Bazı Hükümler


1. Nikahtan önce erkek tarafından kız tarafına verilen ya da verilmesi vad edilen mehir, hedi­ye ve benzeri şeylerin hepsi de zevcenin hakkıdır. İsterse verilen veya veril­mesi va'dedilen bu mallar başkasına verilmiş veya va'd edilmiş olsun, ne­tice değişmez. Fakat nikah akdinden sonra erkek tarafından verilen veya va'dedilen hediye ve bağışlar kız tarafından kimin eline teslim edilmişse, o hediye veya bağış o kimsenindir. Ömer b. Abdilazîz'le, imam Sevri ve Malik bu görüştedirler. Bu mevzuda Hattabi şöyle diyor: Bu hadis-i şerif kıza veya kadına verilecek mehrin dışında kendisine de hediye olarak bir-şeyler verilmesini şart koşan veli ile ilgilidir. Böyle bir şart ileri süren veli­ye istemiş olduğu bu malın verilip verilmeyeceği mevzuunda ulema ihtilaf etmiştir.

Süfyanı Sevri ile İmam Malik'e göre mehrin dışında kendisine de bazı hediyeler verilmek şartıyla kızını evlendiren bir babanın, istemiş olduğu hediyeleri kendisine değil kızına vermek icab eder. Binaenaleyh böyle bir şartla evlenmiş olan bir kimsenin bu hediyeleri, zevcesinin babasına değil, bizzat kendisine vermesi vaciptir. Nitekim Ata b. Tavusda bu görüştedir.
îmam Ahmed'e göre ise bu hediyelerin babaya verilmesi şart koşul­muş ise, babaya verilmesi icabeder, fakat babanın dışında bir veliye veril­mesi şart koşulmuşsa verilmesi gerekmez. Çünkü bir babanın, çocuğunun malından almaya hakkı vardır. Ali b. Huseyn'in kendisine bir miktar mal vermesi şartı ile kızım bir adama verdiği rivayet olunmuştur. Ayrıca Mesrûk'un da kızını on bin dirhem bahşiş karşılığında birisine verdiği ve bu parayı fukaraya ve hac yoluna harcadığı rivayet olunmuştur. İmam Şafiî'­ye göre velisi olduğu kızı ya da kadını bu şartlarda evlendiren bir kimseye hiç birşey verilmez. Sadece geline mehr-i misi vermek gerekir.[570]

İbn. Rüşd, Bidayetu'l-Müctehid isimli eserinde bu mevzu ile ilgili gö­rüşlerini şöyle ifade ediyor: "Fukahamn ihtilafına sebeb, bu hususta nika­hı alış verişe benzetmeleridir. Onu, bir malı satmak için ta'yin edilen veki­lin kendisi için bahşişi şart koşmasına benzetenler, nikah caiz değildir de­mişlerdir. Nitekim böyle bir satış da caiz değildir. Nikahın alış verişe ben­zemediğini söyleyenler ise bu şartla kıyılan nikahın sahih olduğunu söyle­mişlerdir.
Bu şartın, nikahın akdi esnasında koşulmasıyla akitten sonra koşul­muş olması arasında bir fark yoktur.[571]
Hanefi ulemasına göre kadından başkası için yapılan şart fasit değilse icabı yapihr.[572]
Hanefî imamlarından imam Ebu Yusuf'a göre Nikah akdinden önce kadının dışında birine vermek üzere va'dedilen veya şart koşulan şeylerin o kimseye verilmesi gerekir. İbnRüşd'ündelbeyan ettiği gibi böyle bir şart sahih olduğundan yerine getirmek icabeder.[573]
Şurasını da unutmamak gerekir ki İslamda evlenme güçleştirilemez. Bilakis neslin çoğalması ve fuhşun ortadan kalkması için kolaylaştırıhr. Bu bakımdan mehrin dışında hediyeler taîep etmek şöyle dursun, mehrin bile az olanı makbuldür. Çünki Fahri kâinat efendimiz "Nikahın en bere­ketlisi mehri en az olanıdır."[574] buyurmuşlardır. İhtiyat ve takva, velinin bu nevi şartlardan ve bu yolla gelecek hediye ya da bağışlardan uzak dur­masını gerektirir.
2. Erkeğin, zevcesinin akrabalarını ziyaret edib onlara ihsan ve ik­ramda bulunması müstehabdır. Ancak kız tarafının evlenmeyi güçleştire­cek şekilde bazı taleplerde bulunması, haraç kesmeye kalkması ise caiz değildir, haramdır.[575]


Eser: Ebu Davud

  • Yeni Ekle
Yorumlar (0)

Ebu Davud

 

Son eklenen ruyalar

Sitemizde yer alan soruların cevapları özenle islami eserlerden seçilerek yazılmaktadır.
..