Açıklama

Rikaz: vere gömülmüş veya zamanla yer altında kalmış değerli sanat eserlerine, maden parçalarına define ve hazine­lere rikâz denir.

Rikaz mefhûmu mezheblere göre biraz değişiklik göstermekte ve ma­denlerin rikaz kavramı içine girip girmediği münakaşa konusu olmaktadır.
İhtilaflar hadislerin izah ve tenkidlerinden ileri gelmektedir.[494]
Bu mevzuda Mezlü'l-Mechûd yazarı şöyle diyor: Bu ihtilaf "Hayvanla­rın yaralaması heder, kuyu heder, maden heder (olan) dır. Rikazda ise beşte bir vardır.”[495] hadisi şerifine verilen farklı manalardan kaynaklanmaktadır.

İmam Malik ile îmam Şafiî'ye göre, sözü geçen hadis-i şerifteki rikaz kelimesinden maksat cahiliyye döneminde yeraltına gömülmüş olan bilumum definelerdir.

İmam Ebû Hanife ile Süfyan-ı Sevrî'ye ve daha başkalarına göre, ye­raltında teşekkül etmiş olan madenler de rikaz hükmüne girerler.

İmam Malik (r.a) ile İmam Şafiî'nin bu husustaki dayanakları, sözü geçen hadis-i şerifte, *'rikaz" kelimesinin "maden" kelimesi üzerinde atfedilmiş olmasıdır. İki kelimeden birinin diğeri üzerine atfedilebilmesi için, bu iki ke­limenin iki ayrı şeye delalet etmesi gerektiği esasından hareket ederek ma­denle rikazın ayrı ayrı şeyler olduklarına, dolayısıyla madenlerin rikaz hükmüne girmediğine hükmetmişlerdir.

Ben derim ki: İmam Şafiî ile İmam Malik (r.a)'nın bu görüşleri isabetli değildir. Çünkü sözü geçen hadis-i şerifteki maden kelimesinden maksat ye­raltında teşekkül eden bildiğimiz ma'den değildir. Maden çıkarıldıktan son­ra, onun yerinde kalan çukurdur. Hadis-i şerifte bir kimsenin yeraltındaki bir hazineyi çıkardıktan sonra orada kalan çukura düşerek ölen bir kimse­den orayı kazan kimse sorumlu olmadığı ifade edilmektedir.
Maden kelimesiyle madenin çıkarıldığı çukur kesdedilmiş olunca rika­zın çukur üzerine atfedilmesi madenin rikazdan ayrı olmasını gerektirmez. Çünkü rikaz ayrıdır, çukur ayrıdır. Çukurdan çıkarılan maden ise burada söz konusu değildir.[496]
Netice olarak İrak ehline (Hanefîlere) göre rikâz, hem madenlerin hem de insanlar tarafından gömülmüş eşyaları ifade eden bir ıstılahtır. Kâsâni (Ö.587 H-191M.); "Rikaz hakiki olarak madenin mecazi olarak da kenzin (gömü-tün) ismidir." diyor ve delil olarak da Hz. Peygamberin kendisine sorulan bir soruya "Rikaz Allah'ın yer ve gökleri yarattığı gün yer altında yaratmış ol­duğu mallar" diye verdiği cevabı yazıyor. Molla Hüsrevy rikazı; "gerek ya­radılış itibarıyla olsun, gerekse insanların gömdüğü şeyler olsun, rikaz mut­lak surette yer altında olan maldır" şeklinde tarif ederken, Mevkufatî de, "Rikâz; Allah'ın yer altında yarattığı madenin ve kulların defneylediği ma­lın özel ismi olmuştur. Birine maden, ötekine kenz ismi verilmiştir. Rikaz ise ikisini de kapsamaktadır" diyor. Bu tariflerden madenlerin ve insan ya­pısı olup da gömülen herşeyin Hanefilerce rikaz olarak kabul edildiği anla­şılmaktadır.[497]


Eser: Ebu Davud

  • Yeni Ekle
Yorumlar (0)

Ebu Davud

 

Son eklenen ruyalar

Sitemizde yer alan soruların cevapları özenle islami eserlerden seçilerek yazılmaktadır.
..