşan Efendimizin Hz. Maiz recmedildikten bir gün sonra ashabı kirama "Arkadaşınızın namazını kılın" diye emir buyur­duğu ve kendisininde onun namazını kıldığı ifade edilmektedir.

Eğer bu rivayetlerin arasını bu şekilde te'lif mümkün olmasa, o zaman Mahmud b. Gaylan'ın rivayetini diğerlerine tercih etmek gerekir. Çünkü Mah­mud b. Gaylan'ın rivayeti sahihtir.

Mevzumuzu teşkil eden ve Mahmud b. Gaylan'ın rivayetine aykırı dü­şen hadis ise, isnadında kimliği meçhul şahıslar bulunduğu için zayıftır.
Müslim'in rivayet ettiği bir hadisi şerifle[452] ileride tercümesini sunaca­ğımız 4440 numaralı hadisi şerif de Mahmud b. Gaylan'ın bu rivayetini te-yid etmektedir.

Binaenaleyh, bütün bu rivayetler Hz. Peygamber'in had cezasından ölen bir kimsenin cenaze namazını kıldığını gösterir. Nitekim İmam Ahmed (r.a) de "Hainliklerinin cezasını çekerek ölenlerle, intihar ederek ölenlerin dışın­da Hz. Peygamberin cenaze namazını kılmadığı bir kimse bilmiyoruz" de­miştir.

Had cezasından dolayı Ölen bir kimsenin cenaze namazının kılınıp kılınmayacağı meselesinde fıkıh âlimlerinin görüşlerini şu şekilde özetleyebiliriz:

İmam Malik ile İmam Ahmed (r.a); halkın had cezasını gerektiren suç­lan işlemeye cesaret edememeleri için, devlet reisinin ve faziletli kişilerin had cezasından ölen kimselerin cenaze namazlarını kılmalarının mekruh oldu­ğuna, ancak devlet reisinin ve faziletli kişilerin dışındakilerin had cezasın­dan ölen kimselerin cenaze namazlarını kılabileceklerine hükmetmişlerdir.
İmam Ebû Hanife (r.a) ile taraftarlarına ve İmam Şafiî (r.a)'ye göre, recmedilen bir kimse yıkanır ve cenaze namazı kılınır. Cumhur ulemanın gö­rüşü de budur. Kâdî Iyaz âlimlerin tümünün had cezasından ya da recinden dolayı ölen yahut da intihar eden her müslümanin cenaze namazının kılına­cağı görüşünde olduğunu söylemiştir. Ulemanın bu mevzudaki delilleri "... Yavaş ol yâ Halid! Nefsim elinde olan zata yemin ederim. Bu kadın öyle bir tevbe etti ki, onu zulmen vergi alan bir kimse yapsaydı mutlak affedilir­di buyurmuş, sonra kadının getirilmesini emrederek cenaze namazını kılmış ve kadın defnedilmiş"[453] mealindeki hadis-i şeriftir.
Her ne kadar İmam Zührî, recm cezasıyla cezalandırılan bir kimsenin cenaze namazının kılınamayacağım söylemişse de, bu mevzuda gelen hadis-i şerifler onun bu görüşünü reddetmektedirler.[454]


Eser: Ebu Davud

  • Yeni Ekle
Yorumlar (0)

Ebu Davud

 

Son eklenen ruyalar

Sitemizde yer alan soruların cevapları özenle islami eserlerden seçilerek yazılmaktadır.
..