Açıklama

Bu rivayet önceki hadisin başka bir naklidir. Önceki hadis­ten farklı olarak bunda yukarıdaki cümleyer almıştır. Buna göre bu rivayetin tamamı şu şekilde olacaktır:

"Alışveriş yapanlardan her biri, birbirlerinden ayrılmadıkları müddet­çe arkadaşına karşı muhayyerdir. Ama birisi ötekine, seç (muhayyersin) derse müstesna."

Demek ki, önceki rivayetteki; "Ama satışta muhayyerlik bulunursa müstesna" cümlesi bu rivayette, "Ama birisi, ötekine seç derse müstesna" şeklindedir. Rivayetler arasında mana yönünden pek fark yoktur. Hattâbî, bu istisnanın; hadiste sözkonusu edilen muhayyerliğin, meclis muhayyerli­ği; ayrılmadan maksadın da bedenle ayrılma olduğuna delâlet ettiğini söyler.

Aynî ise şöyle der:

"Hattâbî; bu, meclis muhayyerliğinin sübutu konusunda en açık şey­dir. Bu söz, hadisin zahirine zıt düşen tüm te'villeri ortadan kaldırır, demiş­tir. Buna karşı ben de derim ki: Hattâbî'nin meclis muhayyerliğinin sübu-tundaki en açık şeydir, sözü, âkitlerden birisi icabda bulunduğu zaman öte­ki muhayyerdir; isterse kabul eder, isterse reddeder şeklinde anlaşılmalıdır. Ama, taraflar icab ve kabulde bulundukları zaman akid tamamlanmıştır. Mu­hayyerlik şart koşulmamişsa veya mal ayıplı değilse muhayyerlik sözkonusu değildir. Nesâî'nin, Semüre'den tahric ettiği şu hadis bunun delilidir:

Hz. Peygamber (s.a) üç defa: "Alışveriş yapanlar, birbirlerinden ayrı­lıncaya veya her biri akitten arzu ettiğini alıncaya kadar muhayyerdirler" buyurdu. Tahavî, "Rasûlullah'm bu hadisteki; her biri arzu ettiğini alınca­ya kadar sözü, taraflar için caiz olan muhayyerliğin akdin tamamlanmasın­dan önceki muhayyerlik olduğuna delâlet eder. Bu durumda, taraflar ara­sında, hadiste söz konusu edilen ayrılmanın, satıştan sonra bedenle ayrılma olduğunda ihtilâf yoktur. Ve yine müşterinin maldan istediğini alıp, isteme­diğini bırakmasının caiz olmayışında da ihtilâf yoktur" der.

Ben de diyorum ki; hadisteki ayrılmaktan maksat söz ile ayrılmaktır, bedenen değil. -Yani taraflar, alım satımla ilgili konuşmayı terkedinceye ka­dar muhayyerdirler.

Hattâbî'nin; bu mana tüm te'villeri ortadan kaldırır, sözü kabul edile­mez. Çünkü iki te'vil çelişirse hadis bırakılır, kıyasla amel edilir. Bu konu­daki kıyas; alışveriş akdinin kira ve nikâh akidleri ile kıyaslanmasıdır. Mu­hayyerlik, bu akidlerde akid bittikten sonra bedenen ayrılıncaya kadar de­vam etmediği gibi, alım satım akdinde de devam etmez. Bu akidler arasın­daki ortak nokta, hepsinin icab ve kabulle tamamlanmalarıdır..."
Görüldüğü gibi Aynî bu sözleri ile, Hanefîlerin görüşünü kuvvetlendir­meye çalışmıştır.[402]
3456... Abdullah b. Amr b. el-Âs, Rasûlullah (s.a)'ın şöyle bu­yurduğunu rivayet etmiştir:
"Alışveriş yapanlar, birbirlerinden ayrılmadıkça (akdi kabul edip etmemekte) muhayyerdirler; ama akitte muhayyerlik şartı bulunursa müstesna, (o zaman birbirlerinden aynlsalar bile, lehine şart koşula­nın muhayyerliği devam eder). Akit yapanlardan birisinin karşı taraf ikâle ister korkusuyla (oradan hemen) ayrılması helâl olmaz.”[403]


Eser: Ebu Davud

  • Yeni Ekle
Yorumlar (0)

Ebu Davud

 

Son eklenen ruyalar

Sitemizde yer alan soruların cevapları özenle islami eserlerden seçilerek yazılmaktadır.
..