Açıklama


Metinde geçen Bakara sûresinin  140. âyet-i kerîmesinin Tâif ten Medine'ye göç edip orada vefat eden Hâkim b. el-Haris isimli bir adam hakkında indiği rivayet edilir. Bu zâtın yanında hanımından başka çocukları, anne ve babası vardı. Bu zât Medine'de ve­fat edince Hz. Peygamber onun terekesinden çocuklarıyla anne ve babası­na miras verdiği halde hanımına miras olarak hiçbir şey vermemiş ancak ona kocasının mirasından bir senelik nafaka verilmesini ölünün çocukla­rıyla anne ve babasına emretmişti. Bu tatbikat islâmın ilk yıllarında uygu­lanmaya kondu. Bu yıllarda kadın kocasının mirasından bir pay alamıyor­du ve kadım bir senelik iddet süresi içinde dışarıya çıkarmak kocanın vâ­risleri için haramdı. Bu süre içerisinde kadının nafakasını ve meskenini te'mîn etmekte kocanın vârisleri üzerine vâcibti. Eğer kadın bu süre içeri­sinde kendiliğinden dışarı çıkacak olursa nafaka ve mesken hakkını kay­bederdi. Bu sebepten erkeklere ölürken arkalarında bıraktıkları kadınlara bir yıllık geçimlerinin kendi bırakacakları terekeden verilmesini vasiyyet etmeleri emredilmişti. Bu uygulama devam ederken, "...sizin de çocuğu­nuz yoksa yapacağınız vasiyyet ve borçtan sonra bıraktığınızın dörtte biri onlarındır. Çocuğunuz varsa, bıraktığınızın sekizde biri onlarındır..."[600] âyeti indiği için bu tatbikat yürürlükten kaldırıldı. Kadının bir sene iddet beklemesi hükmü de; "İçinizden ölenlerin bıraktıkları eşleri dört ay on gün bekleyip kendilerini gözetlerler"[601] âyet-i kerîmesi ile neshedilerek yeni iddet şekli belirlenmiş oldu.[602]


Eser: Ebu Davud

  • Yeni Ekle
Yorumlar (0)

Ebu Davud

 

Son eklenen ruyalar

Sitemizde yer alan soruların cevapları özenle islami eserlerden seçilerek yazılmaktadır.
..