Açıklama

Bu hadis-i şerifte, arayıcısını cennete götüreceğinden bahsedilen ilimden maksadın; öğrenilmesi farz-i ayın, farz-ı kifâye veya mendup olan ve dince övülen ilimler olduğunda şüphe yoktur.

Bu bakımdan hadis-i şerifte, Kur'an ve sünnet ilimlerinden bir ilim öğ­renmek için bir yola giren ya da uzak veya yakın bir yolculuğa çıkan bir kim­seyi tuttuğu bu yol sebebiyle Allah'ın cennete ulaştıracağına dair bir müjde bulunduğunu söyleyebiliriz.

Meleklerin ilim talibinden razı ve memnun olmaları sebebiyle onların yoluna kanat sermeleri hususunda Hattâbî şöyle diyor:

"Meleklerin ilim talibine kanatlarını sermesi çeşitli şekillerde yorumla­nabilir:
1- Meleklerin kanatlarını sermelerinden maksat ilim talibine tavazu gös­termeleri, onlara saygıya lâyık olmalarından dolayı boyun eğmeleri ve ilim­lerine saygı göstermeleridir denebilir. Nitekim bu kelime,"Onlara acımadan dolayı tevazu kanatlarını indir"[2] âyet-i kerimesinde de bu manaya gel­mektedir.
2- Meleklerin uçmayı bırakıp yere inmeleridir de denebilir. Nitekim bu kelime, "Allah'ı zikreden bir cemaat yoktur ki melekler onları kuşatmasın ve yerlerini rahmet kaplamasın"[3] hadis-i şerifinde de bu manaya gel­mektedir.
3- "Gerçekten meleklerin ilim talibini kanatlarının üzerine alıp onu gi­deceği yere götürebilmek için kanatlarım onların yoluna sermesidir." şek­linde yorumlayanlar da olmuştur. Bu sözleriyle meleklerin onlara yardım et­meyi arzu ettiklerine ifade etmek istemişlerdir.

Metinde geçen, "Göklerde ve yerde bulunan bütün yaratıklar ve balık­lar Allah'tan âlimin bağışlanmasını isterler" cümlesi hakkında Hattâbî şöy­le der:

"Allah, ulemanın ilmi vasıtasıyla hayvanlarda insanlar için pek çok fay­dalar ve maslahatlar bulunduğunu ortaya çıkarmıştır. Âlimler insanlara bu gerçekleri ve hayvanların hakkına riayet edilmemesi halinde doğacak zarar­ları, hayvanlara mutlaka iyi davranmaları gerektiğini anlatırlar. Allah da on­ların bu emeğine karşılık hayvanlara onlar için dua etmeyi ilham eder. On­ların hayvanlara olan iyiliklerini bu şekilde mükâfatlandırır. Nitekim, "el-cezâü min cinsil amel" buyurulmuştur.

Alimler, parlaklıkta ayın ondördüncü gecesindeki bir dolunaya benzetilirken, âbidin yıldızlara benzetilmesindeki hikmete gelince; âbidin ışığı yıl­dızlarınki gibi sadece kendine yetecek kadarken âlimin ışığı ise başkalarının yolunu da aydınlatması ve ayın ışığını güneşten aldığı gibi âlimin de bu ışığı­nı Hz. Peygamberden almış olmasıdır."

Peygamberler vefat ederken gerçekten yakınlarına bir miras bırakma­mışlardır. Çünkü eğer peygamberler maddî bir miras bırakıp gitselerdi in­sanlar onların hayatları boyunca yakınlarını zengin etmek için çırpındıkları­nı zannedebilirlerdi.

Bu sebeple onlar geride mal bırakmamışlar, ellerinde bulunan mallarını ümmetlerinin maslahatlarına tahsis edip gitmişlerdir.
Onların bıraktıkları en büyük miras ilim mirasıdır. Onu elde eden en büyük payı almıştır. Nitekim İbn Âbidin merhum, bir saat ilim müzâkere etmenin bir Kadir Gecesini ihya etmekten daha hayırlı olduğunu, sakalı çık­mış bir kimsenin anne ve babasının izni olmadan bile ilim tahsili için gurbe­te çıkabileceğini söylemiştir.[4]
3642... Eb'd-Derdâ (bir de) Peygamber (s.a)'den (bir önceki ha­disin) manasını rivayet etmiştir.[5]
3643... Ebû Hureyre'den (r.a) rivayet olunmuştur, dedi ki: Ra­sûlullah (s.a) şöyle buyurmuştur:
"İlim tahsil etmek için yola çıkan kimseye bu sebeple Allah cen­netin yolunu kolaylaştırır. Ameli, kendisinin (cennete erişmesini) ge­ciktiren bir kimseyi nesebi (cennete girmekte) çabuklaştıramaz."[6]


Eser: Ebu Davud

  • Yeni Ekle
Yorumlar (0)

Ebu Davud

 

Son eklenen ruyalar

Sitemizde yer alan soruların cevapları özenle islami eserlerden seçilerek yazılmaktadır.
..