Açıklama
Bilindiği gibi muslumanlıkta ahde vefa etmek, yanı verilen bir söze sadık kalmak, son derece önemli bir husustur. Hatta verilen bu söz kâfire bile olsa, yine o söze bağlı kalınıp icabını yerine getirmek İslamın emridir.
Rasûlü Zişan Efendimiz bu babda yer alan hadis-i şeriflerde, karşılıklı anlaşma ile islam ülkesinde vatandaş olarak yaşama hakkını elde etmiş olan gayri müslim tebaanın, anlaşma şartlarına uygun kaldıkları sürece, zımmîlik haklarına riayet edilmesi, mal, can ve namuslarına dokunulmaması, emredilmekte fakat, bu anlaşmanın kendilerine yüklediği cizye vergisini vermedikleri takdirde bu haklan kaybedecekleri, ifade edilmekte, vatandaşlık görevini yerine getiren bir zımmîye zulmeden kimselerin kıyamet gününde hasımlarının bizzat Hz. Peygamber olacağı vurgulanmaktadır.
Bu babda yer alan 3051 numaralı hadis-i şerifte ise bu" hususun yanında bir de sünnetin önemine ve kapsamının genişliğine dikkat çekilmektedir.
Bu bakımdan biz burada İslam ülkesinde yaşayan bu gayri müslim vatandaşlarla, sünnetin önemi ve kapsamı üzerinde kısaca duracağız.
Bilindiği gibi, kendilerine sağlanan bir zımmîlik antlaşması gereğince İslam devleti içinde daimi olarak oturan ehl-i kitap ve hiristiyanJara zımmî, denir.[394]
İslam devleti, ödedikleri cizye ismi verilen bir vergi karşılığında onları himaye eder ve korur.
Yüce Allah Kuran-ı Keriminde şöyle buyuruyor. "Kendilerine kitap verilenlerden ne Allah'a, ne ah i re t gününe inanmayan Allah'ın Peygamberinin haram ettiği şeyleri haram tanımayan, hak dinini din olarak tanımayan kimselerle, zelil ve hakir olarak kendi el(ler)iyle cizye verecekleri zamana kadar, muharebe edin..."[395]
Zımmîlere ait İslâm hukuku kaidelerini incelememiz, bize, islamiyetin çok ülkelerde müslümanlar ile zımmiler arasında eşitliği tesis ettiğini, onlara birçok haklar verdiğini, hayatlarını, mallarım ırz ve namuslarını teminat altına aldığını, onlara müslümanlar in katıldığı mesuliyet ve vazifelerin birçoğunda haklar verdiğini, söz, inanç ve dini ibadetlerini ifa hürriyetleri sağladığını ve onlara işkence ve kötülük yapılmasını yasakladığını ve iyi muamele yapılmasını tavsiye ettiğini gösteriyor.
İslamiyetin müslümanlar ile onlar arasında bazı haklarda ayırım yapması, onların şahsiyeti ile ilgili olmayan bir konu olup, İslamiyetin gözet mekle vazifeli olduğu genel menfaatleri sağlama konusuyla ilgilidir. Bilindiği gibi, İslâmda idare dini bir idaredir, herhangi bir kamu hizmetine giren bir kims«: in İslam hukukunu tatbik etmesi şarttır. Zımmîler müslüman olmadıklarına göre, onlara büyük kamu hizmetleri görevleri verilemez. Ayrıca gayr-ı müslimin müslümanlar üzerinde kamu yetkisine haiz olması kabul edilemez bir iştir. Çünkü, bu gibi bir tasarruf müslümanların şuurunu yaralama neticesi verir...[396]
Bu zimmîleştirme mukavelesi, aşağıdaki hallerde nihayete erer:
1- İsyan
2- Cizye vergisini ödeme mecburiyetini red
3- Hükümete itaati red,
4- Hür bir müslüman kadınla zina,
5- Bir düşman devlet ferdine sığınma hakkı vermek ve bu devlet lehinde casusluk yapmak.
6- Allah'ın, Resulünün ve kitabının kudsiyetine tecavüz etmek,
7- Bir müslümanın dinden dönmesine sebeb olmak,
8- Haydutluğa kalkışmak,
9- Islâmın aziz tuttuğu prensiplere açıktan açığa muhalif hareketlerde bulunmak.
10- Faizli muamelelere düşkün olmak ve buna benzer şeyler[397] Sünnetin Önemi:
Rasûlü Ekrem Efendimizin Sünneti birçok yönlerden büyük bir Önem taşımaktadır. Dindeki yer ve önemine şu âyet ve hadisler ışık tutmaktadır.
1. "Rasûl size ne verirse onu alınız size ne nehyederse o şeylerden de vazgeçiniz."[398]
2. "Kim Rasûle itaat ederse Allah'a itaat etmiş olur."[399]
3. Deki Allah'ı seviyorsanız bana uyunuz ki Allah'da sizi sevsin ve sizin için günahlarınızı bağışlasın.[400]
Mikdam b. Madikerb derki, Rasülüllah (s.a) şöyle buyurdu: "Bana Kur'an ve onunla beraber onun gibisi (sünnet) verildi. Yakında, karnı tok, koltuğuna yaslanmış birisi: Size bu Kur'an yeter; onda neyi helal bulursanız helâl kabul ediniz, onda neyi haram bulursanız haram biliniz, diyecek. Şunu iyi biliniz ki, Allah Rasûlünün haram kıldığı da Allah'ın haram kıldığı gibidir! Dikkat ediniz: Size ehlî eşek eti, köpek dişli yırtıcı hayvanlar, aranızda anlaşma bulunan millet ferdinin kayıp eşyası,., helâl değildir. Ancak bu sonuncudan sahibinin vazgeçmesi müstesna..."[401]
Sünnetin Kur'an'ın yanındaki durumu üç şekilde bulunur:
a- Her bakımdan ona uyar ve onun aynı olur; bu takdirde bu konuda iki delilin, takviye için birleşmesi söz konusudur,
b- Kur'ân'da kastedilen şeyi açıklamak için gelmiş bulunur.
c- Kur'ân-ı Kerim'in temas etmediği bir bilgi ve hükmü getirir. Bu üçüncüsü doğrudan doğruya Rasül-i Ekrem'den (s.a) gelme bir hükümdür. Bunda da ona itaat gereklidir. Eğer Rasûlüllah'ın (s.a) yalnız Kur'ân'a uyan (ve onda bulunan) sözleri dinlense, başka sözlerine (sünnetlerine) itât edilmeseydi, O'îıa has bir itaat bulunmamış olurdu. Halbuki Allah Teâlâ şöyle buyurmuştur: "Kim Rasûle itaat ederse Allah'a itaat etmiş olur..."[402] Kim mütevatir veya meşhur olmakça -Kur'an'da bulunmayan bir hükmü getiren- sünnet dinlenmez" dese çelişkiye düşmüş olur. Çünkü cumhur şu konularda tek başına âhid haberi kullanmış ve onunla hükmetmişlerdir:
1. Kadını halası veya teyzesi üstünde nikahlamanın haram olması,
2. Soy akrabalığından haram olanlar derecesinde süt akrabalığından da nikahın haram olması,
3. Alış verişte şart koşma muhayyerliği,
4. Şüf'a kaideleri ve müessesesi,
5. Seferde olmadan rehin,
6. Büyük annenin mirası (varis olması)
7. Hayız görenin oruç tutmaması ve namaz kılmaması,
8. Ramazanda oruçlu iken münasebette bulunana keffâret gerekmesi,
9. Vitr namazının vâcib olması,
10. En aşağı mehrin on dirhem olması,
11. Oğuldan olan kız torunun- ölenin kızıyla- altıdabir hisse olması,
12. Oğul katili babanın kısas edilememesi,
13. Mecûsîlerden de cizye vergisinin alınması... Bu örnekleri daha da çoğaltmak mümkündür.
Sünnet ehlinin bu konuda daha bir çok delilleri vardır. Hatta sünettin hüccet olduğunu isbat için başlı başına tezler yapılmış ve eserler yazılmıştır.[403]
Rasûlü Zişan Efendimiz bu babda yer alan hadis-i şeriflerde, karşılıklı anlaşma ile islam ülkesinde vatandaş olarak yaşama hakkını elde etmiş olan gayri müslim tebaanın, anlaşma şartlarına uygun kaldıkları sürece, zımmîlik haklarına riayet edilmesi, mal, can ve namuslarına dokunulmaması, emredilmekte fakat, bu anlaşmanın kendilerine yüklediği cizye vergisini vermedikleri takdirde bu haklan kaybedecekleri, ifade edilmekte, vatandaşlık görevini yerine getiren bir zımmîye zulmeden kimselerin kıyamet gününde hasımlarının bizzat Hz. Peygamber olacağı vurgulanmaktadır.
Bu babda yer alan 3051 numaralı hadis-i şerifte ise bu" hususun yanında bir de sünnetin önemine ve kapsamının genişliğine dikkat çekilmektedir.
Bu bakımdan biz burada İslam ülkesinde yaşayan bu gayri müslim vatandaşlarla, sünnetin önemi ve kapsamı üzerinde kısaca duracağız.
Bilindiği gibi, kendilerine sağlanan bir zımmîlik antlaşması gereğince İslam devleti içinde daimi olarak oturan ehl-i kitap ve hiristiyanJara zımmî, denir.[394]
İslam devleti, ödedikleri cizye ismi verilen bir vergi karşılığında onları himaye eder ve korur.
Yüce Allah Kuran-ı Keriminde şöyle buyuruyor. "Kendilerine kitap verilenlerden ne Allah'a, ne ah i re t gününe inanmayan Allah'ın Peygamberinin haram ettiği şeyleri haram tanımayan, hak dinini din olarak tanımayan kimselerle, zelil ve hakir olarak kendi el(ler)iyle cizye verecekleri zamana kadar, muharebe edin..."[395]
Zımmîlere ait İslâm hukuku kaidelerini incelememiz, bize, islamiyetin çok ülkelerde müslümanlar ile zımmiler arasında eşitliği tesis ettiğini, onlara birçok haklar verdiğini, hayatlarını, mallarım ırz ve namuslarını teminat altına aldığını, onlara müslümanlar in katıldığı mesuliyet ve vazifelerin birçoğunda haklar verdiğini, söz, inanç ve dini ibadetlerini ifa hürriyetleri sağladığını ve onlara işkence ve kötülük yapılmasını yasakladığını ve iyi muamele yapılmasını tavsiye ettiğini gösteriyor.
İslamiyetin müslümanlar ile onlar arasında bazı haklarda ayırım yapması, onların şahsiyeti ile ilgili olmayan bir konu olup, İslamiyetin gözet mekle vazifeli olduğu genel menfaatleri sağlama konusuyla ilgilidir. Bilindiği gibi, İslâmda idare dini bir idaredir, herhangi bir kamu hizmetine giren bir kims«: in İslam hukukunu tatbik etmesi şarttır. Zımmîler müslüman olmadıklarına göre, onlara büyük kamu hizmetleri görevleri verilemez. Ayrıca gayr-ı müslimin müslümanlar üzerinde kamu yetkisine haiz olması kabul edilemez bir iştir. Çünkü, bu gibi bir tasarruf müslümanların şuurunu yaralama neticesi verir...[396]
Bu zimmîleştirme mukavelesi, aşağıdaki hallerde nihayete erer:
1- İsyan
2- Cizye vergisini ödeme mecburiyetini red
3- Hükümete itaati red,
4- Hür bir müslüman kadınla zina,
5- Bir düşman devlet ferdine sığınma hakkı vermek ve bu devlet lehinde casusluk yapmak.
6- Allah'ın, Resulünün ve kitabının kudsiyetine tecavüz etmek,
7- Bir müslümanın dinden dönmesine sebeb olmak,
8- Haydutluğa kalkışmak,
9- Islâmın aziz tuttuğu prensiplere açıktan açığa muhalif hareketlerde bulunmak.
10- Faizli muamelelere düşkün olmak ve buna benzer şeyler[397] Sünnetin Önemi:
Rasûlü Ekrem Efendimizin Sünneti birçok yönlerden büyük bir Önem taşımaktadır. Dindeki yer ve önemine şu âyet ve hadisler ışık tutmaktadır.
1. "Rasûl size ne verirse onu alınız size ne nehyederse o şeylerden de vazgeçiniz."[398]
2. "Kim Rasûle itaat ederse Allah'a itaat etmiş olur."[399]
3. Deki Allah'ı seviyorsanız bana uyunuz ki Allah'da sizi sevsin ve sizin için günahlarınızı bağışlasın.[400]
Mikdam b. Madikerb derki, Rasülüllah (s.a) şöyle buyurdu: "Bana Kur'an ve onunla beraber onun gibisi (sünnet) verildi. Yakında, karnı tok, koltuğuna yaslanmış birisi: Size bu Kur'an yeter; onda neyi helal bulursanız helâl kabul ediniz, onda neyi haram bulursanız haram biliniz, diyecek. Şunu iyi biliniz ki, Allah Rasûlünün haram kıldığı da Allah'ın haram kıldığı gibidir! Dikkat ediniz: Size ehlî eşek eti, köpek dişli yırtıcı hayvanlar, aranızda anlaşma bulunan millet ferdinin kayıp eşyası,., helâl değildir. Ancak bu sonuncudan sahibinin vazgeçmesi müstesna..."[401]
Sünnetin Kur'an'ın yanındaki durumu üç şekilde bulunur:
a- Her bakımdan ona uyar ve onun aynı olur; bu takdirde bu konuda iki delilin, takviye için birleşmesi söz konusudur,
b- Kur'ân'da kastedilen şeyi açıklamak için gelmiş bulunur.
c- Kur'ân-ı Kerim'in temas etmediği bir bilgi ve hükmü getirir. Bu üçüncüsü doğrudan doğruya Rasül-i Ekrem'den (s.a) gelme bir hükümdür. Bunda da ona itaat gereklidir. Eğer Rasûlüllah'ın (s.a) yalnız Kur'ân'a uyan (ve onda bulunan) sözleri dinlense, başka sözlerine (sünnetlerine) itât edilmeseydi, O'îıa has bir itaat bulunmamış olurdu. Halbuki Allah Teâlâ şöyle buyurmuştur: "Kim Rasûle itaat ederse Allah'a itaat etmiş olur..."[402] Kim mütevatir veya meşhur olmakça -Kur'an'da bulunmayan bir hükmü getiren- sünnet dinlenmez" dese çelişkiye düşmüş olur. Çünkü cumhur şu konularda tek başına âhid haberi kullanmış ve onunla hükmetmişlerdir:
1. Kadını halası veya teyzesi üstünde nikahlamanın haram olması,
2. Soy akrabalığından haram olanlar derecesinde süt akrabalığından da nikahın haram olması,
3. Alış verişte şart koşma muhayyerliği,
4. Şüf'a kaideleri ve müessesesi,
5. Seferde olmadan rehin,
6. Büyük annenin mirası (varis olması)
7. Hayız görenin oruç tutmaması ve namaz kılmaması,
8. Ramazanda oruçlu iken münasebette bulunana keffâret gerekmesi,
9. Vitr namazının vâcib olması,
10. En aşağı mehrin on dirhem olması,
11. Oğuldan olan kız torunun- ölenin kızıyla- altıdabir hisse olması,
12. Oğul katili babanın kısas edilememesi,
13. Mecûsîlerden de cizye vergisinin alınması... Bu örnekleri daha da çoğaltmak mümkündür.
Sünnet ehlinin bu konuda daha bir çok delilleri vardır. Hatta sünettin hüccet olduğunu isbat için başlı başına tezler yapılmış ve eserler yazılmıştır.[403]
Konular
- Ganimetin Bölüştürülüşü
- Ukeydir'in Cizye Vermek Üzere Sulh Oluşu Ve Kendisine Emân Fermanı Verilişi:
- Bazı Hükümler
- Açıklama
- Açıklama
- Açıklama
- Açıklama
- Bazı Hükümler
- 31. Mecusilerden Cizye Almak Meşrudur
- Açıklama
- Açıklama
- 30-32. Cizyenin Toplanmasında Halka Zulmetmenin Hükmü
- Açıklama
- 31-33. Müslümanların Himayesinde Yaşayan Azınlıklar Ticaretle Uğraştıkları Zaman Ondabir Vergi Öderl
- Açıklama
- Açıklama
- 32-34. Müslüman Olduğu Sene İçinde Zımmîden Cizye Alınır Mı?
- Açıklama
- 33-35. Devlet Başkanı Müşriklerden (Gelen) Hediyeleri Kabul Edebilir
- Açıklama
- 34-36. (Devlet Başkanının) Toprakları Parselle(yip Tebaasına Bağışla)ması
- Açıklama
- Açıklama
- Açıklama
- Açıklama
- Açıklama
- Derindeki (Kapalı) Madenler
- Açıklama
- Açıklama
- Açıklama