Bilgi Bankası 21:
Kışla-Mektebi Osmanlılar Hristiyan tebanın haklan hususunda nasıl davranırlardı? Ya hükümetlerini yerinde bırakarak yani ipka ederek, vergiye bağlardı. Yahud haraca keserlerdi. Haraca kesilenler, Öşür ve gümrük vergileri verdikten başka, savaşta alınan esirler, Yeniçeri yetiştirmeye kifayet etmezse
Bunlardan devşirme alırlardı. Sultan Murad zamanında devşirmelere "Acemi Oğlanları" denilmiştir. Bunlar Orhan Gazi zamanında olduğu gibi hemen Yeniçeri içerisine verilmez ayrıca talim ve terbiye edilirlerdi. Hatta Edirne'nin zaptından sonra, büyük büyük kışlalar yaptırılarak, buralara yerleştirilmişlerdir. Bu kışlalar o zamanlar için askeri bir mektep sayılırdı. Çünkü acemi oğlanları oralarda; yedi sene istihdam olunarak, askerlik ilmi öğrenirler ve bu mesleğin zorluklarına karşı eğitilirlerdi. Kendilerine bir askere lazım oian maharet, beceri, ahlak öğretilirdi. Vakti geldiğinde ocaklara çıktıklarından artık iyi bir asker olmuş sayılırlardı. Yeniçerilerin, dünyanın her tarafına yayılmış ünleri, namları, zafer ve nusrata erişleri bu mekteblerde verilen eğitimlerin neticesinde mükemmel bir asker olarak yetişmiş olmalarından dolayıydı.
Acemi oğlanları, Yeniçeri, Sipahi, Silahdar ve "Bölük-ü Erbaa" tabir olunan Ülufeciyan yemin ve Yesar (maaşlı sağ ve sol) Gureba-i Yemin ve Yesar (garib yiğit sağ ve sol bölükleri), Azablar, (bekâr askerler) bölüklerine kayd olunurlardı. ülufeciyan demek vazifeleri belli olan asker demektir. O zamanın usulünce ikiye aynhp, bir kısmı ordunun sağ bir kısmı ise sol tarafında bulunurdu.
Gureba ise, memleketleri başşehre pek uzak olan garibler idi. Garibler; beyler sınıfı olup, sipahi ve silahdarlar ise akın-cılık, çapulculuk, karakol hizmetlerinde ve düşman karşısında piyadelerin muhafazasıyla hücum işlerinde kullanılan süvarilerdi.
Bunlardan devşirme alırlardı. Sultan Murad zamanında devşirmelere "Acemi Oğlanları" denilmiştir. Bunlar Orhan Gazi zamanında olduğu gibi hemen Yeniçeri içerisine verilmez ayrıca talim ve terbiye edilirlerdi. Hatta Edirne'nin zaptından sonra, büyük büyük kışlalar yaptırılarak, buralara yerleştirilmişlerdir. Bu kışlalar o zamanlar için askeri bir mektep sayılırdı. Çünkü acemi oğlanları oralarda; yedi sene istihdam olunarak, askerlik ilmi öğrenirler ve bu mesleğin zorluklarına karşı eğitilirlerdi. Kendilerine bir askere lazım oian maharet, beceri, ahlak öğretilirdi. Vakti geldiğinde ocaklara çıktıklarından artık iyi bir asker olmuş sayılırlardı. Yeniçerilerin, dünyanın her tarafına yayılmış ünleri, namları, zafer ve nusrata erişleri bu mekteblerde verilen eğitimlerin neticesinde mükemmel bir asker olarak yetişmiş olmalarından dolayıydı.
Acemi oğlanları, Yeniçeri, Sipahi, Silahdar ve "Bölük-ü Erbaa" tabir olunan Ülufeciyan yemin ve Yesar (maaşlı sağ ve sol) Gureba-i Yemin ve Yesar (garib yiğit sağ ve sol bölükleri), Azablar, (bekâr askerler) bölüklerine kayd olunurlardı. ülufeciyan demek vazifeleri belli olan asker demektir. O zamanın usulünce ikiye aynhp, bir kısmı ordunun sağ bir kısmı ise sol tarafında bulunurdu.
Gureba ise, memleketleri başşehre pek uzak olan garibler idi. Garibler; beyler sınıfı olup, sipahi ve silahdarlar ise akın-cılık, çapulculuk, karakol hizmetlerinde ve düşman karşısında piyadelerin muhafazasıyla hücum işlerinde kullanılan süvarilerdi.
Konular
- Bilgi Bankası 6:
- Bilgi Bankası 7:
- Bilgi Bankası 8:
- Bilgi Bankası 9:
- Bilgi Bankası 10:
- Bilgi Bankası 11:
- Bilgi Bankası 12:
- Bilgi Bankası 13:
- Bilgi Bankası 14:
- Bilgi Bankası 15:
- Bilgi Bankası 16:
- Bilgi Bankası 17:
- Bilgi Bankası 18:
- Bilgi Bankası 19:
- Bilgi Bankası 20:
- Bilgi Bankası 21:
- Bilgi Bankası 22:
- Bilgi Bankası 23:
- Bilgi Bankası 24:
- Bilgi Bankası 25:
- Bilgi Bankası 26:
- Bilgi Bankası 27:
- Bilgi Bankası 28:
- Bilgi Bankası 29:
- Bilgi Bankası 30:
- Bilgi Bankası 31:
- Bilgi Bankası 32:
- Bilgi Bankası 33:
- Bilgi Bankası 34:
- Bilgi Bankası 35: