Açıklama
îslâmî eserlerde beyân edildiği üzere insanın kalbine gelen duygu ve düşünceler beş mertebededir:
1. Hâcis mertesebi; Bir işi yapıp yapmama fikri kalbe ilk doğunca buna hâcis denir.
2. Kalbe doğan bir fikrin kalb de bir süre kalmasına "hatır" denir.
3. Bundan sonra bu düşünceyi gerçekleştirip gerçekleştirmemek hususunda nefsin tereddüt etmesine "hadisü'n-nefs" denir.
4. Bu iki cihetten birini tercih etmeye "hemm" denir.
5. Tercih ettiği ciheti gerçekleştirmeye kesin karar verip harekete geçme noktasına "azm" denir, insanlar ancak bu mertebeden mesuldurlar.
Hâcis, hatır, hadisü'n-nefes mertebeleri mutlaka affedilmiştir. Hase-ne de sevab olmadığı gibi seyyie de ikab da yoktur. Hemm denilen mertebede ise, hayırda sevab varsa da şer de ikab yoktur. Azm mertebesine ise, her türlü mesuliyet terettüb eder.[200]
Nitekim bir hadis-i şerifte şöyle buyuruluyor:
"Allah iyilikleri de kötülükleri de takdir etti, sonra bunları açıklayarak dedi ki: Her kim bir iyilik yapmaya niyetlenir de yapamazsa cenab-ı hak onu kendi katında tam bir iyilik olarak yazar. Eğer hem niyyetlenir, hem de o iyiliği yaparsa on iyilik sevabı yazar ve bu sevabı yedi yüz ve daha fazla katına çıkarır. Her kim de fenalık yapmaya niyetlenir de sonra vazgeçerse Allah teâlâ onun için tam bir iyilik sevabı yazar. Eğer fenalığı kasdeder ve işlerse bir günah olarak yazar."[201]
1. Hâcis mertesebi; Bir işi yapıp yapmama fikri kalbe ilk doğunca buna hâcis denir.
2. Kalbe doğan bir fikrin kalb de bir süre kalmasına "hatır" denir.
3. Bundan sonra bu düşünceyi gerçekleştirip gerçekleştirmemek hususunda nefsin tereddüt etmesine "hadisü'n-nefs" denir.
4. Bu iki cihetten birini tercih etmeye "hemm" denir.
5. Tercih ettiği ciheti gerçekleştirmeye kesin karar verip harekete geçme noktasına "azm" denir, insanlar ancak bu mertebeden mesuldurlar.
Hâcis, hatır, hadisü'n-nefes mertebeleri mutlaka affedilmiştir. Hase-ne de sevab olmadığı gibi seyyie de ikab da yoktur. Hemm denilen mertebede ise, hayırda sevab varsa da şer de ikab yoktur. Azm mertebesine ise, her türlü mesuliyet terettüb eder.[200]
Nitekim bir hadis-i şerifte şöyle buyuruluyor:
"Allah iyilikleri de kötülükleri de takdir etti, sonra bunları açıklayarak dedi ki: Her kim bir iyilik yapmaya niyetlenir de yapamazsa cenab-ı hak onu kendi katında tam bir iyilik olarak yazar. Eğer hem niyyetlenir, hem de o iyiliği yaparsa on iyilik sevabı yazar ve bu sevabı yedi yüz ve daha fazla katına çıkarır. Her kim de fenalık yapmaya niyetlenir de sonra vazgeçerse Allah teâlâ onun için tam bir iyilik sevabı yazar. Eğer fenalığı kasdeder ve işlerse bir günah olarak yazar."[201]
Konular
- Bazı Hükümler
- 11-12. Erkeğin Karısını Kendisinden Boşanıp Boşanmamakta Muhayyer Bırakması
- Açıklama
- Bazı Hükümler
- 12-13. (Kişinin Karısına) "Senin İşin Kendi Elindedi Demesinin Hükmü
- Açıklama
- Bazı Hükümler
- Açıklama
- 13-14. Elbette (Sözüyle Yapılan Boşama) Hakkında
- Açıklama
- Bazı Hükümler
- Açıklama
- Açıklama
- Bazı Hükümler
- 14-15. İçinden Karısını Boşamayı Geçiren Kimsenin Durumu
- Açıklama
- Bazı Hükümler
- 15-16. Karısına "Bacım" Diye Hitabeden Kimsenin Durumu
- Açıklama
- Bazı Hükümler
- Açıklama
- Açıklama
- Bazı Hükümler
- 16-17. Zihar
- Açıklama
- Bazı Hükümler
- Açıklama
- Açıklama
- Açıklama
- Açıklama