2- Velâya Müstehak Olan Kimseler

Bir adam, diğer bir adamın önünde müslüman olup, onunla mü­vâlât akdi de yaparlarsa, onun çocuğunun velâsı, babasının mevlâsına aittir.

Keza hâmile bir kadın, müvâlât akdi yaptıktan sonra, bir çocuk doğurursa; o çocuğun velâsı, babasının mevlâsına aittir.

Azâd, olunan bunun hilâfmadır. O kadın, hamile olarak azâd edildikten  sonra,  bir  çocuk  doğurursa,   o- çocuğun  mevlâsı  anasının mevlâsıdır.

Müslüman olmayan ana-babanın küçük çocukları bulunur ve ba­ba bir adamın önünde müslüman olup, onu da kendisine efendi kaldık­tan sonra, kadın da, bir adamın önünde müslüman olup, onu kendisine efendi kılarsa; küçük çocuğun velisi (= mevlası) bil'-icma, babanın efendisidir.

Zimmî bir kadın, birinin önünde müslüman olur; onun da küçük bir çocuğu bulunur ve bu kadın o adamı kendine velî kılarsa; o adam, İmâm Ebû Hamle (R.A.)'ye göre, kadının da, çocuğunun da mevlâları (= efendileri) olur.

İmâmeyn'e göre ise, kadının velası, mevlâsmmdır. Fakat çocuğun ve-lâsı onun değildir. Zehîyre'de de böyledir.

Bir adam, diğer birinin yanında müslüman olup, onu mevlâ edi­nir; ve bu şahsın büyük bir oğlu olur; o da başka birinin yanında müs­lüman olur ve onu mevîâ edinirse; her birinin efendisi, kendi efendileridir.

Şayet oğlan müslüman olur ve kimseyi efendi edinmezse; onun ve-lâsı mevkûfedir. (= bekletilir) Babasının efendisi, onun da efendisi ola­maz. Baba, onun hakkında akid yapamaz. Kendi akdi onu ilgilendir­mez. Muhıyt'te de böyledir.

Bir zimmî, müslüman olur; kimseyi de velî edinmez; sanra da baş-. ka birisi, o şahsın önünde müslüman olup, onu velî edinirse, o, onun mevlâsı ( = efendisi) olur.

Bir zimmî, bir harbînin yanında müslüman olursa; o harbî onun mevlâsı olamaz. Her ne kadar o harbî de, sonradan müslüman olsa bi­le, hüküm böyledir. Mebsût'ta da böyledir.

Bir harbî, güvenceli olarak dâr-i İslâm'a girip, bir adamın ya­nında müslüman olur ve onu kendine efendi kılar; sonra da onun baba­sı, güvenceli olarak dâr-i İslam'a girer ve bir adamın yanında, o da müs­lüman olursa; bu durumda her birinin mevlâsı, ayrı ayrı şahıslardır; baba, oğlunun velâsmı kendine çekemez.

Bir harbî, güvenceli olarak dâri İslâm'a girip, müslüman olur ve bir adamı da velâ edinir; sonra da bu adamın babası, müslüman olan oğlunun eline esir düşerse; azâd olunur. Çünkü oğlu, onun velâsmı nef­sine çeker. Hatta oğlan azâd olmuş babanın efendisinin olsa bile hü­küm böyledir.

Bir harbî, dâr-i harbde bir müslüman yanında, müslüman olur ve onu, orada veya dâr-i İslâm'da efendi edinirse; işte bu caizdir.

Şayet onun oğlu esir düşer ve azâd edilirse, babası onun velâsını kendi üzerine çekemez.

Eğer bunun aksi olursa yani baba azâd edelirse, oğlu onun velâsını kendi nefsine çeker.

Bir zirnmî kölesini azâd ettikten sonra, zimmet akdini bozup, dâr-i harbe gider; sonra da onun, azâd ettiği adam esir alır ve onu azâd et­mek isterse; bunu yapamaz.

Şayet efendisi, onu ömründe bir gün azâd etmişse, o öldüğü vakit, onun malına vâris olur.

Bundan sonra cinayet işlerse, diyetini kendi nefsinden öder; efen­disi ödemez.

Bazı rivayetlerde: "Cinayet bedelini de vâris olan öder." denilmiştir.

Sahih olan da budur.

Bir arap hrrıstıyam, kabilesinin haricinde, birisinin yanında müs­lüman olur ve onu kendisine efendi kılarsa; o, onun mevlâsı olamaz. Fakat, aşiretine nisbet edilir. Aslı onlardandır. Onlar, ona varis olurlar ve cinayetinin bedelini Öderler.

Bu kadın olursa, onun .hakkında da hüküm böyledir.
Bir adam, birinin yanında müslüman olur; müslüman olmadan önce de bir efendisi bulunur ve bu müslümanı kendine efendi kılarsa; velâsı, ikinci müslümamn olur. Müslüman olduktan sonra, efendi edi­nince, öncekinin mevlâlık hakkı kalmaz. Tatarhâniyye'de de böyledir. [22]


Eser: Fetvayı Hindiye

  • Yeni Ekle
Yorumlar (0)

Fetvayı Hindiye

 

Son eklenen ruyalar

Sitemizde yer alan soruların cevapları özenle islami eserlerden seçilerek yazılmaktadır.
..