Açıklama


Bu hadis-i şerif, hüküm verebilmek için bazen kur'aya başvurabileceğini söyleyenlerin delilidir. Nitekim 2269 numa­ralı hadisin şerhinde açıklamıştık.

Avnü'l-Ma'bûd yazarı, bu babda bahis mevzuu edilen hususlarda muh­telif nakiller yapmıştır. Bunları şöylece özetlemek mümkündür:

"Hattâbî diyor ki: Buradaki "İstihâm"dan maksat kur'a çekmektir. Ta­raflar kur'a çekerler, kur'a kime. isabet ederse, o yemin eder ve mal onun olur. Bunun bir benzeri Hz. Ali (r.a)'den rivayet edilmiştir. Şöyle ki:

Hanş b. el-Mu'temir demiştir ki: Çarşıda satılığa çıkarılan bir katır ya­kalanıp Ali (r.a)'ye getirildi. Bir adam; bu katır benimdir; ne sattım ne de kimseye hibe ettim, dedi ve katırın kendisine ait olduğuna dair beş şahit ge­tirdi. Bunun üzerine Ali (r.a): Bu mesele hakkında hüküm etmek de var, sulh etmek de vardır. Ben ikisini de size anlatayım. Sulh söyle olur: Katır satılır ve bedeli yedi paya ayrılır. Beş şahit getirene beş pay ve iki şahit getirene iki pay verilir. Eğer taraflar sulh olmayıp da hüküm isterlerse hüküm şudur: Taraflardan birisi katırı satmadığına ve hibe etmediğine yemin eder. Yemin et­me hususunda anlaşamazsanız, yemin etmek için ben aranızda kur'a çektiri­rim. Kur'a hanginize isabet ederse o yemin eder, (ve katır onun olur) dedi. Ravi demiş ki: Ben buna şahidim, Ali böyle hükmetti, diye bilgi vermiştir.

Bir kavle göre kur'a şöyle olur: İhtilâf konusu mal taraflardan hiç biri­sinin elinde değil ve hiç birinin şahitleri de yok ise, aralarında kur'a çekilir.Kur'a kime isabet ederse o yemin eder ve mal onun olur.

Kirmânî şöyle demiştir: "Kur'a, tarafların mala müstehaklık derecesinde eşit oldukları zaman yapılır. Meselâ; mal tarafların ikisinin elindedir. Her biri malın tamamınının kendisine ait olduğunu iddia eder. Birisi yemin et­mek suretiyle malın tamamını elde etmek ister. Diğer taraf da aynı şekilde yemin edip tamamını kazanmak ister. İşte bu durumda taraflar arasında kur'a çekilir. Kur'a kime isabet ederse o yemin eder ve malın tamamı kendisine verilir.
Şevkânî de şöyle der: "Kur'a usulünün uygulanmasının sebebi şudur: Ta­raflar mala sahip olma iddiasında delil açısından eşit oldukları zaman, ter­cih sebebi yok iken bir tarafı tercih etmek caiz olmaz. Tarafları eşit tutmak bakımından kur'a usulünden başka bir çare kalmaz. Kur'a usulü de hasım­lar arasında eşitlik sağlamanın bir nevidir. İhtilâf konusu mal tarafların iki­sinin elinde veya üçüncü bir şahsın elinde olup malın kendisine değil, taraf­lara ait olduğu ikrar edildiğinde, bu malın nasıl verileceği veya ne şekilde taksim edileceği hususunda fıkıh imamlarının beyan ettikleri görüşler pek uzundur. Fakat mal bir tarafın elinde olduğu takdirde o taraf davalı ve kar­şı taraf davacı sayılır. Artık şahit getirmek davacıya, yemin etmek de dava­lıya ait olur. Yemin etmek için söz konusu kur'a meselesine gelince, Şafiî fıkıh kitaplarındaki hüküm, yemin teklifinin kur'a usulü ile değil de hâki­min takdirine ait olmasıdır. Hâkim istediği tarafa yemin teklifinde buluna­bilir. Lakin el-Bermavî demiş ki: Hadis kur'a usulünü emrettiği için, en uy­gun olanı bununla amel etmektir."[152]


Eser: Ebu Davud

  • Yeni Ekle
Yorumlar (0)

Ebu Davud

 

Son eklenen ruyalar

Sitemizde yer alan soruların cevapları özenle islami eserlerden seçilerek yazılmaktadır.
..