Açıklama


Hadisin Buharî'nin Kitabu'1-Edeb bahsinde, buradakinden  hayli farklı iki rivayeti vardır:

Bunlardan birisi, "Misafirin yanında öfkelenmek ve sabırsızlanmak mekruhtur" bahsindedir. Buradaki rivayete göre; Hz. Ebû Bekir, misafirle­rin yemeği yemediklerini görünce sinirlenmiş, oğlu Abdurrahman'a bağır­mış ve ö yemeği yemeyeceğine yemin etmiş. Misafirler de, Ebû Bekir yeme­dikçe yememeye yemin edince, "Bismillah ilki şeytan içindir" diyerek ye­miş, misafirler de yemişlerdir.

Buharî'nin diğer rivayeti ise; "Müsafirin ev sahibine sen yemedikçe val­lahi ben de yemem, demesi" adındaki bâbdir. Bu babdaki rivayet de olduk­ça farklıdır. Bu rivayette Hz. Ebû Bekir'in konuşması oğlu ile değil, hanımı ile olmuştur. Yine bu rivayette; yeminden sonra yemeye başladıklarında lok­maların çoğaldığı belirtilir. Aynı hadis, Buharî'nin Kitabu'l-Evkât ve Me-nâkıb bahislerinde de geçmiştir.

Ebû Davud'un rivayetinde bahsi geçen misafirler Suffa ashabından üç kişi idiler. Buharî'nin Mevâkıt'deki rivayetinde beyan edildiğine göre; Suffa ashabı fakir insanlardı. Hz. Peygamber (s.a), sahâbîleri bunları yemeğe gö­türmeye teşvik eder, "Yanında iki kişilik yemek olan üçüncü birini, dört ki­şilik yemek olan da beşinci ve altıncı kişiyi götürsün" buyururmuş. Hz. Ebû Bekir ise üç kişiyi götürmüş.

Hadisten anlaşıldığı üzere misafirler, Hz. Ebû Bekir'in Rasûlullah'ın ka­tındaki mevkiinden veya evin reisi olmasından dolayı, o olmadan yemekten kaçınmışlar; Hz. Ebû Bekir de kendisinin yüzünden müsafirlerinin gece geç vakitlere kadar aç kalmalarına üzülmüş ve o yemekten yememeye yemin et­miş. Ancak, misafirlerin, o yemedikçe kendilerinin de yememeye yemin et­meleri üzerine, misafirleri aç koymamayı yeminine riayete tercih etmiş ve ye­minini bozarak yemeği yemiştir. Tabiatıyla misafirlerin, yemek için koştuk­ları şart gerçekleştiği için onların yeminleri bozulmamıştır.

Hz. Ebû Bekir, sabah olup da hâdiseyi Hz. Peygamber (s.a)'e aktarın­ca, Efendimiz onun yaptığını beğenmiş, yeminini bozma pahasına da olsa misafirine ikramını takdir etmiştir. Hatta onun yaptığının; misafirlerinin ye­minlerine sadakat konusundaki yaptıklarından daha iyi olduğunu ifade bu­yurmuştur.

Bu rivayette Hz. Ebû Bekir'in, yeminini bozmaktan dolayı keffaret öde­yip ödemediği konusunda bir kayıt mevcut değildir. Bundan sonra gelecek olan rivayette de Muhammed b. el-Müsennâ, Sâlim'in; "Bana keffaret (Ebû Bekir'in keffareti ödediğine dair bir bilgi) ulaşmadı" dediğini kaydeder.
Bu söz, bir maslahata mebnî olarak bozulan yeminlerde keffaretin ge­rekmediğine delâlet etmez. Nevevî; bu durumda keffaretin gerekli olduğu konusunda hiç bir ihtilâf bulunmadığını söyler. Çünkü Hz. Peygamber (s.a) bir hadisinde: "Bir şey üzerine yemin edip de başkasını ondan daha hayırlı gören kimse, hayırlı olanı yapsın, yemini için de keffaret ödesin" buyurmuş­tur. Hz. Ebu Bekir'in yaptığı da işte bunun aynısıdır. Ayrıca yemim munakide ile ilgili olan âyet de buna delâlet eder.[107]


Eser: Ebu Davud

  • Yeni Ekle
Yorumlar (0)

Ebu Davud

 

Son eklenen ruyalar

Sitemizde yer alan soruların cevapları özenle islami eserlerden seçilerek yazılmaktadır.
..