Açıklama

Bir erkeğin karısını muhayyer bırakması demek, boşama ışını kadına vermesi ve onu boşanıp boşanmamakta serbest bırakması demektir. Muhayyer bırakmak genellikle "işin elinde­dir", "kendini seç" gibi tâbirlerle olur.
"Bunu (talaktan) bir şey saymadı" sözü, Müslim'in Sahih inde "Bu­nu talak saymadı"[172] şeklinde, imam Ahmed'in Müsned'inde de, "biz bu­nu talak kabul etmedik"[173] şeklinde geçmektedir. Musannif Ebû Dâvud bu hadisi rivayet etmekle;
"Ey Peygamber! Eşlerine de ki; "Eğer isiz dünya hayatım ve zinetini isliyorsanız, gelin size mut'a (denilen bağışı) vereyim ve güzellikle salıvere­yim. Eğer Allah'ı, Rasûlünü ve âhiret yurdunu istiyorsanız (bilin ki) Al­lah, içinizden güzel amellerde bulunanlar için büyük ecir hazırlamıştır."[174] âyet-i kerimelerinde anlatılmak istenen hadiseye işaret etmek istemiştir. Müslim'in rivayet ettiği bir hadis-i şerifte bu âyet-i kerimelerin inişi şöyle anlatılıyor: "Ebu Bekr, Rasûlullah (s.a.)'ın yanına girmek için izin isteme­ye girdi. Fakat bir çok kimseleri, kapıda otururlarken buldu. Bunların hiçbirine izin verilmemişti. Müteakiben Ebu Bekr'e izin verilerek içeri gir­di. Sonra Ömer gelerek izin istedi. Ona da izin verildi. Ömer Peygamber (s.a.)'i etrafında kadınları olduğu halde kederli kederli susmuş otururken bulmuş. Bunun üzerine (kendi kendine) mutlaka bir şey söyleyip Peygam­ber (s.a.)'i güldürmeüyim, diyerek şunu söylemiş:

Ya Rasûlullah! Hârice'nin kızını bir görseydin! Benden nafaka iste­di. Ben de kalktım onun boğazını sıktım.

Bunun üzerine Rasûlullah (s.a.) gülmüş ve:

Bunlar da etrafımda gördüğün gibi benden nafaka istiyorlar," bu­yurmuş. Derken Ebu Bekr Aişe'nin boğıazmı, Ömer'de Hafsa'nın boğazı­nı sıkmağa kalkmışlar, ikisi de: "Siz Rasûlallah (s.a.)'den, onda olmayan bir şeyi istiyorsunuz, hâ!" diyorlarmiş. Aişe ile Hafsa; "Vallahi Rasûlul­lah (s.a.)'de olmayan birşeyi ebediyyen istemeyeceğiz," demişler. Sonra Peygamber (s.a-) onlardan bir ay yahut yirmi dokuz gün uzaklaştı. Bilâhere kendisine şu âyet indi: "Ey Peygamber! Zevcelerine söyle..." âyeti tâ: "...Allah sizlerin iyi hareketlerde bulunanlarınıza pek büyük ecir ha­zırladı..." kavl-î kerimine kadar varıyordu. Bunun üzerine Peygamber (s.a.) Aişe'den başlayarak:

"Ya Aişe, ben sana bir şey arzetmek isterim, (ama) ebeveyninle isti­şare etmeden cevap hususunda acele etmemeni dilerim," demiş, Aişe:

Nedir o, ya Rasûlullah? diye sormuş. O da kendisine bu âyeti oku­muş, Aişe:

Ebeveynimle senin hakkında mı istişare edecekmişim, ya Rasûlallah! Hayır ben Allah ile Rasûlünü ve dar-i âhireti iltizam ederim. Ama benim bu söylediğimi kadınlarından hiç birine haber vermemeni isterim, demiş. Rasûlallah (s.a.):
"Onlardan biri bana sormaya görsün, hemen kendisine haber veri­rim. Çünkü Allah beni zorlaştırıcı ve şaşırtıcı değil, lâkin öğretici ve ko­laylaştırıcı olarak gönderdi." buyurmuştur.[175]


Eser: Ebu Davud

  • Yeni Ekle
Yorumlar (0)

Ebu Davud

 

Son eklenen ruyalar

Sitemizde yer alan soruların cevapları özenle islami eserlerden seçilerek yazılmaktadır.
..